Dolandırıcısı, tefecisi, üçkâğıtçısı, hırsızı, arsızı, sapığı ve her türlü suç makinalarındaki artış şok ediyor…

Son yıllarda ülkemizde öfke patlamalarını çok fazla görür olduk. Sokaklarda insanlar artık konuşmaz, kavga eder hale dönüştü, bireysel ilişkiler hep menfaat çarkları arasına karıştı. En ufak bir tartışma büyüdükçe büyüyor, kavgaların tartışmaların ardı arkası gelmek bilmiyor. En ufak bir olay büyüdükçe büyüyor, silahı olanlar silâhlarını çekip insanları göz göre öldürüyorlar, yıllardır kaç olay, kaç vaka saymakla bitmez gına geldi. “Devlet gücüyle artık bir şeyler yapmalı, önleyici tedbir ve eğitimler açısından geç bile kalındı” dedirten durumlara gelindi.

Önüne gelenin elinde silah kafasına göre atıyor, sıkıyor nasılsa höt diyen yok, garibim polis uğraşsın kamera kaydı kuyduydu, iğneyle adeta kuyu kazarcasına arasın, tarasın silahlı magandaları bulsun, adalete teslim etsin sonrası ön kapıdan giren arka kapıdan çıkıyor misali “tutuksuz” yargılama ya da “denetimli serbestlik”

Durum böyle olunca da suç makineleri “nasılsa salıverecekler” diye magandalığın dozunu arttırdıkça arttırıyor, bir de bakıyor ki “ohh ön kapıdan giren arka kapıdan salınıveriyor, nasılsa denetimli serbestlikle salınıyor” ondan sonra suç kaydı rakamlarına bakanın gözleri faltaşı gibi oluyor. Eh hâl böyle olunca suç işlemekten korkar mı bunlar gibiler, silahı olmayanlar ise ya kapıyor levyeyi eline ya da Beysbol sopasını kapan dalıyor kavganın içine vur da vur ondan sonra, meydan kavgalarının bini bir para… Polis garibim koştursun yakalıcam diye günlerce ter döküp mesai harcasın. Netice yine ayni bakıyorsun salıverilmiş magandalar ortalıklarda yeni olayların peşinde koşmaya millete yaka silktirmeye devam ediyorlar…

Bu durumdan millete artık gına geldi, yasalara olan güven kalmadı ya da can ve mal güvenliğimizi koruyanımız neden yok denmeye başlandı gerekli yasalar mı düzenlenecek ne yapılacaksa yapılsın suçların cezaları ağırlaştırılsın, denetimli serbestlik olayı kaldırılsın bu konuda biraz “Millete kulak verilsin” zira millet artık yaka silkiyor… 

Ülkemizde Beysbol maçları hiç olmaz lig fikstüründe de adı hiç geçmez ama nedense ülkemizde en yüksek rakamlarda Beysbol sopası vardır, her yerde satılır ama bakıyor görüyoruz ki alınan bu sopalar Beysbol oynamak için değildir, her zaman meydan kavgalarının birinci derece silâhıdır, ruhsat gereği yok, şartı şurtu yok, koy sopayı zulaya kavgalar başladı mı başla (kavgaya) maça kim kime denk getirirse kolunu bacağını kafasını kırarsa artık şans işi zira “gücü gücüne yetene” misali başlar Beysbol maçları meydanlarda ve ara sokaklarda.

Beysbol sopasının bu kadar rağbet görüşü spor tutkusundan değildir, kafa göz patlatmaya yarar, en ufak bir hırlaşmada başlar maçların en şiddetlisi, sağlamdır öyle hemen kırılıvermez de o anlamda eline alan kavgadaki yerini alır başlar şiddet maçına, onun içindir ki satış rakamları oldukça yüksek seyreder, hiç yapılmayan bir sporun aparatıdır onu cazip kılıp yüzbinlerce sattıran da kavgaların en fazla kullanılanıdır.

Bu kadar silahı kullananların unuttuğu tek bir şey var ki o da Allah’ın (cc) sopası, eğer onu bilselerdi zaten kimseler şiddete insanlara zulmetmeye yönelmezlerdi…                   

Hani bazı indirimlerde “Patron çıldırdı” sloganıyla satışlar körüklenir ya, aynen onun gibi şimdilerde bu tersine döndü ve “fiyatlar çıldırdı, enflasyon azdı” sloganı tam da cuk oturur cinsten bir hızla çıktıkça çıkıyor. Milletin gözleri fiyat etiketlerini takip ederken adeta şaşı gibi oldu, yetişemiyor afallayıp bakıyor sadece insanlar bakıyor ama alamıyor her geçen gün etiketler artıyor, zamlar adeta çıldırmış gibi başıboş artıyor.

“Patron çıldırdı” tabiri indirimler için kullanılırdı şimdilerde her gün gelen fahiş zamlara kullanılır oldu devir tersine döndü yani.

Hangisini yazsak hepsi de ateş pahası bugün aldığını ertesi gün ayni fiyattan alamıyor yaşı kurusu, sütü, peyniri, eti, tavuğu, yumurtası yani neye bakarsan ateş pahası hepsi de…