Yeni kimliğinizi aldınız mı? Hani, şu üzerindeki elektronik parçası yurt dışında üretilen nüfus belgenizden bahsediyorum.

Hasbelkader Boğaziçi Üniversitesi’nde elektronik okumuşluğum var. Ben elektronik okurken yeni kimliklerde bulunan elektronik devreler uzay teknolojisi gibiydi. Bizler elektroniğin tüplüsünü okuduk. Bu yüzden ben eski kafalıyım. Hala kafa kâğıdımın eskisini kullanmakta ısrar ediyorum. Ondan önce kullandıklarımız ise sayfalar halindeydi ve nüfus cüzdanı denirdi.

Kimlikler değişiyor. Eski zamanda kimlikler değişse de yeni kimliği düzenleyen Türk Devletiydi. Üzerindeki bilgiler kişiye aitti ve kişi dışında sadece devletimiz tarafından bilinirdi. Şimdi ise kimliklerimizdeki yabancılar tarafından üretilen elektronik devrelerdeki bilgilerimizin kimler tarafından ne oranda bilindiği, nasıl işlendiği muamma.

Kimliğindeki elektronik devreyi üretemiyorsan, istediğin kadar öğün kimliğinle, oyuncak gibi oynarlar bilgilerinle...

12 Eylül'le başlayan sürecin devamında AKP iktidarıyla kimlik değiştiriyoruz. Bu değişim sadece cebimizde taşıdığımızda değil, günlük kullanımda da, hissiyatta da değiştiriliyor. Artık "Türk" olmak "Türk Devleti" olmak gibi kavramlar geri planda.

AKP iktidarıyla "Türkiyeli" olmak, "Türkiye Devleti" gibi kavramlar olağanlaştırıldı. Hatta yetmedi, "Türk Edebiyatı" yerine "Türkçe Edebiyat" kullanmaya başladılar. Neymiş, Türkçe yazılan edebiyatmış. "Fransızca Edebiyat" ya da "Fince Edebiyat" şeklinde o ülkelerde kullanmaya kalksan bilmem nereleriyle gülerler. Üstelik bunu yapanlar ülke zenginliğimiz olan etnik kimliklere mahcubiyetle güzelleme yapmaya kalkışan önde gelen yazarlarının olduğu yayınevleri.

Ah, benim mektep medrese görmüş batı özentisi ama batılı gibi eğitimini felsefi süzgeçten geçirememiş, lakin bir şekilde etiketleriyle ülke yönetiminde söz sahibi olmuş yarı aydın kardeşlerim. Sizin yüzünüzden bütün bu olanlar.

Sizin ülkedeki hak eşitsizliğine karşı sanki sorun etnikmiş gibi kendi etnik kimliğinden utanmasından kaynaklanıyor olanlar. Aydın görüntünüzle ezilenin yanında olmak için, "Türk" etnik kimliğini bir üstünlük aracıymış gibi kullananlarla bir arada görünmemek için, "Türk kavramı üst kimliktir" diye bir saçmalık oluşturdunuz, olanlar oldu.

"Türk" bir üst kimlik değildir. Kürt gibi, İngiliz gibi, Arap gibi bir etnik kimliktir. Tüm dünyanın bildiği ve kabul ettiği gibi Türkler binlerce yıldır çeşitli isimlerle "Türk Devleti" kurmuş ve devletlerinin ana dili de hep "Türkçe" olmuştur.

İçinde yaşadığımız çağda Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan devletimizin adı "Türkiye Cumhuriyeti" 'dir. Bir önceki devletimizde "Ot(d)man Oğulları" tarafından yönetilen bir "Türk" devletiydi. Kurucusu Otman'ın adı Yavuz Sultan Selim'in halifeliği getirmesiyle Müslümanlaştırılıp sonrasında "Osman" olarak kullanılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm fertlerinin tek üst kimliği vatandaşlıktır. Vatandaş kimliği ile tamamı eşittir. Bu Almanya için de geçerlidir, Fransa için de geçerlidir. Almanya'da yaşayan bir Türk veya bir Kürt "Alman" üst kimliğine değil, Alman vatandaşlığına sahip olur. Ona kimse "sen Almansın" demez, kendi söylese bile Almanlar kabul etmez.

Bak güzel kardeşim, Türk olmak diğer bütün etnik kimlikler gibi utanılacak bir kimlik olmadığı gibi övünülecek bir kimlikte değildir. O yüzden bunun bir üst kimlik olduğu savından vazgeç. Siz böyle yaptıkça birileri de cesaret bulup devleti kurucu unsursuz idare etmeye kalkıp emperyalistlerin ekmeğine yağ sürüyor. Fikren kimliksiz ve dilsiz kalan devletler parçalanmaya mahkûmdur. Önce federatif yapıya, sonra ayrılığa evrilirler.

Tehlikenin farkına varalım, hem etnik kimliğimizin hem de üst kimliğimizin değerini ve farkını bilip sahip çıkalım. Sahip çıkalım ki kimliğimiz değerini kaybetmesin...

21.06.2023 - M. Şevket Atalay