Yaşadıklarımız bizi öfkelendirdi. Üzdü…

“Nasıl böyle işler yapar müteahhitler, yerel yöneticiler?” vs.  dedik. “Nasıl yaparlar?” dedik, sinirlendik bu haksızlıkları gördüğümüzde. Usulsüzlükleri, çakallıkları gördüğümüzde sinirlendik, çok üzüldük.

Niye sinirlendik? Biliyor musunuz?

Yapılanları biz yapmamıştık.

Ama biz de arada bir çakallık yapıyoruz. 

Vallahi yapıyoruz…  

Yapmıyor muyuz?

Trafikte…

Bir işi halletmek için birisi bi güzellik yapsın diye…

Yapıyoruz.

Bal gibi de yapıyoruz.

Yok, bizim yaptığımız sayılmaz, biz kırk yılın başında yapıyoruz, değil mi?

İstiyoruz ki biz yaptığımızda sayılmasın ama başkaları yaptığında sonuçlarına bakıyoruz.

Ya da diyebilirsiniz ki “bizim yaptıklarımızın böyle sonuçları yok!”

E haklısınız belki de yok.

Ama ne zaman ki hep beraber siyaha siyah, beyaza beyaz demeyi becerebileceğiz, işte o zaman belki bir yere varacağız.

Çünkü bazen bizim takım siyaha beyaz diyorsa; biz de deyiveriyoruz.

“Ya işte şimdi bak, herkes böyle diyor, ben de öyle diyeyim” diyoruz.

Siyaha beyaz diyoruz.

Ya da “siyahın siyah olduğunu görmeyi” reddediyoruz.

Ses çıkarmıyoruz.

Dilsiz düdük oluyoruz.

Çünkü o haksızlığı yapan bizim sevdiğimiz biri belki de ona ses çıkarmıyoruz.

“Ya abi, ya” diyoruz.

Ne zaman ki biz dürüst olacağız hep beraber ve paranın ahlaktan önemsiz olduğunu kabul edeceğiz, en önemli şeyin ahlak olduğunu benimseyeceğiz, çocuklarımıza zengin olmanın değil, ahlaklı olmanın daha önemli olduğunu öğretmeye başlayacağız o gün belki değişecek.

Ama hala ekibimize, çocuklarımıza “arkadaşlar, çocuklarım, ne yaparsanız yapın maddi durumu kurtarın. Önemli olan zengin olmak”  diyorsanız, e çocuklarınız da bunu yapar.

Çünkü önemli olan budur.

Parayı ahlakın önüne koyduğumuz sürece böyle şeyleri hep tartışacağız.

Ama bir yerde de hep bileceğiz.

İşte ahlak olmadan sadece para önde giderse; hep böyle şeyler izleyeceğiz.

Böyle şeyler duyacağız.

Ya da böyle şeyler bizim de başımıza gelecek.

Çünkü fark etmesek de para bizim için ahlaktan daha önemli oluyor.

Çoğu zaman…

Oysa biz böyle miydik?