Hiç boşuna "yeni yıla girerken insan iyi dileklerde bulunur, savaş değil barış çağrısı yapar, yakışıyor mu?" demeyin.

Ben 2024 yılında da savaşacağım. Savaş gelişmenin doğasıdır. Tez ve anti tez çatışmalıdır. İyilerin ve kötülerin savaşı gibi klişe cümlelere sığınmayacağım. Felsefi olarak kimin veya neyin "iyi" olduğu taraflara göre değişmektedir.

Üstelik sizlere verilmiş sözüm var. Bildiğiniz gibi "Kanal İstanbul" için hazırlanmış ÇED Raporu için ilgili bakanlıkça verilmiş "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" Kararının iptali için çeşitli Sivil Toplum Örgütleri, Meslek Odaları ve benim gibi bazı kişiler gibi bundan dört yıl önce bireysel olarak dava açmış, dava ile ilgili gelişmeleri de sizlere duyuracağımı belirtmiştim.

Dava için düzenlenen raporda bilirkişilerin büyük çoğunluğunun bu projenin yapılamaz olduğu, raporda yer alan bilgilerin bilimselliğe aykırı olduğu, yapılmaya kalkışılmasının bile doğaya büyük zararlar vereceği hususunda hem fikir oldukları yazıyordu.

Bu bilirkişi raporu üzerine ÇED Olumlu kararının iptali gerekirken, yetkili yerel mahkeme iktidarın baskısıyla topu taca atarak dosyayı Ankara'ya Danıştay'a göndermişti. Böylece Kanal İstanbul Ankara'ya taşınmıştı. Üzerinden bir yıl geçtikten sonra Danıştay 6. Dairesi’ndeki dosyanın 4. Daire’ye taşındığını bildirdiler. Altıncı Daire çok mu pahalıydı, Dördüncü Dairenin kirası daha ucuz da o yüzden mi taşıdılar, belli değil. Dosyayı gezmeye çıkardılar, dolaştırıyorlar. Dava sizin memlekete de uğrarsa şaşırmayın. Bir bakmışız dosya hop Sinop'ta, altı ay sonra hop Mersin'de. Hoş oralara biraz zor götürürler. Oralarda ki Nükleer Enerji niyetlerinin de hukuken başı belada.

Şimdilik Danıştay 4. Dairesi ilgileniyormuş gibi yapıyor. Dört yıldır süren dava yokmuşçasına, yeni dosya muamelesi sergiliyor. Yeniden Bilirkişi atayıp keşif yapacaklarmış sonrasında da bakacaklarmış. Ayrıca yeni bilirkişiler için neye göre belirlendiği belli olmayan milyonlarca TL bilirkişi ücreti de talep ediyorlar. Zannedersiniz ki bu dava için düzenlenen Bilirkişi Raporu’nu yazan bilirkişileri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Mahkemesi atamadı da Habur Sınır Tiyatro Mahkemesi atadı.

Gel de, savaşma. Davayı sonuna kadar takip edeceğim. Hukukun egemen olması için savaşacağım.

Doğayla savaşılmayacağını idrak edemeyenlerle, doğanın yanında savaşacağım.

Çocuklarımız için, torunlarımız için, onlara yaşanabilir bir dünya bırakmak için savaşacağım.

Dağdaki taş, daldaki kuş için savaşacağım.

Siz lise arkadaşım Ergün Bey gibi sadece rakı sofrasında nutuk atarak avunmayın, katılın bizlere.

Yeni yılda birlikte savaşalım...

27.12.2023 - M. Şevket Atalay