Seçim bitti, ülkemin büyük bölümünde “yerel iktidar” olan CHP’nin de “zaferi kutlama günleri” geride kaldı; şimdi, “Değişimin ışığında açılan yeni sayfalarda yazılı vaatlerin gerçekleştirilmesi zamanı” geldi; görev başına!..

Ülkenin de, beldelerin de kaybedecek zamanı yok; halkımız “gereğini” yaptı; sıra “gereğin gereğini yapacak olan” yeni yöneticilerde ve yönetimlerde…

Ben uzunca zamandan beri bir “gazeteci yazar” olarak, “Dünya’yı ve Türkiye’yi kurtarma” hevesimden vazgeçtim. “Oturduğum beldeyi, oturduğum mahalleyi, oturduğum sokağı kurtarmak” yazı ve gazetecilik yaşantımın ana hedefi oldu!..

Onun için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan, Urla Belediye Başkanı’na kadar İzmir’in bütün belediye başkanları, belediyelerinin görevli müdürleri, belediye meclislerinin üyeleri ve Atatürk Mahallesi dahil, bütün İzmir muhtarları muhatabımdır; onlara yazacağım yazılarımı…

Öncelikle, seçimi kazanan bütün belediye başkanlarımızı, belediye meclis üyelerimizi, muhtarlarımızı kutlar; hepsinin ülkem için, halkım için, İzmir ve İzmirliler için “hayırlı / uğurlu olmalarını” olmalarını dilerim.

Sözü fazla uzatmadan başlayayım ve hemen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız sayın Cemil Tugay ile Urla Belediye Başkanımız sayın Selçuk Balkan’a “neleri, neden ve nasıl yazacağıma dair” bir örnek vereyim… Zira “bu örnek” her ikisini de ilgilendiriyor…

Kalabak’tan, İskele’ye kadar uzanan cadde, zaten her gün büyüyen ve kalabalıklaşan Urla için “trafik yönünden” sorunlar çıkaran bir yoldu. Sonra, “bir bisiklet yolu fantezisi için” 5’te biri de bölündü… Bir günde “10 bisiklet bile geçmeyen” bölümden, hem o caddenin üzerinde bulunan iş yerlerinin sahipleri, hem de konutlarda oturan vatandaşlar “hemen” şikâyete başladılar…

Trafik düzenleyici konilerin 7’sini 8’ini sökenler oldu; “müşterilerinin otolarını alış – veriş yapmak üzere” park edebilmeleri için…

Tabii konut sahipleri de, kendi otolarına yerler açtılar…

Bu fantezi, hem esnafa dokundu, hem o caddenin yoğun trafiğini aksatmaya başladı, hele hele büyük Tırların girdiği ve mal boşalttığı saatlerde…

Evet, bu “bisiklet fantezisi” için kaç para harcandı, bilmiyorum…

Ama bildiğim bir şey var; Kalabak’tan, İskele’ye kadar bütün trafik düzenleyicilerinden kurtarılmasının gerektiğidir…

Bizleri “Kalabak – İskele trafiğine büyük zorluklar çıkaran” bu düzenleyicilerden kurtarın, sayın Başkanların; lütfen kurtarın!..