İnsanlardaki en yerleşik korku yüksekten düşme korkusudur. Atalarımız henüz doğada uyurken yerden gelebilecek tehlikelere karşı zeminden yüksekçe bir yerde uyumaya çalışırlarmış. Bu bazen bir ağaç dalı, bazen kendilerince yapılan basit bir yükselti olduğundan uykuda düşme tehlikesinin bu korkuyu zihnimize yerleştirdiği bilim insanlarınca iddia edilmekte.

Çeşit çeşit korkularımız var. Bu korkularımızın kimi anlaşılır olsa da bazılarını anlamlandırmak mümkün değil.

Kamuoyunda "internete sansür yasası" diye adlandırılan 7418 sayılı kanun Meclis'ten geçti ve 18.10.2022 tarihli Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Aslında daha Resmi Gazete'de yayınlanmadan iktidarın akıllı propagandası ve muhalefetin aymazlığı ile zaten büyük ölçüde amacına ulaşmıştı.

Başta WhatsApp, Signal gibi grup haberleşme araçları ve diğer sosyal medyada paylaşımları grup üyelerine sormadan 24 saate indirenler de var, grubu kapatıp yeniden açmayı teklif edenler de.

Yasanın lafı bile yetti cancağızlara. Zannedersiniz oldukları gruplarda halkı kin ve nefrete yönelten paylaşımlar sürekli yapılıyor, bunlar da baş sansürcü. Elde kendilerine verdikleri yetki belgesi, kanundan önce sansür uyguluyorlar. Yahu, paylaşımlarınızın %99'u zaten suya sabuna dokunmayan şeyler. Bunu yapanların birçoğu sözde üniversitede arkadaşlarıyla resmi olanlar ama içlerinde arkadaşlarıyla üniversite resmi olmayanların çıkarttıkları kanunu açıp okuyan yok. Kulaktan dolma propagandaya kapılıp destursuz sansürcülük yapıyorlar.

Topluma nasıl gereksiz bir korku yerleşmiş bir kez daha tanık olduk. Muhalefet desen iktidarı eleştirmekle iktidara alet olmak arasındaki çizgiyi çekemediğinden korku değirmenine su taşıyıp duruyor.

7418 sayılı Kanunun üstünde en çok fırtına koparılan kısmı 29. maddesi. Diğerlerine muhalefetin büyük bir tepkisi yok. Bu maddeye gelince, bir kere lafzen sakat. TCK' nun 217. maddesine bir ek yapılıyor. "Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır." denirken cümleye <sırf> sözüyle başlanması yapılan aykırı bilgiyi yayma işinin sadece ve sadece bu maksatla yapıldığının, haberin veya yayımın başkaca bir amacının olmamasını gerektirir. Yani aynı haberin içinde başka doğru bilgiler varsa bu madde biraz zor uygulanır. Bunun dışında ek getirildiği maddenin temeli bu tahriki yapan kişiyi altı aydan iki yıla kadar cezalandırırken tahriki yapanın haberini yapana bir yıldan üç yıla kadar hapis koymak ceza hukukunun esasına aykırıdır. Ayrıca TCK' nun 218. maddesi "haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz." eklenen maddeyi daha baştan kadük bırakmıştır.

Bütün bu çelişkiler yumağı içinde sizin korkmanızı gerektirecek bir yasa anladığınız anlamda yok ortada.  Bilmem anlatabildim mi, sizin korkmanıza gerek yok.

Okuyanın bilenin korkusu olmaz.

Korkması gereken yok mu? Elbette var. Mesela İstanbul'da metrobüs kazasından sonra "binlerce ölü yaralı var" diyenler korkmalı. Kişilerin söylemediği sözleri yapmadıkları eylemi yapmış gibi yayanlar korkmalı. Yani sosyal medyadaki trol ordusu esas korkması gereken. Gün gelir kanunlar uygulanır ve bazıları çıkmasıyla övündüğü kanunlarla yargılanır.

Ha, bir de çok yükseğe çıkmış olanlar var ki oradan düşmenin korkusunun çaresi yok...

19.10.2022 - M. Şevket Atalay