İlk tanıdığımda ve önüme çıkardığı gazeteyi koyduğumda inanamadım.

Bir Alamancı ailenin çocuğu… Türkiye’ye geldiğinde hiç Türkçe bilmiyormuş…

Şimdi Urla’da bir gazete çıkarıyor;  Pencere Haber…

Sahibi o, yazı işleri müdürü o, muhabiri o, fotoğrafçısı o, düzeltmeni o, görsel yönetmeni / mizanpajcısı o, reklam sorumlusu o, gazete dağıtımcısı o ve… Web Sitesi’ni de yapan o… Ayrıca Gazetesinde ve Web Sitesinde yazarlık da yapıyor…

Tam bir “tek kişilik ordu!..”

Göksel Kayseri’nin gazetesini baştan sona iki defa inceledim, okudum…

Ve işte, “Pencere Haber için söyleyeceğim ilk cümle; “Keşke cemiyetlerimizin başkan ve yöneticileri, dahası o gazeteleri yapanlar, bu gazete ile kendilerinin çıkardığı gazeteleri yan yana koysalar da… Mizanpajları başta, feyzalsalar…

Arapçadan dilimize giren “feyzalmak” kelimesinin anlamı, Türk Dil Kurumu sözlüğünde şöyle anlatılıyor; “Etkilenmek, olgunlaşmak, ders almak…”

Göksel Kayseri, gazetesinde ve de WEB Sitesi’nde “Urla gibi göz önündeki bir ilçede ‘ne yapması ve nasıl yapması’ gerektiğini” çok iyi tartmış…  Ve bu tartıyı Gazetesinde de, Web sitesinde de dikkatle uyguluyor; denge var, fanatiklik yok, sansasyon yok, sadelik var!..

Bana “Sen de yazar mısın, Öcal abi” dediğinde güldüm; “Neden yazmayayım, ben de senin gibi Yarımada’da, Urla’da oturuyorum. Urla’nın, Yarımada’nın güzelliklerini de, sorunlarını da beraber yaşıyoruz, 1955’de bu mesleğe başlayan ve hâlâ sürdüren, meslekte 20 yılını Ankara ve İstanbul’da geçirdikten sonra geldiği İzmir’de de 47 yıl gazetecilik yapan, 30 yıldır da Urla’da oturan bir gazeteci olarak, Pencere Haber’de yazmaktan mutluluk duyacağım…”

Urla merkezli Yarımada’nın, Seferihisar’dan, Karaburun’a, Güzelbahçe’den, Çeşme’ye sorunları çok… Yazmak ve “çözüm yollarının bulunmasında görev almak” gazetecinin görevi…

Bu görevi üstlendiğini gördüğüm Pencere Haber’e yazmak da benim görevim…

Bu kış çok zor geçecek ve “biz gazetecilere” çok ağır görevler düşecek…

Allah seçilmiş ve atanmış yöneticilerin yardımcısı olsun!..