Henüz 22 yaşında…

Takribi 3 yıldır birlikte çalışıyoruz…

Bir ara ortadan kayboldu, birkaç hafta önce geri döndü…

“Hocam 2 haftada bir uzun süreli bir programa başlasak olur mu?” dedi, seve seve kabul ettim… Zira her zaman takdir ettiğim bir insandı… Yaşına rağmen oldukça olgun… Karakteri, saygısı, zekâsı, azmi bir yana; okul sonrası ve tatillerde bir işe girip çalışır, kazandığı para ile kendini geliştirecek kurslara gider…

Çok değil görüşmeyeli birkaç ay olmuştu ama bu sefer değişik davranıyor, konuşuyordu… Tanıdığım o naif çocuk yoktu karşımda, biraz daha sertti… Her ne kadar belli etmemeye çalışsa da, ya da belki kendi bile farkında değildi ama sertti işte… Hali tavrı değişmişti… Cümlelerinin arasında merhamet, vicdan gibi duygulara yer yoktu…

“Hedef koydum kendime hocam… Zengin olacağım…” dedi…

“Zengin olup, 2 sene içinde 1milyon lira kazanmak istiyorum… Bunun için rehberliğinize ihtiyacım var…” dedi…

“Güzel bir hedef bu ama gel istersen biraz küçültelim…” dedim…

Başta itiraz etmek istese de, önce hedef küçültmemizin sebebini sordu…

“Öncelikle 2 yıl çok uzun bir süre… İki yıl içinde kim bilir neler yaşayacaksın, belki hedefin bile değişecek… Hem 1 milyon lira da, bir öğrencinin bütçesi için büyük bir rakam… Olurda iki sene sonunda hedefine ulaşamazsan, hayal kırıklığı olur… O zaman da manen düşersin, düştüğün zamanda kalkman zor olabilir… Bu yüzden gel sen beni dinle… Hedefini 2 ay içinde 10 bin lira olarak güncelleyelim… Böylece hedefine ulaşıp ulaşamadığını daha kısa bir süre de öğreniriz, üstelik kısa sürede hedefine ulaşman motivasyonun da yükseltir… Sonrasında ise 2 aylık periyodlarda yeni hedef güncellemeleri yaparız…” cümleleri ile açıkladım…

Hedef konusunda anlaşmaya vardıktan sonra “Hayalim zengin olmak dedin, peki zengin olunca ne yapacaksın?” diye sordum… O an, gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi kaldı…

Belli ki bu soruyu kendine hiç sormamıştı…

Önce biraz düşündü… Sonra “ babama o çok istediği arabayı alacağım…” diye cevapladı…

Garip olan, bu cümleyi kurarken gözlerinde hiçbir parıldama yoktu… Aksine donuk bakıyordu…

Ailesi ile sorunları, ailesine karşı kırgınlığı olduğunu farkındaydım ama hiç bu konuları konuşmazdık… Sohbetimiz sırasında ara ara kendi ister ise bahsederdi…

Bu durumu az çok farkında olduğum için “Zengin olduğunda daha ne yapacağını bile bilmiyorsun… O parayı nasıl harcayacağına dair en ufak bir fikrin yok… Acaba zengin olmak senin hayalin, hedefin değil de intikamın olmasın?” diye sorunca, “Sanırım öyle hocam” dedi usulca…

Oysa hayal dediğin şey insanı mutlu eder… İnsan, hayalini gözünde canlandırınca bir tebessüm oluşur dudağına… Gözleri ışıldar… Mutluluk homonu salgılar…

Peki, sizin hayaliniz ne?

Bir düşünün bakalım, hayaliniz gerçekten hedefiniz mi?

Yoksa hayal sandığınız hedefiniz, intikam ya da başka bir duygunuzu mu bastırıyor?