Bu ara herkesin dilinde aynı soru…

“Geri zekâlı mısın?”…

Sonra devam ediyorlar cümleye… “Ona oy verilir mi?”…

Valla siyasi gerginlikten midir? Nedir bilmiyorum, ancak bu ara herkes bir diğerinin fikrini sorguluyor, tenkit ediyor, direktif veriyor… Kimse kimsenin yaptığını beğenmiyor… Ev işinden, mesleki detaylara, hatta özel ilişkilere kadar durum aynı…

Patron çalışana, çalışan patrona; ailede herkes birbirine derken liste uzayıp gidiyor…

Oysa akıl, isteyene verilir…

Karşımızdaki kişi, hele ki bir yaşa sağ salim gelmiş ise kendisi sormadıkça, akıl istemedikçe akıl verilmez… Zira o yaşa gelmiş kişinin de bildiği doğrular var ki, bugüne kadar o veya bu şekilde yaşayabilmiş bu hayatı…

Belki “Şu konu da şu şekilde davranman; söylemen vs sence daha iyi olmaz mı?” gibi kibar bir cümle ile kişide kendimizce gördüğümüz eksiklik ya da yanlışı dile getirebiliriz ama ısrarın ve ısrarın tekrarının ne anlamı olur ne de yararı…

Hele ki, “Ben öyle olsun istiyorum” diye kullanılan bir cümle var ki… Akıllara zarar… Başka bir insanın hayatı ile ilgili her hangi bir konu ile ilgili “Ben öyle olsun istiyorum” cümlesini hiç kimse iyi niyet ile bağdaştıramaz…

Ve maalesef artık seçimler aleni olarak “Ben öyle olsun istiyorum” cümlesi ile yapılıyor… Vatandaşın kimi ya da ne istediğini umursamadan hazırlanan seçim listeleri; “Al - seç” mantığı ile hazırlanıyor…

41 yaşında bir kadın olarak, bütün seçimlerde olmasa da çoğunda CHP’ye oy veren bir seçmenim… Bugüne kadar her fikre elimden geldiğince saygı duyup anlamaya çalışsam da hiçbir seçimde AK Parti ve HDP’ye oy vermedim… Anlaşılan o ki, bu listeye artık CHP’de dâhil olacak...

Her ne kadar altılı masadan, Cumhurbaşkanlığı için çok daha iyi bir aday çıkacağını umuyor olmama rağmen alınan karara saygı göstersem de; vekil listelerini görünce hayal kırıklığım ve kızgınlığım çok daha büyük oldu…

Atatürk, bu gün yaşıyor olsa kahrından bir daha ölürdü… Zira onun ideolojilerinin aksine bir politika uygulanıyor… Madem bu partinin kurucusunun değerleri, sizin için değerli değil o zaman kendinize yeni bir parti kursaydınız ama hazır oyu olan bir partinin yönetiminde olmak da daha keyifli ve kolay olsa gerek…

Anlayacağımız vatandaşın kendi arasında yaşadığı dayatma sorunu, siyasette de kendini gösteriyor… Güvenmediğimiz inanmadığımız birileri aday oluyor ve seçmene “Sen bunu/bunları seçeceksin çünkü biz öyle istiyoruz” diyorlar…

Hal böyle olunca sokağa çıkıp avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum!

Her türlü dayatmanıza, baskınıza, tenkitlerinize, psikolojik ve ekonomik baskınıza rağmen hala ayaktayım! Kendim olmaktan, kendi istediğim gibi yaşamaktan, kendi istediklerimi yapmaktan ve söylemekten vaz geçmedim! Vaz geçmeyeceğim!