Yirmi yıldır tek başına iş başında olanların marifetleri bitmiyor. Maşallahları var.

 

Konuşulanlara göre sinekten yağ, her işten de sakal çıkarmayı biliyorlar. Yaptıklarını ticaretin gereği konumuna sokup rızkın onda dokuzunu çıkardıklarını etrafa anlatıyorlardır.  Konuşulanlar diyorum, çünkü anlatılanların belgelerine ulaşmak şimdilik mümkün değil. Muhtemelen iktidar değiştiğinde Cumhuriyet Savcıları belgelere ulaşıp ticaret dedikleri irtikabın hesabını soracaklardır. Bizler de ancak o zaman sakallarının akını, alınlarının karasını öğreneceğiz.

 

Bir süredir iktidarla muhalefet yarış halinde vatandaşın icralık borcunu silme peşinde. Bu oy yarışının neticesi olarak bilmem kaç milyon insanın iki bin TL altı takipteki borcu ödenmiş kabul edilecek ve hiç borcu olmayan senin benim kesemden, yani devletin bütçesinden ödenecekmiş.

 

Ey, benim güzel kardeşim, bana sormadan benim de kesem olan bütçeden birilerinin borcunu niye ödüyorsunuz? Borçlar Kanununda ya da başka bir kanunda madde var da ben mi bilmiyorum, bir kuruş borcu olmayan benim üç kuruşluk emekli maaşıma zam yapmak yerine başkasının borcunu ne hakla ödüyorsunuz?

 

Altı milyona yakın kişiden bahsediliyor ama kaç milyon kişinin borcunun ödeneceği belirsiz. İki bin TL'lik sınır icraya düşen borç başına mı, yoksa kişi başına mı belli değil. Yani bir kişinin iki bin TL altında on tane icra dosyası varsa o kişinin yirmi bin liraya yakın borcu silinecek mi? Ayrıca iki bin TL borcun ana parası mı, yoksa NAS'a uymayan işlemiş faizleri de içinde mi?  Gözüyle gülen Maliye Bakanımız ne der bu konuda? 

 

Söylenenlerden anladığımız, borcun alacaklısı şirketler kanunen kabul edilmeyen gider olan aktiflerindeki bu alacakları, gider yazarak vergiden düşeceklermiş.

 

Hukuksal statüsü kanun yerine yönetmelikle düzenlenmiş bir garabet olan Varlık Şirketlerine devredilmiş borçlar ise devlet kesesinden, ödenecekmiş. İşte zurnanın "zırt" dediği yer tam burası.

 

Varlık şirketleri bu borçları devir alırken, alacaklı şirketlere devraldıkları tutarın ancak % 8-10'u civarında para ödüyorlar. Basında yer alan haberlere göre 2021 Nisan ayında 60 milyar TL'lik borç 5,4 milyar TL'ye satın alınmış. Yani iki bin TL'lik borç için iki yüz TL bile ödememişler.

 

Borçlar Kanununun 183. maddesine bu ıskontolu satışın önce borçluya teklif edilmesi zorunluluğu eklense, eminim borçluların büyük çoğunluğu kabul ederdi. Ama böyle yapılmadan devrolunca yeni alacaklılar borçludan, borcun faiziyle birlikte tamamını icraya koyarak istiyorlar. Haliyle, icradaki dosya sayısı da rekor üstüne rekor kırıyor.

 

Şimdi soruyorum ülkeyi yönetenlere, varlık şirketlerinin kursağındaki bu borçların tamamını mı ödeyeceksiniz, yoksa satın alırken ödedikleri tutarı mı ödeyeceksiniz?

 

Şirvanzade Rüştü Paşa yaşasaydı, olanları "Alâarabi İrtikap" olarak nitelerdi. Zira bu devirde olanlar alaturka irtikabı da, alafranga irtikabı da aşmış vaziyette.

 

Bay Kemal ve altı kol muhalefet benden oy bekliyorsa, bu konu Meclise geldiğinde bütçeden ödemenin varlık şirketlerine borç için ödedikleri tutarla sınırlı olacak şekilde yapılmasına uğraşsınlar. Senin, benim cebimden Varlık Şirketlerinin sebepsiz zenginleştirilmesine engel olsunlar.

 

Alâarabi İrtikabın hiç değilse birazı engellesin...   

 

07.09.2022 - M. Şevket Atalay