Canım babamın köşesinin bana verilmiş olması benim için büyük bir onur…

Sevgili Göksel bana gelip bunu söylediğinde gurur duydum bir o kadar da heyecanlandım çünkü babamın yazdıklarını devam ettirmek mümkün değil benim için.

Ama babamdan duyduklarım ve gördüklerimi yazmak isterim tabii ki...

Urla’da iz bırakanların içinde artık babam da var. Ve öyle bir iz bıraktı ki Urla’mıza unutulması mümkün değil...

Ben her zaman babamın izinden gittim daima da bu böyle olacak…

Çünkü onu iyi dinledim, söylediği her şey benim için bir dersti...

Değerini öldükten sonra bilenlerden olmadım, yaşadığımız her an benim için çok değerliydi ve unutulmazdı…

Babam ileriyi gören bir adamdı…

Her şeyin doğrusunu o bilirdi, böyle bir babaya sahip olmak özellikle bir kız için aşktır...

Hayranlık duyardım babama her zaman, ona da benzediğim için gurur duyardım, gözlerimizle anlaşırdık biz babamla...

Biliyorum içimdeki acı hiç geçmeyecek ama ben babamın güçlü kızıyım, her zaman onu düşünerek ve anarak güzel günler geçireceğim, ardında bıraktığı bana emanet ettiği bin yıllık sevgilisiyle birlikte…

Canım babacım rahat Ve huzurlu uyu…

Cennet mekânın olsun…

Ardında bıraktığın değerlerine sahip çıkacağım...

Babamın bana yazdığı akrostiş şiiriyle bu haftaki yazıma son veriyorum...

 

BİR CANA!

Sen benim gönlümde nazlı çiçeğim,

Ellerin elimde uğur böceğim,

Lale papatyalar aldım getirdim,

Can kuşumsun diye üstüne serdim,

Allah’ın bir lütfu canımsın benim,

Nağmelerde adın nazlı çiçeğim…