Yeni bir araştırmaya göre, tehlike boyutunda sıcaklık, iklim değişikliği kötüleştikçe dünyanın büyük bir bölümünü en az üç kat daha fazla vuracak.

Gerçekleştirilen son araştırmalara göre 2100'e kadar dünyanın çoğu bölgesi "aşırı sıcaklık “la karşı karşıya kalacak. Communications Earth and Environment dergisinde yayımlanan makaleye göre, Dünya'nın orta enlemlerinin çoğunda, 39,4 santigrat derece veya daha yüksek hissedilen ani sıcaklıklar ile nem, (şimdilerde zaman zaman yaşanan yaz şoku) istatistiksel olarak yüzyılın ortalarına kadar yılda en az 20 ila 50 kez gerçekleşmesi beklenmektedir.

Bu yapılan araştırmalarda, Hindistan güney bölgesi, Arap Yarımadası'nın büyük bölümü ve Sahra altı Afrika dahil olmak üzere tropikal ve yarı tropikal bölgelerde 2100'e kadar yılın çoğu gününde tehlikeli derecede yüksek sıcaklıkların yaşanacağını ortaya konmaktadır. Yine çalışmalara göre 2100 yılına gelindiğinde, 'acımasız sıcaklık endeksi', ABD'nin güneydoğusu gibi bölgelerde yazın büyük bir bölümünde devam etmesi yüksek olasılıktadır.

Dünyanın dört bir yanındaki orta enlem bölgelerinin en iyi senaryoda bile her yıl yoğun sıcaklık yaşayacağı bildirilen bu çalışmada, "Aşırı ısı, kronik hastalıklara yol açmanın yanı sıra düzenli olarak açık havada çalışma süresinin düşmesine yol açacaktır. Sera gazı salımı azaltılmadığı takdirde ise dünyanın yaşana bilirliği tehdit etme potansiyeline sahip olacaktır." İfadeleri özellikle vurgulanmıştır. Nemli tropik bölgeler için durum çok daha vahim olacaktır. Çünkü işaret edilen çalışmada "son derece tehlikeli" olarak nitelendirilen ve artık nadiren görülen 51 santigrat dereceyi aşan ısı endeksi, yüzyılın sonuna kadar Hindistan'ı da içine alan tropikal kuşağı yılda bir ila dört hafta vurma ihtimaline sahiptir.

Araştırmanın başyazarı Harvard Üniversitesi'nden iklim bilimci Lucas Zeppetello, "İşte korkutucu olan da bu olduğunu belirterek, Bunun, potansiyel olarak milyarlarca insanın çok düzenli olarak son derece tehlikeli ısı seviyelerinin etkisinde kalacağı kaçınılmaz bir gerçek olacaktır demektedir. Yani daha önce neredeyse hiç gerçekleşmeyen bu yeni oluşabilecek durum, her yıl sık sık gerçekleşen tehlikeli bir oluşuma dönüşecektir.

Ayrıca araştırmada, aşırı sıcakların neden olduğu ciddi sağlık sorunlarına karşı en savunmasız olanların yaşlılar, yoksullar ve açık hava çalışanları olduğuna dikkat çekilmektedir. Uzmanlar, aşırı sıcak hava dalgasının iklim değişikliğinin sonucu olduğuna belirtmekteler. Aşırı sıcakların solunum rahatsızlıkları çekenlerle kalp hastalarının yanı sıra alzaymır gibi hastalıkları bulunan kişiler için risk faktörü olduğu kaydedilmektedir.

Araştırmaların bize gösterdiği gibi iklim krizi, gezegenimize büyük sıkıntılar yaşatmaktadır. Aşırı sıcaklıklar da iklim krizini besleyen etkilerden biridir. Araştırmaya göre aşırı sıcaklıklar, 50 yıl içinde daha önce tahmin edilenden daha sert olacaktır. Bu olumsuz etkiler bizi 50 yıldan çok önce tehlikeli bir şekilde etkileyecektir. Küresel hava istasyonu verileri, tehlikeli derecede sıcak ve nemli günlerin, daha bugünden çok daha yaygın hale geldiğini göstermektedir. Öyle ki 2100'de yaşanması gereken sıcaklıkları bugünden yaşamaya başladık sanki.

Peki ama bu, canlı yaşamını; doğayı ve insanı nasıl etkileyecek? Ne gibi önlemler alınabilir?

Kim demiş biz insanların süper gücü yok diye!

Bilim insanlarına göre terlemek, insanın süper güçlerinden biridir. Sıcaklık yükseldiğinde, terimiz boncuk şeklinde gözeneklerimizden sızarak buharlaşmakta; böylelikle cildi serinleten ve vücudumuzun aşırı ısınmasını önleyen bir etki sağlanmaktadır.

Bu kendi kendine soğutma mekanizmasının, insanların dünyanın en sıcak ve nemli köşelerine bile yayılmasına yardımcı olmaktadır. Ancak terlemenin de teorik bir üst sınırı var. Çünkü hava çok sıcak ve nemli olduğu zaman fizik yasaları, terin soğumasını önler.

Peki ama bu sıcaklık değeri nedir? “Islak termometre sıcaklığı” olarak bilinen bu ısı ölçüsü 35° C; bir başka deyişle, ıslak havluya sarılmış bir termometre bu değeri okuduğu zaman, üst sınıra ulaşılmış olur ve en fit insan bile bu koşullarda birkaç saat içinde muhtemelen ölümle burun buruna gelebilir.

Anlaşılan o ki söz konusu limite ulaşmak için yüzyılın sonunu beklemek zorunda kalmayacağız. Bu çok kötü bir şey! Zira küresel hava istasyonu verilerinin analizi, insanın hayatta kalma sınırının, Basra Körfezi ile Hindistan ve Pakistan’daki İndus Nehri Vadisi boyunca uzanan bölgelerde son 40 yılda en az bir düzine kere aşıldığını göstermektedir. Çalışmalar tehlikeli ıslak termometre sıcaklıklarının yaz aylarında Orta Doğu, Güney Asya ve ABD Körfez Kıyısı’nda giderek daha çok yaşandığını göstermektedir.