"CHP seçimi nasıl kazandı?" sorusuna yanıt vermeyen yok. Ekran yüzlerinden hiç tanınmayan mahalle esnafına kadar herkesin bir yanıtı var. Söylenen yanıtların büyük çoğunluğu cüzdan üstüne. Tencere boş olunca sesi çıkıverdi elbette.

Bana göre ise "emek" kazandı. Yıllar sonra ilk defa CHP örgütleri "seçimi kazanamayız nasıl olsa" düşüncesinden sıyrılıp sahaya çıktılar, emek harcadılar. Görüldü ki emek olunca yemek oluyormuş. Başta İstanbul, Ankara olmak üzere boş tencerelerin sesi oldular, "tencere tava, hep aynı hava" diyenlere güzel bir ders verdiler.

"Değişim" olgusu sadece çalışmayı değil, aday belirlemede eş dost kavramı yerine biraz daha bilimsel çalışmaları da getirince <bazı küçük hatır sızıntıları olsa da listelere> sonuç CHP'li yüzlerde güller açtırmaya yetti.

Görüldü ki sağa savrulmadan, stepne takmadan da sonuç almak mümkünmüş.

Umarız ki CHP bundan sonrasında popülist sağcı söylem ve eylemleri bırakarak kuruluş ayarlarına yönelmenin neleri getirdiğinin farkına varıp bu başarı tablosunu ilk genel seçim sonuçlarına taşıyabilir.

Bunun basit bir yolu var; emek koymak ve emek koyandan yana olmak. Sağ popülist politikaların malzemesi olan para dağıtmak, yardım dağıtmak bırakılmalıdır. CHP sol bir parti olduğunu hatırlayıp kaynaklarını emek koyandan yana harcamalıdır.

CHP kazandığı tüm belediyelerde ilk olarak çalışan veya çalışmayan tüm annelerin yükünü azaltmalıdır. Bunun yolu özellikle büyük şehirler başta olmak üzere şehir merkez ilçelerinde kreş ve ana okullarının tüm mahallelere yayılması, kalabalık mahallerde gerekirse ikincisinin üçüncüsünün açılmasıdır. Kreş ve ana okulu açılışları okulların açılmasından önce Ağustos sonuna kadar tamamlanmalıdır. Hükümet engel olmaya kalkabilir, açılış izinlerini geciktirmeye çalışabilir. Ancak kreş ve yuvaların açılışa hazır olduğunu gören halkın baskısının önünde hükümetin durmasına engel yoktur.

Devrim zihniyette başlar. Devrim kanun, izin beklemez. Potansiyel talep ortadayken, arzı da kullanılır halde ortaya koyabilirse CHP'li belediyeler ne ÇEDES kalır ne de engel olmaya çalışanlar.

Yapılacak ikinci iş; ilçelerde o ilçede doğmuş olan yaşlıların yaşayabileceği taleple orantılı çağdaş huzur evlerinin hızla yapılmasıdır. Nüfusumuzun AKP sayesinde artış hızı azaldığından yaşlı nüfusumuzun oranı artmıştır. Hükümetin ekonomik politikaları sonucunda muhtaç duruma düşmüş yaşlılarımıza gereken yaşama ortamı sağlanmalıdır. Hem böylece bu seçimin kazanılmasında oy kullanarak katkı veren yaşlılara borcumuzun bir bölümü de ödenmiş olur.

Üçüncü öncelikli iş gençlerimize ders çalışma ve beceri geliştirme olanakları ile spor yapabilecekleri alan ve mekanların planlı bir şekilde sağlanmasıdır. Spor yapan, sosyal beceri geliştiren gençler geleceğimizin teminatı olacaktır.

CHP elindeki belediyelerin zihniyetini değiştirebilir ve yaptıklarıyla parmak ısırtabilirse ilk genel seçimde oylarını arttırır, yok yapamaz makarna kömür dağıtarak mevcut sağ belediyeler gibi halka yağcılığa devam ederse bir daha bu oy oranını görmeye benim yaşım yetmez.

Bekleyip görelim, CHP'li belediyeler emekten yana davranıp devrim yapacaklar mı, yoksa yapılacaklar için "yerim dar" mı diyecekler?

02 Nisan 20204 - M. Şevket Atalay