“21. yüzyılın göbeğinde kalkıp da parlamenter sistemden çıkıp, koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni kalkıp da tek bir adama verirsek, o da böyle babasının çiftliği gibi, ahırı gibi kullanır. Kendi Instagram’ı açık bir şekilde cuma mesajları yayımlıyor. Ve hatta bunu destekleyenler de var: ‘Tabii ki kullanacak tabii ki açacak’ diye. Bu dediğim yanlış da anlaşılabilir başka yerlere de gidebilir. Hiç umurumda değil. Yani elin arabı öldü diye ben niye yas tutuyorum? Beni ilgilendirmez. Tutmak zorunda değilim. Kendisi instagramı kullanıyor ve bize bir hafta boyunca zorla yasak uyguluyor. Bizi resmen bir hafta yas sürecini, utanmasa yirmisini biz çıkaracağız, kırkını da biz çıkaracağız. Sosyal medyayı kullanan, ben influencer değilim ama influencerlar var ve Türkiye’nin hatta dünyanın yüzde doksanı geçimini instagram üzerinden sağlıyor. Hiçbir gerekçe sunmadan, hiçbir sebep sunmadan bir akşam çat diye kapattım oldu olmaz. Bir gece yasa çıkarıyor hayvanlar ölsün istiyor. Allah’ın adıyla hayvanları katletmek için yasa çıkarıyor. Bir gece oluyor İstanbul sözleşmesi kalkıyor. Bir gece oluyor instagramı kapatıyor, sosyal medyayı kapatıyor yani. Tamam anladık ülke buna teslim edildi de, babasının çiftliği değil yani… Kalkıpta, darbe… Bu yaptığı darbe… Sosyal medyayı kapatması darbe, hayvanlaştın katliamınınım bununla ilgili yasa çıkarması darbe… Yani şu an parmağında oynatıyor. Hiçbir şekilde yani değil Cumhur Başkanı, dünyanın sahibi bile olsa Türkiye Cumhuriyetinde, burası laik bir ülke. Kalkıpta kafasına göre instagramı kapatamaz. Şunu da söylemek istiyorum buradan destekleyenler olacak hiçbir şekilde kesilmesini de istemiyorum. Gerizekalısınız. Bütün özgürlük haklarınızı tek bir kişiye teslim ettiğiniz için ve Allah’tan da üstün tutup onu taptığınız için hani bize ataput falan diyorsunuz. İttapar diyorsunuz. Allah’tan da üste koyduğunuz için sosyal medyanın kapatılmasını desteklediğiniz için hayvanların katledilmesini desteklediğiniz için hepiniz beyni emcüklenmiş birer gerizekalılarsınız. Bunun da hiçbir şekilde kesilmesini istemiyorum. Yani baya destekleyen herkesin gerizekalı olduğunu üstüne basa basa vurguluyorum.”
Bu sözler 12 Ağustos Pazartesi günü Dilruba Kayserilioğlu’nun "halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama" ve "cumhurbaşkanına hakaret" suçlamalarıyla tutuklanmasına sebep olan konuşma metni…
“Beyni emcüklenmiş gerizekalılar” nasıl bir cümledir? Varsay ki, söylediğin doğru dahi olsa, bu kullandığın kelimeler ile senin felsefen için sana “ataput”, “ittapar” diyen insanlardan hiçbir farkın kalmaz… Bu yüzden üslup çok önemlidir… Neyi, ne zaman, nasıl söyleneceğini bilmek maalesef herkesin harcı değil… Aksi halde haklı iken, haksız duruma düşüveriyor insan…
Daha da vahimi bu yaşanan olayın siyasi bir şova dönüşmesi…
29 Ağustos 2024 günü cezaevinden tahliye edilen Dilruba Hanım, bir sonraki gün İzmir Enternasyonal Fuarı açılışında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yanında ‘protokolde’ yer aldı…
Çok şaşırdım, çünkü belki de hayatının en büyük travmasını yaşayan Dilruba Hanım, 24 saatte hangi ara saçına fön çektirip protokolde boy gösterecek kadar psikolojini düzeltebildi? Kimse kusura bakmasın ama bu “Yıkılmadım, ayaktayım” davranışı değil… Burada bildiğin “Siyasette kazan, kazan” kokusu var…
Netice de bizim insanımız, mağdurun yanında olmayı sever… Dilruba Hanım, mağdur ve popüler… Her iki tarafında işine gelen bir durum bu… Belki de önümüzdeki seçim bir bakmışız Dilruba Hanım, milletvekili adayı ama açıkça söyleyeyim; seçimi ne olur ise olsun seçmene “Beyni emcüklenmiş gerizekalı” diye hitap eden bir zihniyet asla benim vekâletimi alamaz…
Ah bir de, biz de ölünün 40’ı olur, 52’si olur ama 20’si olmaz… Sosyal medya da, sadece influencerlar para kazanmıyor… Ayrıca her ne kadar 1001 odalı sarayı tasvip etmiyor olsak da, Saray ya da Türkiye Büyük Millet Meclisi binasına ahır demek de kimsenin haddi değil…