Müziğin ruhumuza iyi geldiğini hepimiz biliyoruz değil mi? Benim çok sıklıkla kullandığım bir sözdür. Çünkü beni her zaman motive etmiştir. Ruh halime göre her tür müziği severim. Özellikle araba kullanırken ve spor yaparken daha çoook. Hepimizin de öyle olduğunu biliyorum.

Müzik ruhun gıdasıdır sözü, insan için gıdanın anlamı neyse ruh için de müziğin anlamı aynı şeydir, demektir. Hayattan keyif alınmasını sağlayan bir detaydır müzik. Müzik olmadan yaşanan bir hayat, mecburiyet demektir. Müzik, tarih boyunca kişiler ve toplumlar arasında duygu ve düşüncelerin anlatımında ve iletişiminde kullanılmış en etkili yöntemdir. Müzik, kişileri sadece ruhsal olarak güçlü kılmaz, aynı zamanda akıl ve vücut sağlığının tedavisinde kullanılan en etkili terapi metotlarından biridir.

Müzik ruhun gıdasıdır. Uykuya geçişi kolaylaştırır: Amerika Ulusal Tıp Kütüphanesi'nden yayınlanan bir araştırmada; özellikle klasik müziğin Insomnia hastaları ve üniversite öğrencilerinin daha rahat ve sağlıklı bir uyku çekmesini sağladığı açıklanıyor. Müzik ruhun gıdasıdır sözü, Socrates'e aittir. Müzik ruhun gıdasıdır. Bu sözü hayatımız boyunca birçok kez duymuş olabiliriz. Aslında cümleyi kelimelerin anlamı ile düşünürsek çok basit bir anlam çıkartabiliriz. Biz hayatımızı devam ettirebilmek için yiyeceklere yani gıdaya ihtiyaç duyarız. Müzik de ruh için aynı anlamı taşır. Müzik dinlemeyen bir ruh, doyamaz. Gerçek anlamda ruh yaşayamaz. Kelime anlamları ile devam edelim. Peki ya "ruh" kelimesi ne ifade eder bizim için? Ruh, bir bakıma yaşama ve yaşamdan keyif almayı ifade eder. İşinden keyif almayan insanlar için "ruhsuz" ifadesi kullanılır. Çünkü zevk almaz, işini yapmak için yapar. Kendinden bir şey katmaz.

Müzik ruhun gıdasıdır. Yaşama isteğinin, bir şeyler başarma isteğinin devam etmesini sağlar. Her gün yaptığımız sorumluluklar vardır. Bazen bunlardan keyif almasak bile yapmaya devam ederiz. Müzik ise yaptığımız ve keyif almadığımız bu işlere bir heyecan katar. Hayata anlam yükler.

Sadece ruhun değil. Bedenin de gıdası. Gerçekten.

Yüzyıllar önce tedavide müzik kullanılmış.

İnsanoğlu elindekini arayan, telaşlı bir canlı.

Kendine faydası olan şeyleri unutmakta üzerine yok.

Müzikle hastaları tedavi etmeyi öğrenen insanoğlu, ne yazık ki bu tedavinin kullanımını azaltmış. Şimdilerde özellikle destekleyici tedavilerin faydaları tekrar fark edilmeye başlandı.

Eski Yunan mitolojisinde Apollon, lir çalarak insanların sıkıntılarını giderir ve onlara neşe verirmiş. Yunan filozof Sokrates'in öğrencisi Platon da M.Ö.

400'lü yıllarda, müziğin ahenk ve ritim ile ruhun derinliklerine etki ederek, kişiye bir hoşgörü ve rahatlık verdiğini söylermiş. Yine Platon, şarkıyı iyileştirici özelliği olan bir çare olarak kabul etmekle birlikte, şarkı olmaksızın hastaya uygulanan reçetelerin etkisiz olacağını da eklermiş. Müziğin tedavi aracı olarak en fazla kullanıldığı medeniyetler Selçuklu ve Osmanlı medeniyetleriymiş. Yine de müzikle tedavi yöntemi Osmanlılar döneminde zirveye ulaşmış. Başta Edirne olmak üzere Kayseri, Sivas, Amasya, Manisa ve Bursa'da tedavi yerleri kurulmuş. Sultan II. Bayezid'in, Edirne'de 1488 yılında yaptırdığı darüşşifada hastalara su sesi ve müzikle tedavi yapılmasını emrettiği biliniyormuş.

Yapılan araştırmalara göre dinlenen müzik beyne giden sinyalleri ve beyinden vücuda giden mesajları değiştirebiliyor. Böylece nasıl ki çikolata mutluluk veren hormonları harekete geçirip mutlu olmanızı sağlıyorsa ruhun gıdası olan müzik de size huzur verebiliyor.

BOL MÜZİKLİ GÜNLERE.