İnsanoğluna ciddi anlamda zarar veren en amansız hastalıktır yalnızlık. Ona bi yakalandı mı şifa olacak ilacı bulmamız çok zordur. Çoğu insanın sevmediği ve ona yakalanmaktan çok korktuğu bir ruh hali olup, kimi insana göre de bütün güzelliklerden vazgeçmeye değecek kadar eşsiz bir duygudur. Yalnızlık, insanın onu nasıl yaşadığına bakar. Bu bazen hüzünle bazense huzurla olur.

İnsanın okuduğu kitaplarda, takip ettiği şairlerde-yazarlarda ve dinlediği şarkılarda çoktan hazırlamıştır yerini yalnızlık. Ve insan, geri dönülmesi zor bir yola girmiştir böylece. Bağımlısı olduğu bir uyuşturucudur yalnızlık. Sabahları çayını demlediği, evden çıkarken bir şey lazım mı diye soran, akşamında ise günün nasıl geçti diyebildiği dostudur o insanın. Hoş kendini mutlu ediyordur bu hal ama ne derece mutlu, işte bu soru kafasını sık sık meşgul eder.

Yalnızlığın değerini insanların pek bilmediğinden endişe eden birçok şairimiz üstüne basa basa yalnızlık der tıpkı Özdemir Asaf'ın dediği gibi;

" Ötesi var:                          

   yalnızlık.

   Müziğin bile seni dinlemesidir.

   Yalnızlık insanın kendine mektup yazması

   ve dönüp dönüp onu okuması,

   yalnızlığın da ötesidir."

Size soruyorum " Yalnızlığın da ötesi" ne demektir, var mı bileniniz?

Bu denli bir yalnızlığa sahip başka bir keskin kalem de Oğuz Atay'dı şüphesiz. Kitaplarında, öykülerinde insanın hep kendisiyle konuşma halini ve yalnızlık buhranını işlemiştir. Korkuyu beklerken adlı kısa hikâyelerinden oluşan kitabında yalnızlık üzerine şöyle demiştir Atay: "Ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkûm edildim. Bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum. Ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum. İnsanların düşmanlara da ihtiyacı vardır, dostlarının değerini bilmek için."

Kalabalığın içinde olup yine de kendinizi yalnız hissettiğiniz oldu mu hiç? Sizi anlamayan insanların içinde bulunduğunuz çok olmuştur o zaman keşke kendimle kalsaydım dediniz değil mi? Bu bende çok olmuştur o yüzden çok iyi bilirim... İnsanların kötülüklerini görünce hayvanları daha da çok sevdim ve bağlandım onlara... Sadece mama istiyorlar ve yolunu büyük bir sevgiyle bekliyorlar.. Bu sevgiyi onlardan esirgemeyin, biliyorum ki benim gibi hayvansever çok, ama bir o kadar da sevmeyen var... Onları asla anlayamam ki hayvan sevmeyen de bana göre iyi biri değildir... Ve ölümlü dünyada yaşıyoruz eğer bir gün onları bırakıp gidersem mezarıma çiçek yerine mama koyun gelip yesinler, mama dağıtın hayrıma... Ölünceye kadar da onlara bakacağım... Onlar beni mutlu ediyorlar... Kalbinizi sevgiyle doldurun lütfen, bir deneyin bence... Onlar olduğu sürece de asla yalnız kalmazsınız, çünkü insandan daha sadıklar, sevgi dolular... Ah keşke herkes böyle olsa da bu canlara zarar vermese... Umarım bir gün en büyük cezaları alırlar... Onların da bu dünyada yaşam hakları var olduğunu unutmayalım...