Marmara depremi gerçekleşmeden yapılması gerekenleri anlattığım makalelerimden 2016 yılında yazdığımı noktasına dokunmadan yeniden yayınlıyorum. 14.12.2023

ANADOLU'YA ÇIKACAĞIZ

Hiç kuşkusuz ki, Atatürk henüz Mustafa Kemal'ken İstanbul Sarayburnu'nda sırtını saraya dönmüş ve kurtuluş planlarını yapmıştır. "Anadolu'ya çıkacağız."

Cumhuriyetin ilanından sonra İstanbul Belediyesi öncülüğünde başlatılan kampanya ile İstanbul halkının bağışlarıyla yaptırılan ilk Atatürk Anıtı işte bunu anlatmaktadır.

Sadece Kurtuluş Savaşı değildir Anadolu'da başlatılan. Cumhuriyetin ilanından sonra da yapılan tarım ve sanayi hamleleri de Anadolu gerçekleştirilmiştir.

1950 yılından itibarense, ne yazık ki Anadolu insanı bilinçli ve yanlış politikalarla topraklarından koparılarak İstanbul'a ucuz emek gücü olarak yığılmaya başlamıştır. O günlerden günümüze kadar geçen 66 yıl sonunda İstanbul bir çözümsüzlük yumağı, garabet haline gelmiştir.

Bugün nüfusumuzun % 20'si İstanbul'da yaşamaktadır. Küçük devletler hariç bu dünya rekorudur. Bu orana en yakın şehir Londra olup İngiltere nüfusuna oranı % 14,5 civarındadır. Bu oranlamada üçüncü Moskova, dördüncü Tokyo'dur. Dünyanın en kalabalık şehri olan Şanghay'ın Çin nüfusu içindeki payı ise % 1,3'tür.

İstanbul bu haliyle ülkenin kaynaklarının verimsiz olarak tüketilmesine neden olmakta, yapılan yollar tüneller köprüler ise derde deva olamamaktadır. 2016 yılında ülke bütçesi yaklaşık 186 milyar USD iken İstanbul Büyükşehir bütçesi yaklaşık 13,3 milyar USD idi. Üstelik bu bütçeye ilçe belediyeleri dahil değil. İstanbul Büyükşehir'in 2016 yılı yatırım bütçesi ise tam 5,5 milyar USD. Tabi Üçüncü Köprü, Avrasya tüneli gibi ülke bütçesine kitlenen harcamalar dahil değil bu paralara. İstanbul'a harcanan paraların büyüklüğünü göstermek için bu rakamları paylaşıyorum.

Peki, İstanbul trafikte inim inim inlerken iktidarda on dört yılını tamamlayan AKP iktidarı bu konuda ne yapıyor ne düşünüyor hangi fikri üretiyor? Ne yapacaklar, belediye şirketi KİPTAŞ eliyle İstanbul sur içinde Süleymaniye Camisinin çevresinde topladıkları evleri Katarlılara 240 milyon USD'ye sattılar. Yakında Kapalıçarşı'yı da toplayıp satarlar. Dış politikadaki başarıları sayesinde ülkeye turist gelmediği için Kapalıçarşı esnafı sinek avlıyor. Esnaf sinekten yağ çıkarmayı öğrendi ama gel gelelim sinek yağı para etmiyor bu sıralar. Hal böyle olunca kiralar ödenemiyor. Ticareti iyi biliyorlar ya, yakındır Kapalıçarşı'da dükkanları toplayıp birilerine toptan pazarlamaları.

Damat Ferit İngilizleri halkından çok severdi ama hiç değilse İstanbul'u parselleyip satmaya kalkışmamıştı. Bunlarsa Kanuni'nin yaptırdığı Caminin çevresini pek sevdikleri Araplara sattılar.

"İstanbul nasıl düzelir, Türkiye nasıl büyür?" sorularının yanıtına gelince.

Atatürk yolunu yöntemini Sarayburnu'nda göstermişti. Biz de sırtımızı İstanbul'a, saraya dönüp Anadolu'ya çıkacağız.

Kendinden bahsetmek fıkra yazarlığında hoş olmasa da, bazen gerekli olabiliyor. Bu yüzden önerilerimden önce belirtmek isterim. Bulabildiğim bilgilerle göre 350 yıllık İstanbullu bir ailenin çocuğu olarak İstanbul'da doğup büyümeme rağmen 1989 yılından beri Anadolu'da çalışıyorum, yaşıyorum. Yani "ele verir talkını" kıvamında değilim. O yüzden yapılacakları gönül rahatlığı ile söylüyorum.

Çıkarılacak kanunlarla en az on yıl süreyle İstanbul ve çevresine (Kocaeli Dilovası ile Trakya'nın tamamı) sanayi üretimine yönelik işyeri ruhsatı (mevcut organize sanayi bölgeleri hariç) verilmesi yasaklanacaktır. Organize sanayi bölgeleri dışındaki mevcut iş yerlerine üretime yönelik yeni makine alımına da (kapasite artırımı) izin verilmeyecektir.

Bu bölgede mevcut tesislerin, Anadolu içerisinde belirlenecek organize sanayi bölgelerine taşınmaları halinde taşınma, arsa, bina yapımı gibi giderleri devlet tarafından hibe olarak karşılanacak ancak bu harcamaların devletçe hibe olarak karşılanması halinde bu giderlere amortisman ayrılmasına izin verilmeyecektir. Yapılacak yapıların tapuları yeni yerinde on yıl üretime kesintisiz devam etmeleri halinde sahiplerine verilecektir. Taşınan eski tesislerin arazileri imar planlarında sanayi yeri olmaktan çıkarılacak, yeşil alan ve spor alanları yapılacaktır.

Taşınan işyeri çalışanlarının tesis ile birlikte yeni işyerlerine taşınmaları halinde ücretlerinden kesilen gelir vergisi beş yıl süreyle alınmayacak ve çalışanın maaşına eklenecektir. Sonraki beş yıl gelir vergisi kademeli olarak arttırılacaktır. Taşınan işçilere de taşınma bedeli hibe olarak verilecektir. Çalışanların sigorta işveren hissesi beş yıl süreyle devlet tarafından karşılanacak ve üretilen malın maliyeti azaltılacaktır. Taşınan işyerlerine taşınma ile gelenlere ek olarak alınacak (veya eski işyerinde kayıtlı çalışan sayısının üzerinde) yeni işçiler içinde bu teşvik uygulanacaktır.

Bunlar yapılırken İstanbul'dan Anadolu'ya taşınacak kişiler için gerekli okul hastane sosyal çevre gibi yerler planlamaya ve bütçeye dahil edilerek yapılacaktır.

Bunlar gerçekleştirildiğinde İstanbul'un ve çevresinin nüfusu en az üç milyon kişi azalacaktır. İstanbul çekim alanı olmaktan uzaklaşacağı ve insanlar doğdukları yerde iş bulabilecekleri için Anadolu'dan İstanbul'a yeni nüfusta gelmeyecektir. Bu İstanbul'a daha az kaynak ayrılması, daha az yol yapılması, İstanbul trafiğinde boşa geçen zamanın azalması demektir. Başta Trakya olmak üzere çevreyle tarihle barışmak demektir. Ülkenin her yerinin daha adaletli kalkınması demektir. Finansman ise İstanbul'a lüzumsuz harcanan paralardan karşılanacaktır.

"İktidardaki AKP hükümeti bunları yapmaz, onlar Kanal İstanbul yapacaklar, İstanbul'un nüfusunu sekiz milyon daha arttıracaklar" mı diyorsunuz?

Unutmayın, Mustafa Kemal Samsun'a gitmek için Bandırma Vapuruna bindiği günlerde, iş başında Padişah Vahdettin'in "dünyadaki üç mel'undan biri" dediği damadı Ferit Paşa vardı ve Mustafa Kemal'i vatan haini ilan etmişti...

Bilim ve fennin gösterdiği yolda, yapılması gerekenler yapılacaktır...

16.11.2016 - M. Şevket Atalay