Birinin sizin ile sorunu var ise o, onun sorunudur…

Sorunu çözmek ister ise elbette çözersiniz ama karşı taraf bu durumu ego haline getirir ise o, yine onun sorunudur… Durumu üstünüze alıp, stres yapmanıza gerek yok…

Biri sizi çok seviyor ise bu, onu ilgilendirir…

Burada da konu, sizin ne kadar sevilesi bir insan olduğunuz değil o kişinin sevmeyi biliyor olması ile ilgilidir… “Bak nasıl da seviyor beni” duygusuna kapılıp, egonuzu şişirmenize gerek yok…

Demem o ki, bizim için önemli olan kimin bizimle ilgili ne düşündüğü değil bizim kendimize ne yaptığımızdır…

Sövgü ile yorulup, övgü ile rahatlamamak gerek… Zira her iki durum da (özellikle fazlası) insana sadece zarar verir…

Kişinin derdi, kimin onun ile ilgili ne düşündüğü ya da hissettiği değil kendini geliştirmek için ne yaptığı olmalıdır…

“İnsan, kendine objektif bakamadığı için kendine karakter analizi yapamaz” diyebilirsiniz… Evet, belki kişi kendine karakter analizi yapmakta objektif olamaz ama kurduğu cümleler ve hatta kurduğu cümleler içinde kullandığı kelimeler ona, kendi ile ilgili farkındalık yaşamasına yardımcı olabilir…

Örneğin bir yerde, sevdiğiniz bir kişi ile karşılatınız… “Hadi gel sana bir çay ikram edeyim” dediniz… ‘İkram etmek’… Gönülden söylenen ne hoş bir eylem…

Aynı durumun diğer versiyonunda “Hadi gel sana bir çay ısmarlayayım” dediniz… ‘Ismarlamak’… Üstünlük belirtisi… Bu durumda o insana verdiğiniz kıymeti yeniden sorgulamanız gerekir derim…

Mesela “Kabul etmek” deyimini sıklıkla kullanırız… Hediye kabul etmek oldukça keyifli bir eylemdir… Peki ya “İnsanları olduğu gibi kabul etmek”?

Olurda, böyle bir cümle kurarsam kendimi sorgularım… “Ben kim oluyorum da, birini olduğu gibi kabul ediyorum…” diye düşünürüm… Sanki kabul etmek yerine ‘birini olduğu gibi benimsemek’ biraz daha had bilir bir davranış…

Bir de “Hoş görmek” deyimi çok kullanılır bizim kültürümüzde…

“Hoş görmek” için kibirden uzak “Hoş bir bakış açısına sahip olabilmek” lazım…

Bu deyimin asıl önemli tarafı ise; birini hoş görmek, yaptığı eylemi kabullenmek anlamı taşıdığıdır… Ki, böyle bir durumda kişinin yaptığı kabahatli davranışın sürekli hoş görülmesi, kişinin kendisini düzeltme ihtiyacı duymamasına sebep olur… Hoş görü adı altında yapılan bu davranış hem kendimize hem de karşımızda ki kişiye zarar verir…

Oysa hoş görünün yanında yapılacak olan kıvamında bir uyarı, hem o kişinin kendini geliştirmesini sağlar hem de kendimize olan özsaygımızı korumamızı sağlar…

Zira sürekli hoş görülen kişi, bir süre sonra hoş gören kişiye saygısını yitirir…