İzmir’in 5 ilçesinde on binlerce konut inşa eden Ege Koop’un başkanı Hüseyin Aslan “İzmir genelinde binlerce konutun riskli, birçoğunun 50-60 yıllık, demir ve çimento özelliğini yitirmiş durumda olduğunun altını çizerek “konutlarda yapılacak Karot testinin ‘hayati önem’ taşıdığını” söyledi.

Aslan “Test için apartmanda oturanların yarısından bir fazlasının izin vermesi gerekiyor. Vatandaşların Karot testi yapılması konusundaki isteklerini, müracaatlarını kendileri çözemediği için belediyelerde kentsel dönüşüm birimleri kuruldu. Ancak bu birimin kolluk kuvveti çağırma yetkisi yok. Durum böyle olunca da teste karşı çıkanlar, zabıta ve görevlilere test için izin vermiyor. Hükümet acil olarak bu birimlere kolluk kuvveti çağırma yetkisi vermeli. Bir apartmanın depreme dayanıklı olup olmadığını belirleyemezseniz, o apartmanda yaşayan herkesin yaşamını riski atarsınız” dedi.

Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi test için birimler kurdu ve “Test için belediyeye müracaat edilsin” açıklaması yaptı.

Ne var ki, açıklamada “Müracaat için apartman yönetim kurulunun oy birliğini şarttır” denildi.

Peki, “konutlarda yönetim kurulunun çoğunluğu konut sahipleri iken, ‘oy birliğinin nasıl sağlanacağı’ düşünülmedi mi?..

Bakınız, “adresi bende olan bir sitede” neler oldu; üzerinde çok düşünülecek bir örnek olarak Pencere Haber okuyucularına ve yetkililere anlatayım:

Büyük felaketten sonra bütün ülkede olduğu gibi, İzmir’de de insanlar tedirgin oldu. İzmir’in altından “yeni bulunan” da dahil “14 aktif fay” geçiyor. Uzmanlar “her an 7,2 şiddetinde bir deprem olabilir” diyor.

Ve de insanlar, doğal olarak “oturdukları evlerin 7,2’lik bir depreme dayanıp dayanmayacağını” öğrenmek istiyor.

Özellikle “Bayraklı ilçesini vuran ve 117 kişinin yaşamını yitirdiği, 1034 kişinin yaralandığı 30 Ekim 2021 depreminde hasar gören” bu sitede oturan kiracılardan bazıları “Depreme dayanıklılık testi için” müracaatlar yapıyorlar.

Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın “sıvılaşma sebebi ile riskli bölge olarak altını çizdiği” Bostanlı – Atakent – Mavişehir aksında olan bu sitenin bloklarına 30 Ekim 2021 depreminde “orta hasarlı” raporu verilmiş, ancak konut sahiplerinin ve yönetim kurulunun bu rapora itirazı ile “yeni bir test yapılarak ‘az hasarlı’ raporu” alınmıştı.

Testi yapan ve “az hasarlı raporu veren” şirket, “bu siteyi yapan” şirketti.

Bu defa ise Yönetim Kurulu, blokların kapısına bir bildiri astı.

Bildiride “Kat maliklerinden bir Jeofizik mühendisi profesörün, bir jeoloji mühendisinin, bir inşaat mühendisinin, bir mimarın bulunduğu bir teknik heyetin kurulduğu” kurulduğu açıklanıyor ve  A) Binamızı yapan …. Firması ile irtibata geçilerek teknik destek alınmasının, B) Tüm malikleri zor durumda bırakacak bireysel başvuruların önüne geçilmesinin hedeflendiği” bildirilerek… “Bireysel başvuruların yapılmaması, yapılanlarında geri alınması” isteniyordu. Şimdi sormak gerekmiyor mu; “Test yaptırmak için siteyi yapan şirketten başka şirket” yok mudur?.. / Eğer binalar “7.2 şiddetinde bir depreme dayanıklı ise”, acaba “bireysel test yapılması müracaatları”, neden “konut maliklerini zor durumda” bırakacaktır?.. / Mesela, “testin yapılması” neden Büyükşehir Belediyesi’nden istenmemektedir?..

Bu soruların cevabı net ve tatmin edici olarak verilmeden, o sitede yaşayan insanlar nasıl gönül rahatlığı içinde evlerinde oturabileceklerdir?..