Başlıktaki eksikliği nasıl doldurursunuz? Sizin için futbol neydi, ne oldu? Düşündünüz mü?

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de futbol büyük kütlelerin ilgisini çeken gündemlerini meşgul eden bir seyir gösterisi artık. Futbolun spor olduğu günler mazide kaldı.

Diğer ülkeleri bilemem ama ülkemizde parasal ilişkilerin ayrılmaz bir parçası haline geldi. "Futbola kaynak yaratıyoruz" laflarıyla 2004 yılında başlayan "İDDAA" bahis oyunu, adının Türkçeyi bozarak oluşturulmasına yakışır şekilde futbolumuzu da bozmuş durumda.

Kuşkusuz ki eskiden de futbolda şike vardı. Genellikle hatır şikesi babında paradan çok hatıra, bazen de güce dayanır şike olaylarının olduğu doğrudur. Ama bunlar alaturka işlerdi. Büyük paralar dönmezdi. Günümüzde ise şike de alafranga oldu. Profesyonel futbol kumar olarak görülüyor. Artık kulüpler oyuncular yeşil sahaların parçası değil yeşil çuhalardaki iskambil destesinin kartları.

Öyle renk aşkı, "damarımı kessen kanım şu renk akar" söylemleri sadece taraftarlara kaldı. Kulüplerin, kulüp başkanlarının büyük çoğunluğu renklerle ilgilenmiyor. Önemli olan sportif başarı değil, parasal başarı. Kulüpler yaşamak için şirketleştikçe kapitalizmin oyuncağı olup kar edilecek müessese haline geldiler. Eh, bir de işin içine kolay para kazanma olanağı girince cazibeleri arttı ve kulüp hisseleri elden ele dolaşır oldu.

Kumarın olduğu yerde başkaca kirli işlerin olması kaçınılmazdır. Kumarda kazanılan paraların legal sisteme girerken kumarın yancılarının gelirlerinin de bu paralarla birlikte aklanmaya çalışılması eşyanın tabiatına uygundur. Bazı futbol kulüplerinin bir yandan kumarla para kazanırken bir yandan da sisteme sokulmaya çalışılan paralara yataklık etmesinin yanık kokuları son günlerde epeyce arttı.

Adı büyük bazı kulüpler mali başarılarına destek sağlamak için daha alt liglerdeki takımların sahipliği üzerinden hareket ederken, bazıları kendi çapında ikili kazancın dümenindeler.

İşin boyutu öyle büyük ki, böyle illegal kazançların elde edilip paylaşılmasında sistemin tüm unsurlarının her noktasının uyum göstermesi zorunlu olarak gerekmekte. Sisteme uyanlar abad olurken bu olayların dışında kalmaya çalışan futbolu hala spor olarak yapmaya çalışan kulüpler cezalandırılırken, bu olayların içinde olan aktörleri hiç bir şey yokmuş gibi yoluna devam ediyor.

Size bir örnek vereceğim. 19.03.2017 tarihinde Konya Anadolu Selçuklu Spor - Fatih Karagümrük maçında Fatih Karagümrük 2-0 önde iken, maçın İzmir bölgesi hakemleri önce auta çıkan topu gol saydılar, sonra ceza sahası dışında oyuncunun göğsüne değen topu ceza alanı içine taşıyıp ele değmiş gibi penaltı vererek maçı ev sahibi lehine 3-2 sonuçlandırdılar. Kamera kayıtlarıyla sabit olay neticesi maçın tekrarı ile hakemin hakemlik hayatı bitmesi gerekirken, maç federasyonca tescil edildi ve bu hakem hala maç yönetiyor liglerimizde. Demek ki birileri bu hakemi kanatları altına almış. Bu maç için oynanan "iddaa" kuponlarının tümü incelenmelidir.

Araştırılırsa bunun gibi nice örnekler bulunur. Gazeteci Murat Ağırel yazıp duruyor ama konuya el atması gerekenlerden ses çıkmıyor.

Haksız kazanç sistemi yanındakileri korurken, karşı çıkanları da cezalandırıyor mu? Düşünmeden edemiyor insan. Acaba bunun için mi Cumhurbaşkanı’nın talimatına rağmen Fatih Karagümrük Kulübü’ne sahasında oynama izni verilmiyor? Avuç içi kadar Pendik Stadı devletçe yapılıp süper lig maçı oynatılırken; nasıl oluyor da Karagümrük Stadı’nda yıllardır maç yapılmıyor, yaptırılmıyor? Ne garip bir tesadüftür ki yine son Konya maçında penaltı pozisyonları ters değerlendirilip iki puanı elinden alınıyor. Karagümrük böyle mi cezalandırılıyor?

Devleti yönetenler bu işe özel bir savcı atayıp tüm sorumluları makamlarına ve isimlerine bakmadan cezalandırmadıkça olaylar daha da alevlenecek ve bilin ki bunun ateşi şarkıdaki gibi sadece Karagümrük sokaklarını yakmayacaktır. Eğer yapılmazsa UEFA tarafından ülke olarak cezalandırılmamız çok yakındır.

Bu gidişle futbol ve mazi dememiz kaçınılmazdır...

08.11.2023 - M. Şevket Atalay