Hoş geldin 2024, hoş geldin…

İnşallah, “2023’de aradığımız aydınlık ve mutluluk dolu günleri” de, ülkemize de, dünyamıza da, halkımıza da, insanlığa da “beraberinde” getirdin; o günlere çok ama çok ihtiyacımız var!..

Yeni Yıla girdiğimiz 1 Ocak’ta, “açıldığı günden beri hastalıklar sebebi ile gidemediğim” bir sergiye gittim… “Muhteşem” bir sergi idi, Folkart’ın Folkart Galeri’de Cumhuriyetin 100. Yılı için hazırladığı “Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk” konulu sergi…

Sergide, Atamızın şimdiye kadar yayımlanmamış 150 fotoğrafıyla birlikte kullandığı sigara tabakaları, bastonu, saati, kravatı gibi objeler ve de madalyaları da var. Atatürk’ün yerli / yabancı fotoğrafçıların çektiği fotoğrafların yanında, özel yazışmalarının orijinalleri, el yazması mektupları, en kritik anlardaki telgrafları, annesi Zübeyde Hanım’ın bir mektubu, Atatürk ile ilgili dönem afişleri, belgeler ve “onunla ilgili fotoğrafların, yazıların, haberlerin olduğu gazete ve dergi sayfaları” da bulunuyor, galerinin duvarlarında…

Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, serginin açılışında “Uzun yıllardır yaptıkları çalışmalar, katıldıkları müzayede ve benzeri girişimler sonucunda, Türkiye’nin en önemli Atatürk Koleksiyonu’na sahip olduklarını ve bununla gurur duyduklarını” söyleyerek, “Bu sergi, Cumhuriyeti’mizin 100. yılına bir saygı duruşunda bulunma ve Mustafa Kemal Atatürk’e minnet gösterme amacı taşıyor. İstiyoruz ki, herkes Atatürk'ü tanısın, yaptıklarını görsün, bilsin. Cumhuriyet'in ne zor şartlarda kurulduğunu insanlar anlasın" demiş ve de… “Atatürk ve Cumhuriyet ile ilgili ciddi bir koleksiyona sahip olduklarının altını çizerek “Bu eserleri bir müzeye dönüştürmek için çalışma başlattık. Birkaç yıl içinde İzmir'e güzel bir müze kazandırmak istiyoruz” müjdesini vermiş…

Folkart Genel Müdürü Metin Sancak “Şu an sergilenen eserler koleksiyonumuzdaki toplam eserlerin sadece yüzde 25’idir” diyerek, “müze müjdesini” pekiştirmiş…

Elbette bir TC vatandaşı olarak da, bir Türk Gazetecisi olarak da “böyle bir sergiyi düşündükleri ve gerçekleştirdikleri için” başta Mesut Sancak ve bütün emeği geçenlere şükranlarımı sunarım.

Bana sergiyi gezdiren resimlere, belgelere ait özel bilgiler veren Folkart İletişim Direktörü sevgili kardeşim Ünal Ersözlü’ye, Galeri Uzmanı Cerem Eren’e ve Galeri idari sorumlusu Şule Gözübüyükoğlu’na da teşekkürlerimi iletirim.

Bu arada, serginin, önce Ankara’da, sonra da İstanbul’da açılacağını da yazarak, Ankaralılara da, İstanbullulara da bir müjde de ben vereyim.

İstanbul’daki sergiye, özellikle Fenerbahçe Başkanı ile Galatasaray Başkanı gitmeli ve orada “Atatürk, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında ‘nasıl’ anılır” görmeliler…

Suudilerin, “gerek örf adet ve geleneklerinin icabını, gerek FİFA’nın ‘Futbolu Siyasetten uzak tutma’ ilke, karar ve gayretlerini” bile bile… Hem de maçın oynanacağı gün ve stadın kapılarının açılıp, seyircilerin tribünlere girdiği saatlerde “Atatürk fotoğraflı tişörtlerle ve bazı sözlerini slogan yaparak çıkma” ısrarını masaya koyarak…  “Spor Bakanı ve Federasyon Bakanı ile yaptıkları toplantıda ‘Süper Kupa Finali’nin oynamayacaklarını’ söyleyerek ısrar etmek” ve İstanbul’a dönmek yerine… Beşiktaş’ı da aralarına alarak, İstanbul’da “Folkart’ın sergisine benzer bir ‘Atatürk / Atatürk ve Spor’  Sergisi” açsalardı, çok daha iyi olmaz mıydı?..

Elbette olurdu ama, ne yazık ki, “maksat” başkaydı!..