Küresel sıcaklıkların 4,5 milyar yıldır dalgalanması, bugünkü İklim değişikliğini açıklayamıyor. Acaba bunun sebebi nedir?

İnsan kaynaklı iklim değişikliğine karşı en yaygın şekilde kullanılan iddialardan birisi, Dünya’nın 4,5 milyar yıllık ömrü boyunca şiddetli sıcaklık dalgalanmalarından geçmiş olduğu, bu yüzden şimdi bu konu hakkında fazla heyecan yapmanın çok da mantıklı olmadığıdır.

Fakat geçmişe baktığımızda bir zamanlar Boston neredeyse 1.6 km’lik buz ile kaplanmış ve Kuzey Kutbu Çemberi bir zamanlar çok sıcak olmuştur. Tarihsel araştırmalara göre buz ve kutup ayıları yerine palmiye ağaçları ve timsahlar yerleşmiş olsa da son yüzyıl boyunca olan bu tür şeyler oldukça ilginçtir.

Dünya’nın zaman çizgisinin insanların egemen olduğu zamanlardan işlerin tam olarak çılgın hale geldiği 19. ve 20. yüzyıllarda görülen küresel sıcaklık dağılımları açık ve net şekilde göstermektedir. M.Ö 20.000’den 2020’ye kadarki küresel sıcaklıkların değişimi genel durumu bütün çıplaklığıyla resmetmektedir.

Bilindiği gibi, M.Ö 20.000 yılında Dünya son buzul çağının zirvesindeydi ve 20nci yüzyılın sonlarında olduğundan 4.3 Celsius derece daha soğuktu. İlk bakışta bu miktar kulağa fazla gibi gelmeyebilir, fakat aslında çok büyük bir fark oluşturmuştu; buzullar, New York şehrine ulaşacak kadar güneye gelmiş ve eski insan atalarımız, hayatta kalmak için mücadele etmek zorunda kalmışlardır.

Fakat Dünya’nın yörüngesinde M.Ö 18.500 civarında gerçekleşen hafif değişimler, bu kutup buzullarının bir kısmına nihayet daha fazla güneş ışığının erişeceği ve ısınma döneminin başlayacağı anlamına gelmekteydi.

Böylece buz tabakaları, Kuzey ve Güney Kutupları boyunca ciddi şekilde erimeye ve insanlar, daha elverişli şartlarda yayılmaya ve çoğalmaya başlamışlardı.

Hayvanların özellikle ineklerin ilk defa evcilleştirilmelerinden hemen önce M.Ö 9000 ile 8500 yılları arasında sıcaklıklar çağdaş seviyelere ulaşmış ve artmaya devam etmiştir.

Göstergeler, bundan sonraki binlerce yıl boyunca bu orta çizgi etrafında sallanmaya devam etmiş ve fakat 15nci ile 16’ncı yüzyıl civarında çok büyük bir soğuma görülmüştür.

Ve nihayet 20nci yüzyıl gelmiş ve sonra… GÜM. .

Durum çok ciddi bir hal almıştır.

Akılda tutulması gereken bir başka nokta da daha önce ne olduysa olmuş olsun, biz insanların inanılmayacak derecede hassas canlılar olmasından kaynaklanmaktadır.

Küresel sıcaklıklar, 20nci yüzyıl sonlarının ortalamasından 4,3 derece daha soğuk olduğu zaman hayatta kalmak için çabalayan insan oğlu önümüzdeki on yıllarda Dünya’nın sadece 1,5 ya da 2 derece ısınmasına nasıl izin verecek. İşte çözümlenmesi gereken ne tür bir çabanın verilebileceğidir.

2015 de başlayan Paris İklim görüşmeleri, insanoğlunun dikkatini bu noktaya çekmeye çalışmıştı.

Günümüz insanı için en ilgili olduğumuz şey iklimin son 12000 yıldır önemli oranda sabit kalmış olmasıdır. Aslında bu belirtilen dönem, insan medeniyetinin tamamını kapsamaktadır.  Piramitler döneminden endüstri devrimine kadar ve daha ilerisine.

İnsanoğlu bu sabit değişimden çok yararlanmıştır. Bu sayede çiftlikler ve kıyı şeritlerine yerleşim gelişmiştir. Aynı süreçte aşırı dalgalanma olmadığından fazla bir etkilenme söz konusu olmamıştır.

Ancak bu dalgalanmalar ve küresel ısınma 20. Yüzyılın sonlarıyla 21. Yüzyılda gittikçe artmaktadır.

“Dünya’nın iklimi sürekli değişiyor!”

Bir zamanlar Neil deGrasse Tyson’un dediği gibi “Bilimin iyi tarafı ister inanın ister inanmayın, doğru olmasıdır.” Hoşumuza gitsin ya da gitmesin, Dünya eşi benzeri görülmemiş seviyelerde ısınıyor ve bunu bizden başka kimse düzeltmeyecek.