23 0cak 2023 tarihindeki “Yeni Türkiye Son Versiyon” başlıklı yazımızda, ülkemizin içinde bulunduğu durumu bir fıkra ile anlatmaya çalışmışız… Gelin o yazıyı bir hatırlayalım…
“Mesleğe yeni başlayan genç doktor, ilk kez göreve başlayacağı memleketi Trabzon’a doğru yola çıkmış...
Gelen hastalara doğru teşhisi yapabilecek miyim, doğru ilacı yazabilecek miyim diye heyecandan yerinde duramıyormuş...
Görev yapacağı köyün sağlık ocağına gitmiş, yerleşmiş...
Ertesi gün hastalarını beklemeye başlamış... İlk hastası yaşlı Temel gelmiş... Tanıdığı birini görünce mutlu olmuş genç doktor...
Kısa bir sohbetten sonra Temel’i muayene etmiş, şikâyetlerini dinlemiş... Temel ishal olduğunu tuvaletten çıkamadığını anlatmış...
Genç doktor, ilacı yazacak ama ilk günün heyecanıyla ilacın ismi bir türlü aklına gelmemiş... Yanlışlıkla depresyon tedavisinde kullanılan bir ilaç yazmış... Bu ilaç, kullanan kişinin mutlu olmasını, hiç bir şeyi kafasına takmamasını sağlıyormuş...
Aradan bir süre geçtikten sonra Temel’i merak edip köyün kahvesine gitmiş...
Bakmış Temel kahvehanedekileri gülmekten kırıp geçiriyor... Şakalar, fıkralar, komiklikler…
Temelin yanına gidip sormuş;
─ Temel emice, ishal durumun nasıl?
– İshalim eskisi gibi uşağım... Ama için rahat olsun... Her yerimi b.k götürse de hiiç kafama takmayrum daaa!
Yukarıdaki anlattığımız, fıkraydı gerçek oldu... Yeni Türkiye, son versiyon hepimize hayırlı olsun…”
Bu yazımızın üzerinden yaklaşık 2 yıl geçmesine rağmen ülke de her şey daha da kötüye gitti… Üstelik fıkrada, gerçek oldu zira antideprasan kullanımında dünya birincisiyiz…
Ki, vatandaş haklı… Sözde ülkeyi yöneten siyasilere kim, nasıl dayansın?
Biri terör örgütü liderini, Gazi Meclisimizde konuşma yapmaya davet ediyor, diğeri ise Kürt vatandaşlarımıza devlet vaat ediyor…
Bir de, Bahçeli söylediği sözün arkasında iken Özgür Bey “Söylediklerim yanlış anlaşıldı” diye lafı kıvırmaya çalışıyor…
Neymiş efendim, Kürt vatandaşlarımızın kendilerini devletimize ait hissedebilecekleri yapılandırmalar yapılması gerekir demek istemiş…
PARDON?
Her vatandaş gibi sağlık hizmeti alabiliyorlar, eğitim hizmeti alabiliyorlar, kamu da memur olabiliyorlar, esnaf olabiliyorlar, Milletvekili & Bakan olabiliyorlar, hatta seçilseler Cumhurbaşkanı da olacaklar… Daha nasıl bir aidiyetten bahsediliyor ben anlamıyorum…
Anlamaktan öte zoruma gidiyor… Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak, “aman onlar kendisini iyi hissetsin, aman Suriyeliler aç açıkta kalmasın, aman Afganlara şunu yapalım” derken kendi ülkemde görünmez oldum…
Hanımlar, beyler bundan yüzyıllar önce Türklere yol gösteren bir dişi kurttu… Adı ASENA… An itibari ile artık hepimizin birer ASENA olup, 1923 Türkiye Cumhuriyeti ayarlarına geri dönme amacı ile yeniden kalkınma yoluna girmek adına, rehber olması, bu vatana emek vermesi gerekmiyor mu?