İsveç utanmazlıkta tavan yapan bir karar aldı,bir müddettir oradaki terör yandaşları ve destekçilerinin kalabalık eylemleri vardı ülkemizle ilgili hain söylemler ve maket asmaları sanırım görmeyen kalmadı ama Nato üyesi olmaya hazırlanan ancak ülkemizden terör seviciliği ve koruyuculuğu nedeni ile üyelik onayı alamayan İsveç yargısı aldığı kararla oradaki bu düzeysiz kalabalıkları yargılama olmaya gerek görmediği için hiçbir işlem yapmayan karar aldı,hiç şaşırmadık yıllardır terör odaklarının ofislerinin olduğu suçluların ortalarda gezdiği ama en önemlisi terör örgütlerinin uyuşturucudan ve diğer karanlık bütün yollardan elde ettikleri milyarlarca dolarlık banka hesapları da bu ülkedeki banklardadır bu yüzden başka türlü bir yargı kararı zaten beklenmezdi öyle de oldu, bu ülke sözüm ona Nato’ya girecek faydalı(!)çalışmalar mı yapacak hiç sanmıyorum yaptıkları ortadayken ve halen Nato üyesi olan ülkemize karşı hainliklere çanak tutarken nasıl olacak bu iş acaba?gelecekteki yapacağı hainliklere uygun zemin bulmuş olacak sadece.

Hepsinin sicili karanlık bu ülkeler hep bir ağız olmuş gibi davranıyorlar mesela Bloomberg haber sitesinin analizli “Erdoğan’ın Kaldıracı” adlı yayınlarında İsveç ve Finlandiya’nın Nato üyeliğine onay vermemesini seçimlerde kullanmak istediği bir hediye olarak nitelendiriyor yine Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Ninista ise;”bazı Nato üye ülkelerden memnun değildi bu durumu kendi avantajına çevirmek için üyelik başvurularını kabul etmemekle seçimlerde güçlü görünme avantajı için seçimlerde kullanacak”ifadelerini kullanıyor,ABD nin F-16 satışını bile bu karar doğrultusunda verileceği vurgulanıyor,yani İsveç ve Finlandiya’nın Nato üyeliğine onayı verirsek F-16 ları vereceklerini ima ediyorlar..

 ABD de yayınlanan CNN haber sitesi ise” Orta doğuda takip edilmesi gereken 4 önemli olay” konu başlığı altındaki makalede ülkemizdeki yapılacak seçimleri 1.sıraya koyuyor yine ayrıca,ülkemizin uluslar arası arenada takip edilmesi gereken Nato müttefiki olan ülkemizinABD ve  diğer Avrupa ülkeleri ile sorunlar yaşamaya devam ediyor”tanımlaması yapıyor Biden ile soğuk ilişkileri gündeme getiriyorlar. Bunak Biden’ın son Dalwera- daleverelerini gündeme getirin asıl sizler

Utanmazlıklarına bakar mısınız, “YAVUR HIRSIZ EV SAHİBİNDEN BASKIN ÇIKARMIŞ” sözlerindeki gibi Ortadoğuda terör örgütleriyle içli dışlı her tür desteklemeleri,onlarla çevirdikleri her türden hain dolapları sanki anlamıyor görmüyor bilmiyormuşuz gibi davranıp arsızlıklarında sınır tanımıyorlar.Nasılsa davul da tokmak da ellerinde ya o yüzden bütün bu arsız davranışlarının sebebi.

Sınırlarımızın alt tarafında yıllardır süren savaşlar var ve daha da bitmiş değil,başımızdaki terör belası da bitemedi(ABD-diğerEmperyalist ülkelerin teröre desteği nedeniyle)

Ülkemizin iyi niyetli yaklaşımları bazen ülkemizde yeni sıkıntılara da yol açıyor

Oralardan kaçarak yurdumuza sığınanların hepsini memleketimize aldık,aldık almasına ama onların getirdiği sorunlarını da beraberinde aldık,insan hakları gak guk nutuk atan o ülkeler değil onların sıkıntılarıyla bizler boğuşuyoruz insanlık adına dedirten bir çok şeyi artık tahammül sınırlarını aştığı için kimse yapılmasını istemiyor ve bütün mültecisi,sığınmacısı her kimse hepsinin sınır dışı edilmesini isteniyor.

İstatistiklere göre yurdumuzda yaşan her 10 kişiden 1 kişi buralara göç ile gelmiş,bunların toplumla entegre edilmeleri ise oldukça zor bir şey,zira kültür paydası ve müşterek bir mazi yok arada.Entegre ve uyum sağlamaları baya bir bütçeyi de gerektiriyor bu ekonomik sıkıntıda bir de onları besliyoruz ayrıcalıklı bir şekildeler kendi vatandaşlarımız neredeyse mağdur hallere düşürülürken onlar ekmek elden su gölden misali azıp kuduruyorlar azıp üredikçe ürüyorlar her türlü suç ne ararsan onlarda sapıklıkları da cabası deniyor.

Sınırlarımızdan içeri girenlerin hırlı mı hırsız mı,terörist mi ya da kötü yanları var mıdır hiç inceleyip bakmadan,sadece vicdani açıdan görüldü,oysa gelenlerle birlikte sorunlar da geldi, yıllardır kökünü kazıdığımız,kızamık,çocuk felci gibi bir çok hastalıklar da dahil olmak üzere çoğu sıkıntılı durumu da beraberinde almış olduk.Yerleşik düzene uyum sağlayamadıklarından toplum içinde kendi aralarında ya da diğer sığınmacılarla yaptıkları kavgaları hiç bitmiyor, gürültülü yaralamalı kavgaları çıkaranları ise çok fazlalaştı,çeşitli suçlara karışanları var,her türlü suçu rahatça işlemeye meyilli bir denetimsiz güruh var maalesef.Kendi iti kopuğumuz,serserimiz yetmezmiş gibi bir de ithalini sardılar milletimizin başına deniyor.

Bizim askerlerimizin İŞİD’den temizlediği yerlere ABD getirip terörden bozma oluşumları yerleştirmedi mi,üstüne birde Pentagon,CNN’de”bu savaşçılar(YPG-PYD)ortak düşman olan islâm devletine karşı savaş başlattı ancak Türkiye onları terörist olarak görüyor”açıklamalarını yapmadı mı,orada onları muhatap kabul ediyorlar, bizim sınır ve güvenlik haklarımızı hiçe sayıyorlar.Bu kadar melâneti yaptıklarından göç dalgasının bile kasıtlı yönlendirildiğini düşünmeden edemiyorsunuz,göç yönlendirmelerinin kasıtlı olarak toplum yapımızın bilinçaltı direncini yok etmeye dönük yapılmış hain projeler olabileceği,Türk halkının sağduyusu ve milli duyarlılığını devreden çıkaracak psikolojik bir emperyalist harekât olarak da düşünülebileceği yok sayılamaz,zira hep tetiklenen göçler niçin kendi dil ve kültür paydaşları olan komşu Arap ülkelerine değil de niye bizim ülkemize diye sorulmalıdır,bu soru önemlidir zira….Göç kurgulumu altında ülkemizin demografik yapısının dağıtılarak bilinçli bir asimilâsyon mu hedeflenmektedir.Irak Türkmenleri ve o bölgede bu oyunları hep oynamadılar mı,son olarak İdlib’de ülkemizin sınırlarına yakın milyonlarca sığınmacının yığılmasına da bir tesadüf değil,ileriye dönük haince yapılan plânların sonucudur gözüyle bakılabilir.Emperyalist şeytanlıklar ve buna bağlı güdümlü terör hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir.

Toplum içindeki yarattıkları nahoş görüntüleri, yaptıkları kavgalı,dövüşlü, ayarsız halleri ile maalesef toplumumuz artık onların hepsinden yaka silkeler hale getirildi diyebiliriz.

Bırakıp geldikleri ülkelerinin huzuru için bile bizim milletimizin evlâtları mücadele vererek, hatta şehit düşerken onların hepsi de umurlarında olmadan üredikçe ürüyorlar,yani keyifleri tam.

Son ESBİS verilerine göre ülkemizdeki yabancı sermayeli firmalar sıralamasında ilk üçüncü Suriye,Irak,İran geliyormuş,Suriyeli 14.879 işletme ve 3.490 esnaf olduğu bunların Anadolu illerinde daha çok olduğu belirtilmiştir. Daha önce sığınmacı olarak yurdumuza gelenlerin şirketler kurduğu 2016 yılı aralık ayında TOBB.açıklanan sicil kayıtlarına göre ise ikamet amaçlı kurulan yabancı ortaklı şirket 368 olduğu bunun 122 suriyeli,25 İran sermayeli,22 Mısır sermayeli şirketlerin oluşturduğu açıklanmıştı.

O tarihten günümüze artışların çok olduğu görülüyor,rakamsal verilerle ortaya koyulan bu tablonun bir de merdiven altı boyutunun olduğunu hesap edersek,yani hiç bir evraka, kayıtlara dayanmayan işletmeleri  de hesap edersek yakında bizim kendi memleketimizin insanlarının bunların yanında işçi konumunda olacağını düşünmek çok da zor değildir.

Sosyal hayatta olsun,sosyal medyada olsun bu kadar kontrolsüz bir şekilde yurdumuza alınan mültecilerle ilgili bir çok tepkiler gündemdeyken,haberlere yansıyan kavgaları ve diğer yaptıkları olaylar fazla olmasına rağmen, nedense bunlar hep göz ardı ediliyor,böyle olunca da,kendi memleketimizin insanlarının ikinci sınıf vatandaş olarak algılandığı kaygıları giderek yükseliyor.(referandum yapılsa istemiyoruz çıkar)

Yabancı ülkelerin bir tekini dahi istemeyip sınırlarını sıkı sıkıya kapattığı bu sorunlar yumağı duruma bizim ülkemizin neden bu kadar gevşek davrandığı ise akıllarda bir çok cevapsız soru yaratıyor.

Mülteci gibi giren terörist gurupların olabildiği ise hep konuşuluyor,birde işsiz,güçsüz olanların ilerleyen zamanlarda para için terör odaklarına maşalık yapmayacağının kim garantisini verebilir,bu bağlamda çok riskler var diyebiliriz.Emniyet ve güvenlik güçlerimizin bu konuda çok sıkı ve kapsamlı çalışmaları var biliyoruz,suç odaklarının daha gık demeden yakalanıp bir çok olayın da önlemini canları pahasına aldıklarını da görüyoruz ama yinede bu kadar karmaşıklık içinde onlar için ülkemizin güvenliği açısından risk oluşturmuyorlar diyebilir miyiz, diyemeyiz...

Bizim ülkemizin zaten yeterinden fazla sorunu varken toplumun bir de böyle dışarıdan gelen sorunlarla cebelleşmek durumunda bırakılmasına tepkiler inanın çok fazla, insanlarımız "bizim imkanlarımız niye kendi ülkemizin insanına değil de başkalarına veriliyor,bizim başımıza böyle bir şey gelse hiçbir ülke kapısından bile sokmaz diyorlar ve yarın bizler kendi ülkemizde azınlık durumuna düşeceğiz" korkusu yaşıyorlar.

Sığınmacılar konusunun toplumsal boyutu riske etmeden,ekonomik anlamda da milletin parasının artık kendi milletimize harcanacak projelerle olmasını bekleyenler çok fazladır ve onların da kendi ülkelerine geri gönderilmelerinden yanadır.Kendi ülkelerine tatile gidebilecek kadarsa artık bu zorunlu misafirlik sonlandırılarak temelli gönderilmeleri isteniyor.

Toplumun düşünceleri ne derece dikkate alınır orası için tahminde bulunamıyoruz maalesef…