Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek nüfusunu biliyor muyuz? Şimdi diyeceksiniz ki; "Bu da soru mu? TÜİK her sene Ocak ayında açıklıyor ya, 2023 yılı sonunda 85.372.377 kişiydik."

Açıklanıyor da, o sizin dediğiniz sayı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamı değil ki. Bu sayı sadece yurt içinde bir ikamet adresi olan kişilerin sayısı. Yurt dışında ikamet eden vatandaşlarımızla yurt içinde yaşayıp bir nedenle adresi bilinmeyen vatandaşlarımız bu sayıya dahil değil. Yurtiçindekilerin kimisi mahkemelerden kaçıyor, kimisi alacaklılarından. Adliyelerimizin en büyük iş yüklerinden bir tanesi adresi tespit edilemeyen davalılar.

Dışişleri Bakanlığı’mıza göre yurt dışında yaşayan 6,5 milyon vatandaşımız var. Yurt içinde de yarım milyon olduğunu varsaydığım adresi belli olmayanları da eklersek, aslında gerçek nüfusumuzun 92 milyonun üzerinde olması lazım.

Devletin bilgisayarlarında her vatandaşımız bir kimlik numarasıyla kayıtlı değil mi? İktidardakiler bir tuşa bastıklarında görüyorlar yaşayan vatandaşlarımızın sayısını ama açıklamıyorlar. Avustralya'yı yönetenler ise üçer aylık dönemlerle ve detaylarıyla açıklıyor bu bilgileri. Avustralya devletinin tüm kurumları ve bilim insanları da bu bilgileri kullanarak değerlendirme ve ileriye yönelik projeksiyon yapabiliyor. Avustralya'da sadece Pigmelerin yaşadığı zamanda cihan imparatorluğu olduğumuzla övünenlerin yönettiği ülkemizde ise rakam bulmak için iğneyle kuyu kazmak gerekiyor. Rakamları buluyorsun, buldukların bir başka devlet kurumunun rakamıyla çelişiyor.

Sadece nüfusumuz mu eksik veya yanlış açıklanan? Ya seçmen sayımız doğru mu? TÜİK verilerini doğru kabul edersek yurt içinde yaşayan 85,4 milyon vatandaşımızdan 18 yaşını doldurmuş olanlar yaklaşık 68,5 milyon kişi. 298 sayılı yasanın 8.maddesine göre de kısıtlı olanlarla kamu hizmetinden yasaklı olanlar seçmen kütüğünde olamaz. Demek ki bu iki durum dışında olan 18 yaşını doldurmuş tüm vatandaşlarımızın seçmen kütüğüne yazılı olması gerekiyor.

TÜİK'e göre potansiyel seçmen sayımız 68,5 milyon kişi ama YSK tarafından seçmen kütüğüne kayıtlı seçmen sayımız 57,8 milyon kişi olarak açıklanıp seçim yapıldı bile.

Ülkemizde 10,7 milyon kişi kısıtlı veya kamu hizmetinden yasaklı olabilir mi? Hadi, diyelim ki bu bilgi de doğru. Oy kullanamayacakların oranının illerin nüfusuna göre yaklaşık aynı olması gerekmez mi?

İl il baktığımızda TÜİK 'e göre18 yaşını doldurmuş Ardahanlıların %61,5 'i, Bartınlıların %53,1’i, Karslıların %52,3’ü YSK'nın seçmen kütüğünde sayı olarak yok. Balıkesir seçmen kütüğüne yazılma konusunda en iyi oranı yakalamış. Balıkesirlilerin %7,8’i, İzmirlilerin %7,9’u, Manisalıların %8,2’si yok seçmen kütüklerinde. Kısıtlı veya kamu hizmetinden yasaklı kişi sayısı oranlarında bu kadar fark, Ardahan ile Balıkesir arasında neredeyse sekiz kat fark olabilir mi?

İktidar milletvekilleri istakoz yerken muhalefet milletvekilleri seçmen kütükleri ilan edildiğinde zahmet edip burada verdiğim bilgileri ve Doğru Parti Başkanı Rifat Serdaroğlu'nun çalışmasını inceleselerdi seçmen kütüklerinde hem ölü seçmenlerin olduğunu hem de olması gereken kadar seçmen olmadığını görüp kanuni süreler içinde kütüklerin düzeltilmesini sağlayabilirlerdi.

Kaç kişi olduğumuzun peşine vatandaş olarak bizler düşmezsek, iktidardakiler değişse bile istakoz yiyenler değişmez...

17 Nisan 2024 - M. Şevket Atalay