Çeşmealtı son yıllarda en çirkin ve harabe gibi günlerini yaşıyor, her yerinde sırıtan çirkin görüntüleri var ama ben en baştan başlayayım aktarmaya.

Çeşmealtı Mehmet Ali Aygüven Caddesi ile 136 sokağın kesiştiği nokta olan köşe pislik yuvası gibi, görüntü kirliliği aylardır öylece duruyor. Kurumuş eski ağaçlar ve yerdeki pisliklerle adeta burada çöplük görünümü arz ediyor

Bu yazımı birazda konuyu ilgililerin dikkatine sunmak için kaleme alıyorum, Zira konuyu dile getirmem için bir çok insan bana “niçin ilgilenmiyorsun” diye sitem ederek “Çeşmealtı’ndaki bakımsızlıkları ve çirkin görüntüleri neden yazmıyorsun?” dedikleri için konuyu kısaca ilgililerin dikkatine aktarmak istedim, düzeltip çirkinlere son verirler mi orasını bilemeyiz. Bekleyip göreceğiz artık…

Urla’nın en çok ziyaret edilen yeri konumundaki Çeşmealtı son yıllarda en çok sorunun yaşandığı bir yer oldu. Maalesef yapılan doğalgaz, elektrik, telefon, internet, kanal gibi birçok kazılardan neler çekti, halen de çekiyor. Zira çilesi daha bitmedi, her köşesi adeta harabeye dönmüş gibi berbat bir görünümde ama nedense vatandaşların bu çileyi çekmelerinde ısrar edilircesine pek düzelme yok, düzelir mi o da bilinmez..

Bazı yerlerde asfaltlama, bazı yerlerde kilit parke döşemesi yapıldı halen de yapılıyor. Bitmedi ama biten yerler bile sırıtıyor tam olarak “güzel olmuş” denemez maalesef…

Az önce belirttiğim 136 sokak girişi köşe tam bir mezbelelik görüntüsü arz ediyor. Budanması gereken kurumuş ağaçlar, altları çöplüğe dönmüş kirli bir görüntü arz ediyor, yola yapılan kilit parke çalışmalarının arkasından “bu nasıl bir çalışma” dedirtecek durumlarda sırıtıyor, maalesef bu konuda birçok yakınmalar oldu, istekler, şikâyetler oldu ama değişen bir şey yok. Halen aksaklıklar göze batmaya devam ediyor, kilit parkesi döşenip biten bu köşe sırıtıyor, kaldırımlar ise tam bir yıkıntı, kırılmış taşları, ortada bırakılan çukurlardan çıkan öylece bırakılan borular, kablolar ve kaldırım çukurları ne ararsan var cinsten. Yapılan işleri kontrol edip gerekenleri yaptırtacak görevliler neredeler acaba, neden bakıp “bunlar olmamış düzeltin” demezler ki?... Yapılan işleri gezip aksaklıkları tespit etmiyorlar mı acaba ki?..

Çeşmealtı M. Ali Aygüven caddesinden 136 sokak girişine bakarsanız neler anlatmak istediğimi çok iyi anlarsınız, tam ana yolun dörtyol ağzı denen köşesinde berbat bir çöplük görünümü var. Kurumuş dallar, ağaçlarının budanması gerekiyor altları ise tam bir çöplük ne ararsanız var, bu yola kilit parke döşendi ama ağaçların altlarının temizlenip budanıp düzenlenmesi, altlarının temizliğinin yapılmadığı için görünen bu pislikler yoldaki yapılan hizmeti de (kilit parke) çirkinleştiriyor. Hele kaldırımları hiç sormayın, yol asfaltlı güya ama kaldırımlar berbat bir halde sırıtıyor. Kaldırımlardan yürümek ne mümkün, taşları kırılmış, kumlarla dolu, aralardaki çukurların içinden çıkan kablolar, borular insanların ayaklarına takılıp düşmesine neden oluyor. Pislik ne ararsan var, en kötüsü de orada tam köşede bir bağış kutusunun yanında palmiye ağacı var. Geceleri ve tenha zamanlarda orayı helâ gibi kullanıyorlar, sarhoşu, yaşlısı geceleri orada tuvaletini yapıyor. Zira o köşe kuytuda kalıyor Palmiye görünmelerini örtüp, gizlediği için tam bir tuvalet manzarası görüntüsü iğrenç bir şekilde sırıtıyor.

Aslında ben bu tarz konularda yazmayı sevmem her ilgili, sorumlu her kimse kendi iradesiyle görüp işe el atarak görevini yapsın. Çalışmalardaki aksamaları takip edip yapanları uyarsın, aksaklıkların düzelmesini sağlamaları gerekir. Her birimin yetkilisi, amiri, memuru var konuyla ilgilenmelerini onlara bırakalım diye düşünürüm ama bu mezbelelikler uzun zaman düzelmediği için konuyu ilgililerin dikkatine sunmak için aktardım. Görüntü kirliliği o kadar fazla, insanların şikâyetler o kadar çok ki konuyu artık mecburen ben de yazmak istedim belki ilgili (ilgisizler) okurlarsa çözüm bulurlar, sorunlar giderilebilir diye aktardım.

Kısacası anlatmak istediğim Çeşmealtı gibi bir yerdeki yapılan hizmetlerin çok güzel ve kusursuz olması gerekiyor. Onun içindir ki yazı başlığını da “Önü forma, arkalarını sorma” olarak koydum bu her kesin çok iyi bildiği eski bir özlü sözdür.

Yapılan çalışmaların kusurlu olması çok uzun zamandır bir türlü bitirilememesi, buralarda iş yapan bütün esnaflarımızın da işlerinin aksamasına, hatta zarara uğramalarına sebebiyet veriyor. Böyle mezbelelik bir yere kim niye gezmeye gelsin, gelip gezsin ki hal böyle olunca zaten zor şartlarla mücadele eden bütün esnaflarımıza da biraz haksızlık edilmiş olmuyor mu?...

Evet, Çeşmealtı’nda “Önü forma, arkaları sorma” durumları gözlere batarcasına sırıtıyor…

Bakalım çilesi ne zaman bitecek?