Değerli okurlar,

Bildiğiniz gibi son yıllarda yaşadığımız küresel ısınma sonuçları neticesi oluşan iklim değişikliği son yıllarda önemli bir sorun olmaktadır. Bunun neticesi olarak etkileri giderek daha belirgin hale gelmektedir. En acil sorunlardan biri, artan kuraklık ve sellerin ortaya çıkmasıdır. Sezgilere aykırı görünse de bu iki fenomen genellikle beraber ortaya çıkmaktadır. Yağışların azalması ve su eksikliği nedeniyle kuraklıklar meydana gelirken, kuraklık olduğu zamanlarda bile seller meydana gelebilmektedir. Bu fenomen, küresel ısınmanın çevremizi nasıl etkilediğini ortaya çıkarmaktadır.  Daha yüksek sıcaklıkların buharlaşma oranlarının artmasına ve atmosferde daha fazla su buharına yol açmakta olduğu gözlemlenmiştir.  Bu su buharı daha sonra bulutlara yoğunlaşarak kurak dönemlerde bile şiddetli yağmurlara ve sellere neden olmaktadır.

İklim değişikliği, halihazırda kuraklık koşullarının yaşandığı bölgelerde ek olarak sellere neden olabilen kasırgalar veya tropikal fırtınalar gibi aşırı hava olaylarının artmasına da neden olmaktadır. Bu sorunlar, ormansızlaşma ve toprak erozyonuna yol açan ve toprak nem seviyelerini düşüren sürdürülemez arazi kullanım uygulamaları gibi insan faaliyetleriyle daha da karmaşık hale gelmekte ve şiddetli sağanak yağışlar sırasında arazinin aşırı yağmur suyunu emmesini zorlaştırmaktadır. Bu sorunu çözmek için emisyonlarımızı azaltmamıza yardımcı olacak sürdürülebilir kalkınma uygulamalarına odaklanmamız gerekmektedir. Sorunun çözümleri için neler yapabiliriz.

Bilindiği gibi, Dünya yüzeyinin %70’inden fazlası sularla kaplı olmasına rağmen bunun sadece çok az bir miktarı (%0,003’ü) tatlı sudur. Dünyanın birçok yerinde, tatlı su kaynaklarını yenilemenin tek yolu ise yıllık yağıştır.

 Peki ya suyu tuzdan arındırabilirsek? Bunun için doğal okyanuslar kaynaktırlar ve tatlı su elde etmemize yardımcı olacak kaynaklardır. Ama bu iş o kadar kolay değildir. Bunun ilk aşaması suyun kaynatılması, buhara dönüştürülmesi ve ardından yoğunlaştırılmasını gerektirmektedir. Bu, ısı üretmek için önemli miktarda yakıta gerek vardır. Diğer taraftan uygulama alanında hidrostatik basınçtan başka bir şey gerek kalmadan suyu tuzdan arındırabilen grafenden yapılmış filtrelerin yapılması çözüm olabilir.

Doğal olarak buda ekonomik olarak çok yüksek ücretlerin ödenmesine neden olacaktır.

Yağmur suyu hasadı son yıllarda büyük bir büyüme kaydetti ve bunu herkesin benimsemesi gerekmektedir. Yağmur suyu hasadı ile evler yağmurdan elde ettikleri suyu depolayabilir ve daha sonra kuru koşullarda ihtiyaç duyduklarında kullanabilirler. Kentsel alanlarda yağmur suyunun sadece %15’i toprağa girerken, kırsal alanlarda yağmur suyunun %50’si toprağa karışmaktadır.

Yağmur suyu hasadı ne demek?

Köylerde, şehirlerde, kentsel ve kırsal alanlarda yağan yağmuru elden geldiğince depolamak ve ardından kuraklık zamanında yeniden kullanma olayıdır. Bir evin birincil su kaynağı varsa, yağmur suyu hasadı onlara su olmadığında kullanabilecekleri bir yardımcı seçenek sağlayacaktır. Yağmur suyu hasadı, kuraklıkla mücadele etmenin harika bir yoludur ve artık çiftçiler ve çobanlar arasında, kuraklık zamanlarında tarımlarına su sağlamak için teşvik edilmesi gerekmektedir.

Damla sulama, bitkiler için optimum su dağıtımını ve toprakta ideal nemin sağlanmasını gerçekleştirir. Böyle bir sistemin avantajı su israfına yol açmamasıdır. Günümüzde birçok şirket, pazara uygun maliyetli ve sezgisel damla sulama sistemleri sağlayarak öne çıkmıştır. Teknolojik olarak gelişmiş çiftlikler, insan gücü olmadan çalışabilen damla sulama sistemlerini işletmeye almışlardır. Damla sulamanın son derece hedefli doğası, her bitkinin doğru miktarda suyu doğrudan köklerine iletmesini sağlamaktadır.

Bilimsel olarak bilindiği gibi hava birçok element içermekte olup bunlardan biri de nemdir. Bu nemi toplamak ve yoğunlaştırmak için verimli bir teknoloji geliştirebilirsek havadan nem yani su toplayabiliriz. Güneş enerjisiyle çalışan bu tür cihazlar, su buharını yakalamak ve yoğunlaştırmak için iki sıcaklık bölgesi arasından geçirmek için Metal-Organik Çerçevelerdeki gözeneklerin geniş bir yüzey alanını kullanmaktadır. Abu tür teknoloji kullanan cihazların saha uygulaması için araştırma ve geliştirme devam etmektedir. Doğal olarak bunun maliyeti de yüksektir.

Bütün bu gelişmeler kuraklık ve sel felaketlerinin önlenmesi içindir. Ancak ne kadar pahalı ve zor olsa da eğer gerekli tedbirleri almaz isek sonunda er geç su birikimine gitmek zorundayız.