Her kişi için doğum günü önemlidir. Tabi sevenleri için de. Doğum gününüz yaklaşırken gelecekle ilgili beklentileriniz artar, içinde olduğunuz şartların değişmesini daha kolaylaşmasını gelecek günlerinizin sıkıntısız keyifli olmasını ümit edersiniz. Bunun için yakınlarınızın da katkısı olsa diye düşünürsünüz. Yıllar geçtikçe kutlanandan çok kutlayanların katkısı çoğalır beklentilerle ilgili. Bir de yüz yaşına gelebildiyseniz sevenlerinizin katkısı çok önemlidir.

Tarihsel akış içinde bazı sayıların simgesel anlamları vardır. Ülkeler için de kuruluş tarihleri önemlidir. Hele, hele onlu yıllar daha çok beklentilerle doludur. Ülkelerde beklentileri karşılayacak kutlamaları hazırlayacak yakınlar, o ülkenin halkıdır.

Devletler kurulurken bir başka ülkenin dağılmasıyla yönetim zafiyetine düşmüş topraklarda filizlenirler. Devletimizin kurucuları yıkılan bir ülkede doğmuş, büyürken sıkıntılarını çekmiş, zor koşullarda yaşamanın tecrübeleriyle kuruluş mücadelesi vermiş ve başarılı olmuş bir nesildir.

İşte, bizler o kuruluş mücadelesinden gelmiş bir neslin torunları ve devamıyız. Kuşkusuz ki kendimizi onların devamı görmemiz, ailemizde o mücadelenin içinde yer alanların olmasıyla ve aldığımız eğitimle sürmektedir. Kurucularımızın bize mirası ise Cumhuriyetimize sahip çıkma bilinci ve mücadelesidir.

Elbette bir ülkenin yeniden kuruluşunda fikren ve bedenen mücadele edenler kadar etmeyen kitlelerde olmuştur. Mücadeleden sakınıp pasif duranlar kadar kuruluş mücadelesine karşı çıkan hatta işgalcilerle madden ve manen işbirliği yapanlarda mevcuttu.

Cumhuriyetimizin kurulmasından itibaren yıkılmış bir devleti ayağa kaldırmanın zorluklarıyla ekonomik olarak mücadele edilirken olduğumuz topraklarda kendi uluslarıyla ilgili hayalleri olanlar boş durmamış, kuruluş öncesi işbirliği yaptıkları neslin çocuklarını kullanarak devletimizin güçlenmesini önlemek için her türlü çabayı göstermişlerdir.

Cumhuriyetimizin ilk yıllarında kuruluş coşkusuyla eğitim ve fikir hayatında yapılan atılımlar kuruluşun felsefesini çoğalttıysa da, o günün koşullarında eğitimin yeterince yaygınlaştırılamaması cumhuriyet karşıtlarının giderek güç kazanmasıyla sonuçlanmıştır.

Cumhuriyetimiz yaş aldıkça, karşı devrimciler özgürlük ortamının olanaklarından da yararlanarak zamanla ülkede söz sahibi hale gelmişlerdir.

Mevcut durum, bizleri memnun etmese de umutsuzluğa gerek yoktur. Bizler, çok daha kötü koşullarda başarılı olmuş bir fikri birlikteliğin devamıyız. Gelecekle ilgili beklentilerimiz Cumhuriyetimize sahip çıkmamızla onu birlikte kutlamamızla doğru orantılı olarak artacaktır.

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını ülkenin yönetiminde söz sahibi olanlar önemsemeyebilirler, sahiplenmeyebilirler ve hatta unutturmak gayreti içinde olabilirler. Bu şartlar altında bizlere düşen Cumhuriyet ruhuna sahip çıktığımızı göstermektir. Ancak bunun yolu kamplaşmak kutlamaları kendi kendimize yapmak değildir.

Cumhuriyet, devletimizin resmi yönetim biçimidir. Ne yazık ki çok uzun yıllardır resmi kutlamalar giderek daraltılan protokollerle vazife gibi kutlanmakta ve sanki bu normalmiş gibi muhalefetin elindeki belediyelerce kolaya kaçılarak alternatif yürüyüş ve şarkılı türkülü eğlenceler kutlamaymış gibi sunulmaktadır. Oysa bu davranış ayrıştırıcılığa rejim düşmanlarına alan açmakta, işlerini kolaylaştırmaktadır. Bu sene 28 Ekim'e tarihlenen Gazze mitingiyle amaçlanan da ayrıştırıcılıktır.

Cumhuriyet kutlamaları resmi törenlerde Cumhuriyetin yanında olan geniş halk kitleleriyle kutlanmalıdır. Bizlere düşen görev resmi protokol törenlerine elimizde bayrağımızla katılmak ve İstiklal Marşı’mızı sesimizi en yüksek perdeden çıkararak söylemektir.

29 Ekim sabahı erken kalkın, klavye başına geçip resim slogan paylaşmak yerine alın çoluk çocuğunuzu, alın bayraklarınızı.

Haydi, meydanlara, haydi resmi törenlere. Cumhuriyete sahip çıktığımızı yedi düvele göstermeye. Güçlülüğümüzü göstermeye, mücadele kararlılığımızı haykırmaya.

Bu sene belki üç beş kişi oluruz, yüz birincide üç beş bin, yüz ikincide üç beş milyon. Unutmayalım ki Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'te mücadeleye üç beş kişiyle başlamıştı.

Sabah resmi törenlere yıllardır dışlanan halk olarak sahip çıkıp düşman çatlatalım, sonrasında eğlenelim, şarkılar söyleyelim, yüzüncü yaşın keyfini sürelim...

25.10.2023 - M. Şevket Atalay