Hepimiz ekonomik açıdan daha kolay geçmesini dileğimiz günler yaşıyoruz… Haliyle her birimizin sohbetlerde kurduğu cümleler aynı…

“Bak yine ekmeğe, suya, elektriğe vb. zam gelmiş…”, “Ay yine ay sonu / aybaşı geldi…”, “Daha kira var, elektrik var…” vs.

Her biri, bir öncekinden daha sitemkâr, daha yılgın, daha umutsuz cümleler… Yanlış anlaşılmak istemem her ne kadar gazetede yayımlanan köşemin adı “Polly’nin Penceresi” olsa da elbette ki her an pollyanna gibi davranmak doğru da değil, mümkün de değil…

Sadece söylemek istediğim şu; yukarıda örnek verdiğim konuşma tarzı, o cümleyi kuran ya da o cümlelerin kurulduğu ortamda bulunan kişilerin depresyona girmesinden ya da umutsuzluğa düşmesinden başka bir işe yaramaz… Böyle bir psikolojik durumda olmak da kişiyi çözüme götürmez…

Yıllar önce, (içinde bulunduğumuz ekonomik krizin ilk yıllarında) her akşam eve geldiğimde anneme “Ay anne iyi ki işim var yoksa nasıl geçinirdik” vb. cümleler kuruyordum… Kendi aklımca şükür ediyorum ama kendi aklımca…

Oysa evrensel sistemin en sevdiği soruydu, “Nasıl” sorusu… “Sen nasıl diye sor ki bende sana, nasıl yaşandığını göstererek merakını gidereyim” mantığı çalıştırıyordu sistem…

Çok değil, bu sözde şükrü etmeye başladığımdan birkaç hafta sonra bir sabah işe gittiğimde işten çıkarıldığımı öğrendim… Öyle “Üç beş hafta sonra yollarımızı ayıracağız” şeklinde de değil “Bu hafta işlerini toparla ve git” dediler bana… Bu yetmiyormuş gibi işten ayrıldıktan birkaç gün sonra da aldığım tüm maaşı cüzdanımla birlikte kaybettim…

Evet, kabul ediyorum… Bu yaşadığım olay sonrası bir süre maddi sıkıntı çektim ama aç kalmadım, açıkta kalmadım… Sadece ekonomik yaşam şartlarım biraz düştü… Ek, part-time işler buldum; kendi alanım yani danışmalık ve kişisel dönüşüm rehberliği üzerine çalışmalara yoğunlaştım…

Dedim ya evrensel sistemin en sevdiği sorudur “Nasıl” sorusu… Diğer bir bakış açısı ile de olumsuz düşünceler ile kurduğumuz “Nasıl” sorusuna, sistemin “Bak aslında korkulacak bir şey yokmuş… Gördün mü?” diye cevap vermesidir…

Hal böyleyken; ya sisteme küfür ederek, lanet okuyarak vb. negatif söylemlerde bulunarak kendi kendimizi daha zor duruma sokacağız ya da farkındalığımızı yükselterek bu zorlu süreçten çok daha kolay ve karlı çıkacağız…

Sonuç olarak “Nasıl “ sorusu çok önemli bir sorudur… Mümkün olduğunca “Nasıl” sorusunu pozitif anlamda kullanın… “Nasıl daha sağlıklı olabilirim, nasıl daha çok para kazanabilirim?” vb.

Bir de bu soruları sorarken alnınıza hafif hafif dokunabilirsiniz… Zira bu bölge, beynimizde sakin kalmamızı ve mantıklı kararlar almamızı sağlayan frontal lob bölgesidir… Ki, hepimiz kararsız kaldığımız dönemlerde, karar verme düşüncesinde olduğumuz anlarda bilinçaltı bilgilerimiz ile elimizi alnımıza götürerek; alnımızı hafifçe kaşır, okşarız çünkü bu yaptığımız eylem farkında olmadan dokunduğumuz bölgede ki tembelleşen hücreleri aktif etmememize yardımcı olur…

Şimdi önünüzde iki seçenek var… Ya sizi zorlayan, eski olana devam edeceksiniz ya da yeni ve daha güzel olan yaşam tarzını seçeceksiniz…

Ben mi? Ben seçimimi çoktan yaptım… İyi, güzel, sağlıklı ve bereketli kazancın en kolay yoldan gelmesini seçtim… Çünkü bu hayatı en güzel şekilde yaşamak, en doğal hakkım…