Marmara merkezli 7.0 civarında büyüklükteki bir depremin eli kulağında olduğunu bu konuda çalışan bilim insanları söylüyor.

Sokaktaki insandan devleti yönetenlerin en tepesindekine kadar herkes de depreme hazırlık konusunda bir şeyler yapılması gerektiğini söylemiyor mu, söylüyor elbette. Peki, yapılacaklar konusunda soyut laflar dışında hiç somut öneri duydunuz mu?

Devleti yirmi küsur senedir yönetenlerin derdi ise deprem korkusunu kullanıp İstanbul ve çevresini parselleyip satmak gibi gözüküyor. Çıkardıkları yasa değişiklikleri, kupon konut arazilerine el koyup nemalanmak üzerine. Üretim tesisleri içinse tık yok.

Oysa yaklaşan deprem en çok ekonomimizi, sanayimizi vuracak. Marmara bölgesi Türkiye ekonomisinin şah damarı. Bu bölgemizin ekonomideki katma değeri neredeyse diğer bütün coğrafi bölgelerin toplamından fazla.

Yıllardır onlarca kere yazdıklarımı usanmadan bir kez daha tekrarlayacağım.

Deprem gelmeden hatta depremden bağımsız, ülkede adaletli bölgesel gelir dağılımı için yapılması gereken Marmara bölgesi yükünün diğer bölgelere planlı bir şekilde yönlendirilmesidir. Ekonomideki Marmara bölgesi ağırlığı azaltılmalıdır.

Bunun için Marmara bölgesindeki sanayi kuruluşları bu bölgenin dışına taşınmalıdır. Hangi sanayi kolunun, hangi fabrikanın nereye taşınabileceği konusunda devletin elinde yeterli bilgi ve bu bilgiyi ülke çıkarı için kullanabilecek bürokrat kadro mevcuttur.  

"İşletme Mühendisliği" mesleğimdeki kırk yıllık birikimimle somut önerilerim şunlardır;

Marmara bölgesinde sanayi üretimine yönelik yeni işyeri ruhsatı verilmeyecektir. Organize sanayi bölgeleri dışındaki mevcut iş yerlerine üretime yönelik yeni makine alımına da (kapasite artırımı) izin verilmeyecektir. Bölgedeki tüm sanayi işyerlerinin üretime devam edebilmeleri için "depreme dayanıklı üretim tesisi" belgesi almaları zorunlu olacaktır.

Marmara bölgesinde sanayi tesislerinin, Anadolu içerisinde devletçe yapılacak organize sanayi bölgelerine taşınmaları halinde arsa, altyapı, bina (tesisatıyla) yapımı, taşınma giderleri devlet tarafından hibe olarak karşılanacak ancak bu harcamaların devletçe hibe olarak karşılanması halinde bu giderlere amortisman ayrılmasına izin verilmeyecektir. Yapılacak yapıların tapuları yeni yerinde on yıl süreyle üretime kesintisiz devam etmeleri halinde sahiplerine verilecektir. Taşınan tesislerin eski arazileri imar planlarında sanayi yeri olmaktan çıkarılacak, yeşil alan veya tarım niteliğine dönüştürülecektir.

Taşınan işyeri çalışanlarının tesis ile birlikte yeni işyeri bölgesine taşınmaları halinde ücretlerinden kesilen gelir vergisi beş yıl süreyle alınmayacak ve çalışanın maaşına eklenecektir. Sonraki beş yıl gelir vergisi kademeli olarak artarak kesilecektir. Taşınma süresince oluşacak çalışma kaybında taşınmayı kabul eden çalışanların net ücretleri devletçe ödenecektir. Taşınan çalışanlara da taşınma bedeli hibe olarak verilecektir. Çalışanların sigorta işveren hissesi beş yıl süreyle devlet tarafından karşılanacak ve üretilen malın maliyeti azaltılacaktır. Taşınan işyerlerine taşınma ile gelenlere ek olarak alınacak (veya eski işyerinde kayıtlı çalışan sayısının üzerinde) yeni işçiler içinde bu teşvik uygulanacaktır.

Marmara bölgesinden taşınacak kişiler için yeni bölgelerde artacak okul hastane sosyal çevre gibi ek yerler bütçeye dahil edilerek yapılacaktır.

Uygulamanın başlamasıyla aynı anda bölgedeki düzensiz göçmen, sığınmacı gibi yabancı uyrukluların tamamı bir yıl içinde ülkelerine veya başka bölgelere nakledilecektir. Bölgeye yeni yabancı uyruklu kişilerin yerleşmesinin önüne geçilecektir.

Bunları yapmaya başladıktan sonra bölgede kalan nüfusun yaşam alanlarını planlayarak sağlıklı bir yöntemle yenileyebiliriz. 

Dün yapılmaya başlanması gereken bu önerilerim beş yıl içinde kolayca yapılabilir. Önerilerimin maliyeti de ekonomi büyüklüğümüz ve önlenecek kayıplarımız göz önüne alındığına ulaşılamaz değildir.

Önerilerim yapılırsa sadece depremin ekonomik yıkıcı etkisinden kurtulmakla kalmayız. Aynı zamanda ülkemizdeki bölgesel gelir dağılımı adaletsizliğini azaltırız. Vatandaşlarımız işine aşına memleketinde kavuşur, İstanbul'un taşı toprağı altın olmaktan çıkar. Hatta bakarsınız Trabzon'da, Batman'da, Uşak'ta İstanbullular Derneği bile kurulur. Ne dersiniz?

Depreme hazırlıklı olma konusunda sizler de çözüm önerin, hep birlikte hazırlanalım depreme yenilmeyelim...

20.12.2023 - M. Şevket Atalay