“Dünya Amerika’ya, Amerikalılar yerel medyaya bakıyor” haberini 1960’lı yıllarda okumuş ve “yerel medyanın, ulusal medyadan daha fazla okunduğunu, daha etkili olduğunu” da, haberdeki rakamları ve “doğrulayan” yorumları görünce, şaşırmıştım.

Genç bir gazeteciydim, Ankara’nın Babıali’si Rüzgarlı sokakta…

O zamanlar internet yoktu, “gazeteci” ağabeylerime, ABD, Fransa, İngiltere gazetelerinin Türkiye temsilciliği yapan ağabeylerime sorduğumda, doğruladılar.

O zaman, “ulusal gazetelerde gazetecilik yapan” arkadaşlarıma “gıpta etme” hissiyatımdan vazgeçtim ve “İstanbul merkezli” ulusal gazetelerde çalışmak yerine, yaşadığım yerlerin “yerel gazetelerde çalışmayı” tercih ettim.

“O günlerden bu yana (Tercüman gazetesi hariç / Epey uzun sürdü) yerel gazetelerde yazarlık yaptım, yöneticilik görevleri üstlendim, hatta “batırdığım” iki de “yerel gazete” çıkardım.

Neden batırdım; “çalışanlara ödediğim ücretlerini, kuruşu kuruşuna bordrolarına yazdığım, sigortalarını ve vergilerini de ‘o rakamlar’ üzerinden ödediğim” için...

Rüzgarlı Sokak’ta “benim gibi” iki gazete çıkaran iki arkadaşım, “çalışanların vergi ve sigortaları ‘maaşları asgari ücret üzerinden ödediklerini’ gösterdikleri ve bordrolarla resmi defterlerine öyle yazdıkları için” gazetelerini yaşattılar ve zengin de oldular.

Bugün, Urla’nın yerel gazetesi “Pencere Haber’de” yazıyorum.

5 milyonluk İzmir’de, İzmir’in en büyük ilçelerinde “bir yerel gazete” yok.

Urla’nın bir “yerel gazetesi” var; teşekkürler Göksel Kayseri!..

Göksel, hem patronum, hem de dostum, arkadaşım…

Zaten, gazetemizin “değerli yazarları” için de öyle patronumuz.

Salı Gecesi, “15’inci yıl gecesi” düzenlemişti. Hemen hemen hepimiz oradaydık, bazılarımızın eşleri de gelmişti.

Bizlere, “üzerinde adlarımızın ve resimlerimizin olduğu” kupalar yaptırmıştı; onları alkışlar arasında bizlere verdi.

Hayatımda aldığım gazetecilik ödülleri içinde “beni en çok mutlu edenlerden biri olan” bir kupam da vardı, artık…

Bu gecenin haberini gazetemizde okuyacak, fotoğraflarını göreceksiniz, değerli okurlarım.

Temennim, bundan sonraki 15’inci yılın da “böyle bir gece ile” kutlanması…

Ben, “görebilir miyim” bilmiyorum, ama “Patronumuz Göksel Kayseri ile, o günlerde gazetemizde çalışacaklara, yazacaklara ve o geceye katılacaklara” bugünden bir mesajım var; ne mutlu sizlere…