Kanal İstanbul Projesi tekrar ısıtılmaya çalışılıyor. Niyetleri bir yandan gündemi oyalayıp bir yandan da arazi rantı elde edebilmek. Arazi rantı elde edebilmek için atmayacakları takla yok.

Ama artık kolay değil. Biliyorsunuz, Kanal İstanbul projesinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporunun iptali için dava açanlardan biriyim. Açtığımız davalara Bilirkişi atamışlar, Bilirkişilerle birlikte arazide keşif yapmış ve sizlere de gelişmeleri yazmıştım.

Bilirkişi Raporu nihayet Mahkemeye ulaşmış, bana da gönderdiler. ÇED Raporu ve eklerinin tamamını okuduğum gibi 370 sayfalık Bilirkişi Raporunun da tamamını okudum. Bakın, Bilirkişiler "projenin sahibiyim" diyerek övünen kişinin hilafına proje için neler yazmışlar. Ancak çok azını buraya alıntılıya biliyorum.

- Yeraltı suyu modeline dair görüşlerin değerlendirildiği sonuç kısımdaki ifadeler şekilde sunulan verilerle tutarsızdır. (sayfa:27)  

- Bu basit hatalar, raporun anlaşılmasında zorluklar çıkarabilecek niteliktedir. (sayfa:42)

- Raporda azami taş savrulma mesafesi 51,83m. olarak bulunmuştur. Bu değer yanlış hesaplanmış olup doğrusu 600m. olmalıdır. (sayfa:48)

- Kanal İstanbul'un Tsunami hasar görebilirliği yüksek düzeydedir. (sayfa:116)

- Nakliye işlemlerine ait emisyon faktörünün kullanılmaması bilgisizlik nedeni ile değilse kasıtlı olarak kullanılmamış olması dolayısı ile ciddi bir hatadır. (sayfa:196)

- Bu büyük bir eksikliktir. (sayfa:212)

- ÇED Raporunda Koruma Kurulu'nun Kararı uygulanmamış ve ilgili mevzuat çerçevesinde hatalı bir yaklaşım sergilenmiştir. (sayfa:221)  

- Mevcut durumun eksikli anlatımı (sayfa:222)

- Şeklindeki iddianın bilimsel bir dayanağı belirtilmemiştir. (sayfa:287)

- Belirlenememesi kabul edilemez bir durumdur. (sayfa:287)

- Son derece yetersiz kalmaktadır. (sayfa:288)

- Bilimsel olarak kabul edilebilir bir şey değildir. (sayfa:288-289)

- Bölümler alakasız bilgiler ile doldurulmuştur. (sayfa:290)

- Güncel bilgilere dayanılmadan hazırlandığı için son derece yetersizdir. (sayfa:292)

- Bilimsel hiç bir dayanağı olmayan çıkarımlar mevcuttur. (sayfa:293) 

- Bilimsel olmayan cümleler ile bölüm yazılmıştır. (sayfa:293)

-  Bu kısmın hazırlanması son derece hatalıdır. (sayfa:294-295)

- Bilimsel hiç bir çalışmada böyle bir yanılgı asla kabul edilemez. (sayfa:301) 

- Milli Savunma Bakanlığının verdiği yazılı görüşte de belirtildiği üzere yasal bir eksikliktir. (sayfa:304)

- Hesapların da bu hatalı sonuçlara dayandırılması kabul edilemez. (sayfa:306)

- Ekolojik tahrifatın nasıl önleneceği konusunda bir çalışma yapılmamıştır. (sayfa:309)

- Kanal İstanbul için hazırlanan ÇED Raporunun yeterli derecede bilimsel kapsamda ele alınmadığı görülmektedir. (sayfa:314)

- Önerilen uygulamanın literatürde bir karşılığı bulunmamaktadır, yetersizdir ve sakıncalıdır. (sayfa:319)

- ÇED Raporunun "UYGUN OLMADIĞI" sonucuna varılmıştır. (sayfa:331)

Bilim adına, ülkem adına  utanarak söylüyorum, ne yazık ki Bilirkişi Raporunda bunlar gibi yüzden fazla olumsuz tespit bulunmaktadır. 

Bilirkişi değerlendirmelerinde de görüldüğü gibi ÇED Raporunun ilgili kanunlara, mevzuata ve bazı devlet kurumlarının taleplerine aykırı olarak eksik, bilimsel olmayan, basit matematik hatalarla, ve hitap ettiği makamı yanıltmaya yönelik yanlış bilgilerle hazırlandığı net olarak tespit edilmiştir.

İstedikleri kadar ısıtıp gündeme getirmeye çalışsınlar. Projenin dibi tutmuş ve yanık kokuları her yanı sarmıştır.

İşte bunun için Bilirkişi Raporundaki bu tespitleri bir araya getirerek Mahkemeye iptal istemimizin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha cevaben bildirdim.

Sadece çocuklarımız, torunlarımız, sudan sebeplerle tutsak ettikleri dava arkadaşlarımız için değil, bilimin namusunu koruyan onurlu bilirkişiler için de mücadeleye devam...

24.05.2023 - M. Şevket Atalay