Sapla samanın karışık olmasından faydalananların işi zor. Seçim geliyor.

 

Siyaset sahnesinde görünen o ki önümüzdeki dönem Meclis'te yıllar sonra ilk defa sol bir parti ağırlığını seçmen iradesiyle hissettirecek. Neredeyse elli yıla yakın zamandır böyle bir iklim oluşmamıştı. Bir önceki seçimde CHP ve HDP kontenjanlarından Mecliste temsil olanağı elde eden Türkiye İşçi Partisi sadece dört milletvekiliyle Meclisin tozunu atıp sol siyasetin sesini dillendirince bazı şeylerin olanaksız olmadığı ortaya çıkıverdi.

 

Bu güne kadar sol adının gölgesinde sağ tandanslı politika yapan CHP ve HDP yöneticilerinin etekleri tutuşmuş durumda. Telaşlanmakta haklılar. Oysa ne güzel solculuk oynuyorlardı. Birisi muhalefetçiliği solculuk sayıyor diğeri Kürtçülüğü sol söylemlerin arkasına gizliyordu.

 

Seçim sisteminde yapılan değişiklikler, değişikliği yapanların da hesaplayamadıkları bir fidanın yeşermesine yol açtı. İktidarın yıllardır halktan uzak, onları gözetmeyen politikalarının da bu fidanın filizlenmesinde büyük katkısı var. Ülkemizdeki gelir adaletsizliği alt ve orta gelir gruplarını iyice vurmuş durumda. Ekonomik olarak en üstteki kaymak tabakayı yiyen % 20 dışında halinden memnun olan yok. Alttaki % 80 giderek aşağıya doğru baskılanmış ve gelir açısından birbirine yaklaşmış durumda.

 

İktisaden böyle durumlar meydana geldiğinde siyaseten depremlerin olması kaçınılmaz. Gelir adaletsizliğini işsizlik kıskacında yaşayan genç seçmeni ise din veya milliyet siyasetiyle oyalamak pek mümkün değil.

 

Geçmiş seçimlerde oy tercihlerinde gözüken din ve milliyet faktörlerinin etkisi 14 Mayıs seçimlerinde daha az olacak. Bu defa seçmen haliyle yeni şeylerin peşinde. Geçen seçimlerde muhalefette olan partilerin hiç biri bu seçimde söylem değiştirmedi. Düzen değişikliği diye sundukları üstyapı kurumlarının değiştirilmesi. Oysa sorun ekonomik siyasetin altyapısal değişikliğinde. Önerdikleri süslü kavramların bu değişikliği yapamayacağını seçmen görüyor. Seçmen ekonomik bölüşümü sorguluyor.

 

Mevcut Mecliste yer alan düzen partilerinin karşısında yeni Mecliste bu defa din, ırk kavramları yerine sınıf kavramıyla siyaset yapan kuvvetli bir sol parti olacak. Bu güne kadar sapla saman karışıklığından beslenen CHP ve HDP yönetimi şaşırmış durumda. Biri seçim sistemini öne sürüp saldırıyor, diğeri yoldaşlık kavramıyla. İkisi de farkında sapla saman ayrılırsa solculuğun kapitalist bir kavram olan oligopol piyasada meta olamayacağının. Bu yüzden dertliler, bu yüzden saldırıyorlar Türkiye İşçi Partisine.

 

1 Mayısın gerçekten İşçi Bayramı olması olasılığından endişeliler. Sapla samanın ayrılması emeğin değerlerinin temsilini arttıracak. Solun arkasına sığınılacak bir kavram değil, halkın refahı için bir yol olduğu ortaya çıkacak. Sapla samanı karıştırarak solu öcü haline getirip sol korkusuyla halkı aldatanların da işi zor.

 

Solun gülen yüzü berraklaştıkça ülkemizde güzel şeyler de olacak. Şimdi seçmen olarak yapılması gereken hurafelere, yalan paylaşımlara kulak asmadan sapla samanı ayırmak ve bu fidana can suyu vermek...

 

26.04.2023 - M. Şevket Atalay