Son Resmi Gazete’de yayınlanan yeni yönetmelik Aile Hekimlerinin “Elini kolunu bağlayıp, gözlerine de bant çekmekle eş değer bir uygulama getirircesine sert maddeler içeriyor, zira yeni yönetmeliğe göre adeta Aile hekimleri görevini yapsa suç, yapmasa suç teşkil edecek çok sıkı bir içerikle getirilmiş gibi…

Sağlık sistemindeki birinci basamak olarak adlandırdığımız Aile Hekimliği zaten kısıtlı şartlarda ve özveri ile yapılabiliyorken şimdilerde ise,” yok o ilacı yazdın gelirinden kesinti, yok bu ilacı yazmadın gelirinden kesinti, hasta geldi-gelmedi kabahatli sensin, 6 ay sağlık ocağına gelmeyen her hastadan sen sorumlusun aldığın maaştan yine kesip eriteceğim” tarzındaki birçok yaklaşımlarla doktorlarımıza adeta Çin işkencesi şekline getirilmesini toplumumuz hiç de hoş karşılamıyor, yasal düzenlemenin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor gibi görünüyor.

Aile Hekimliği statüsü ilk kurulduğundan günümüze kadar yerleşik bir düzende ve kabul edilmiş bir sağlık sistemidir, bütün insanlar hastalandıklarında ilk koşup gittiği sağlık birimi de Aile Hekimleridir.

Bu bağlamda insanların sağlıklarıyla dama taşı gibi oynanmaması gerekmektedir, getirilen yeni düzenleme ile adeta Aile Hekimliği sistemi bitirilmek istenircesine bir uygulamaya gidilemez, gidilmemelidir… Bu zor şartlarda aile hekimleri Sağlık Bakanlığı ile sözleşme yapmaz da sistemler aksarsa eziyeti yine vatandaşlar çekecektir, bu kesin…

Ülkemizde zaten Hasta Garantili Özel Hastaneler azami çoğaltılmış ve devlet hastaneleri bitme noktasına getirilmiştir. Adeta topluma “paran varsa git sağlığını sürdür, yoksa da öl” dercesine habire özel hastanelere yönlendirilmişlerdir. Ülkemizdeki çok fazla dar gelirli ve geçinemeyen çok yoksul bir toplum vardır ve bu insanların sağlıklarını sürdürebilmeleri için değil özel hastaneye özel doktora gidecek parası bile yokken tek dayanakları Aile Hekimlikleri ve Devlet Hastaneleridir. Bunu da ellerinden almak örtülü bir ceza gibi olacaktır, zira parası olmayan gariban takımı çaresiz kalmak durumuna düşecektir….

Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Türkiye genelinde toplam 21 bin 696 aile hekiminin hizmet verdiği "Aile Sağlığı" merkezlerini yeniden plânlayıp yapılandırıyorsun ama 10 yıl gibi bir zaman geçince de çeşitli kısıtlamalarla oturmuş bir sistemi karmakarışık bir hale getirecek yeni kararlar alıyorsun!.. Bu çok yanlış.

Kısaca hatırlarsak;

Aile Hekimliklerinin ilk kurulduğu dönemlerde, 50 bin nüfusun yaşadığı yerlerde, 10-15 dolayında aile hekimi görev yapacak ve bu merkezlerde, hastanelerde verilen temel hizmetler verilecek deniyordu.

“Şu andaki mevcut sistemde, 3 bin 609 kişiye 1 Aile hekimi düşüyor ve hizmetler yetersiz kalıyor, bu yıl yapılacak olan değişiklikle ve düzenlemelerle bu sayı 3 bine indirilecek” açıklamaları yapılmıştı.

“Aile hekimlikleri, Diyetisyen, Psikolog, Sosyal çalışma ve hizmet uzmanı, Çocuk gelişimcisi ile de desteklenecekler, orada o Dr. görev yapacaklar” diye açıklamalar yapılmıştı.

“Bu merkezler, 12 saat çalışacak, Merkezlerde görüntüleme yapılacak, hekimin dışındaki diğer bütün sağlık personeli de, vatandaşlara kendi alanlarında sağlık hizmeti verecekler” diye açıklamalar yapılmıştı

Aile hekimleri nöbet sistemi ile çalışacaklar diye kurallar belirlenmişti,

“Sağlık bakanlığı bu sistem ile hastanelerde ve acillerdeki yoğunluğu azaltmayı hedefliyor diye açıklanmış.

Bakanlık bu yeni düzenlemesiyle, aile hekimleri gibi, aile diş hekimliği projesini de uygulamaya koyacak, ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin periyodik olarak da takip edilmesini sağlayacaktır” tarzında açıklamalar da yapılmıştı.

Hatırlarsanız o dönemlerde uygulanan Projede "pilot bölge" uygulaması ile çalışmalara bile başlandığı açıklanmıştı, şimdi tam sistem yerine oturmuşken bu yeni kanun kararnamesiyle karışıklıklar yaşanacak.

O dönemlerde, “Aile Diş hekimleri, ayni aile hekimleri gibi kendi görev yaptıkları mahallelerde bulunan vatandaşları kontrole davet edecek, her ailenin bir diş karnesi oluşturulacak ve takibi yapılacaktır” da denmişti, öyle bir uygulama yapılamadı…

Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan “Aile Hekimliği” uygulaması tam oturmuşken ve vatandaşa güzel bir hizmet sunuluyorken yeni bir karar alınması ve bu kararla da adeta giyotine gidercesine bir yaptırım kararları almak çok yanlış bir uygulama olacaktır, sistem karmakarışık hale gelebilecektir…

Sağlık sistemindeki “Yaz-Boz” tahtası gibi işlemlerle insanların daha da zora koşulmasından, sağlık hizmeti aldığı ilk basamak olan Aile Hekimliği uygulaması ile ilgili alınacak kararların daha yapıcı, toplumu hepten kucaklayıcı, oralarda görev yapan doktorlarımızı da zora koşmadan ve destekleyici kararları bekliyor bu millet sizlerden!...

Eğer aile hekimliği kurumları bir bir kapansın, millet de mecburen hasta garantisi verilen özel hastanelere gitsin diye düşünülüyorsa bu çok YANLIŞ bir yoldur!...

Milletin beklentisi alınan bu yanlış kararlardan bir an önce vazgeçilmesidir…