Deprem nedeniyle ulusça zor günler geçiriyoruz. Bu zor günler gösterdi ki yeni Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi eski sorunları çözemediği gibi büyük bir kaos yaratmış durumda. Kargaşa, koordinasyonsuzluk, hüküm sürüyor. Devlet, devletliğini yapamaz halde. Bu nedenle ölüm sayıları olması gerekenin üzerinde gerçekleşecek gibi gözüküyor.

 

Evet, üzüldük, hem de çok üzüldük. Ölümler kayıplar kadar devletin idare edilemez duruma düşmesine üzüldük.

 

Zaman artık üzülme zamanı değil, bundan sonra üzüntü yaşanmaması için devleti yeniden tesis etme zamanı. Mevcut sistemi değiştirme zamanı.

 

Bunun için seçimlerde, Cumhurbaşkanı ve TBMM'de 400'ün üzerinde milletvekilinin belli bir plan program dahilinde birlikte davranabilmesini sağlayacak oy çoğunluğunu sağlamak gerekiyor.

 

İktidar da seçimi kazanmayı ve 400'ün üzerinde milletvekili çıkarmayı hedefliyor. Cumhurbaşkanı’nın gücünü arttırmak için istiyor bunu. İktidarın mevcut adayını ve başarırlarsa hedeflerini biliyoruz. Yaraları sarmak denilince tek düşündükleri yeni beton dökmek. Bir yıl içinde toplu konut yapacaklarmış.

 

Muhalefete gelince, hedeflerini öğrendik ancak Cumhurbaşkanı adaylarını henüz açıklamadılar. Laf aramızda iyi de oldu. Düşünmek için hala süre var.

 

Muhalefetin açıkladığı hedeflerden katıldıklarım da var, gerçekçi bulmadıklarım da. Olmazsa olmaz diye düşündüğüm ancak ortak metinde yer almayan konularda var. Hedeflerini irdelemek ayrı bir kaç yazı konusu.

 

Eğer muhalefet açıkladığı hedeflerde samimi ise, yani Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin azaltılması ve temsil kabiliyetinin öne çıkarılması söz konusu ise, Cumhurbaşkanı adayı da bunu öne çıkaracak bir kimlikte olmalıdır.

 

Ancak isimleri öne çıkan aday adaylarının hepsi siyasetin içinde ve iktidarı güç olarak kullanmak isteğinde olan kişilerdir. Hangi siyasi aday olursa olsun, neticede kendi partisiyle uyumlu diğer partilerden bir farklı görüş ve duruşu olması kaçınılmazdır. Yapılacak işler açısından da sistem değişene kadar kaçınılmaz olarak ve mecburen kullanılması gereken büyük bir yetki söz konusudur.

 

Bu nedenlerle muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı siyasetin tamamen dışından biri olmalıdır. Aday bir bilim insanı veya bir sanatçı olabilir. Böyle bir kimlik en büyük yetkilere sahipken de, yetkileri azaltıldığında da hedef aday kimliğiyle uyumlu tüm ülkeyi kucaklayıcı olur ve görevi tanımına uygun olarak yapar. Yetkilerini kullanırken sırtında partisel yumurta küfesi de olmayacağından rasyonel davranır.

 

Elbette yardımcısı muhalefetin belirlediği bir siyasi isim olacaktır. Cumhurbaşkanı yardımcılığı için en uygun aday ise bana göre Sayın Kılıçdaroğlu'dur. Bu niteliklere sahip bir Cumhurbaşkanı’nın yardımcısı olmak konusunda Kemal Bey'in de kişisel bir itirazı olacağını düşünmüyorum.

 

Siz ne dersiniz? Mesela bir bilim insanı ya da bir sanatçı Cumhurbaşkanımız olsun ister misiniz?

 

08.02.2023 - M. Şevket Atalay