Atatürk’ümüzü ölümünün 85’inci yıldönümünde milletçe anıyoruz.  Aramızdan 1938 yılının 10 Kasımında ayrıldı.

Ne var ki, 29 Ekim’de baştan sona  “kırmızı – beyaza bürünen” ülkem, “Onun aramızdan ayrılmayacağını ve gönüllerimizde ebediyen yaşayacağını” gösterdi.

Yazı yazdığım gazetelerdeki sütunumun en üstünde, Pencere Haber’de olduğu gibi “Atatürk’ün olduğu yerde her zaman ümit vardır ve Atatürk Anadolu’da ebediyen yaşayacaktır” cümlem yazar…

Ne Mutlu Türk milletine ki, “Atatürk’ü var” ve de Atatürk sadece Türkiye’mizde değil, Dünyanın dört bir yanında bulvarlara, parklara, kültür evlerine adı verilerek yaşatılıyor. “Onun ‘böylesine yaşatılan’ bir benzeri” yok dünyada… Olmayacak da…

Eski Millî Eğitim Bakanı Erdem: Demirel barış adamıydı - YENİ ASYA

Ali Naili Erdem, siyasetçi, avukat, yazar, şair…  Adalet Partisi’nin kurucularından… Süleyman Demirel kabinesinde Milli Eğitim, Naim Talu ve Süleyman Demirel kabinelerinde Çalışma, Suat Hayri Ürgüplü kabinesinde Sanayi Bakanlığı yapan ve Milli Eğitim Bakanı iken "Türk Musikisi Konservatuarı" kuran bir devlet adamımızdır.

Atatürk için diyor ki…

“…Atatürk bir Peygamber miydi; HAYIR.

Atatürk bir Put muydu; HAYIR.

Atatürk bir Deccal mıydı; HAYIR.

O, kendi deyişiyle içimizden biri idi. Bir DEHA. Çok yönlü bir deha. O statik kalıpların adamı değildir. Yürüyen, yürüdükçe yenileşen, yenileştikçe yürüyen dinamik bir önder, bir kurtarıcı, bir inkılapçı. Riyakarlıktan uzak, dürüst, fikri namusu yüce bir lider.”

“…Cehaletin ve ilkelliğin olduğu yerde, mutlu olmak mümkün değildir. Onurlu ve saygın yaşamak, cehaletin, sefaletin ve geri kalmışlığın yok edilmesine bağlıdır.

Müstemleke anlayışını reddeden Atatürk’ün en önemli konuşmalarından biri Adli Kapitülasyon’un kaldırılışı ile ilgilidir: ‘Efendiler, bir hükümet ancak adalete istinat edebilir. Bağımsızlık, gelecek ve özgürlük, her şey adaletle mümkündür. Bu sözlerden bir kere daha anlaşılmaktadır ki, Cumhuriyet, ERDEMLİK, ÖZVERİ, BAŞARI ve ADALETLİ olmaktır.”

“…Binlerce yıllık Türk’ün varlığı ve adını korkmadan, çekinmeden söyleyen yalnız Mustafa Kemal olmuştur.

Cumhuriyeti kuranlar doğru bir tercih ile MEDENİYET AVRUPALISI olmayı benimsemişlerdir. Bunun anlamı bilimsel yaşamak, bilimsel zekâları yetiştirmek ve insan haklarını iktidar kılmaktır. Bunların yozlaştırılmadan gerçekleştirilmesi ise asıldır.”

Herkes bilmelidir ki, O’nu “yok” sayanlar ve “yok etmek” isteyenler, yok olacaklardır!..