İstemiyorlar arkadaş, Urlalıyı Urla’da istemiyorlar!

Zafer Caddesi, Urla’nın kalbi.

Merkezde Hacı İsa, Cami Atik, Sıra, Yaka, Yeni ve Altıntaş Mahallelerinin bölüştüğü, eskiden Urla’dan Çeşme’ye uzanan cadde.

Yaklaşık 10 yıl önce caddenin Cumhuriyet Meydanı’ndan, Köprübaşı, Atatürk Kültür Merkezi arasındaki bölümü, özellikle hafta sonları açılan sanat atölyeleri, resim galerileri, müzik akademisi, konserler, tiyatro gösterileri, ressamların canlı performansları, mezatlar nedeniyle Sanat Sokağı olarak adlandırıldı.

Sanat Sokağı’ndaki Halk Eğitimi Merkezi de faaliyetleriyle sokağın adını pekiştiriyordu.

Bir anda ünlenen Sanat Sokağı ilgi odağı olmaya başlayınca, yıllarca bakımsız kalan sokakta bir hareketlilik başladı.

Tarihi binalar restore edilmeye, sokaktaki çehreler değişmeye başladı.

Az bir zaman önce para etmeyen mekânlar, Urlalılara göre çok iyi fiyatlara el değiştirdi.

Önce sokağa isim veren sanatçılar küstürüldü, bir bakıma kovalandı.

Yerine takıcılar, örgücüler, otçular, yağcılar tezgâh açtı.

Sağlık Ocağı etrafındaki 7 – 8 eczaneden geriye 4 tane kaldı. Matbaası, kırtasiyesi, terzisi terk etmek zorunda kaldı.

Sokakta komşu mahalle sakinlerini besleyen iki ekmek fırını bile yok oldu.

Sanat Sokağı butik, bar, kafe, otel, lokanta doldu.

Halk Eğitimi Merkezi bile kafe oldu.

Sinema kayboldu.

Sokağa yatırım yapan çehreler kapı önüne masa - sandalye atamayınca, sokaktaki seyyar esnafa Demirciler Sokak ve Akpınar Deresi içine kulübeler yapıldı.

Orada da sormayın neler neler oldu…

Peki, Sanat Sokağı’nda sanat adına ne kaldı?

*

Sıra Urlalılara geldi.

Urlalı vatandaş Zafer Caddesi’nin bazı esnafından şikâyet etmeye başladı.

İddialar garip:

Kimi esnaf cadde üzerindeki lüks denemeyecek sandalyelere oturan Urlalı müşteriyi, sokak arasındaki kırık – dökük masa ve sandalyelere yönlendiriyormuş. Cadde sandalyeleri paralıya, şık kıyafetlilere rezerve. Vitrin gibi.

Kimisi uzun süre oturan Urlalı müşteriyi neredeyse kovalıyormuş.

Kıraathaneler Türk kahvesinden 50 lira alıyormuş.

Kimisi ise fahiş fiyata itiraz eden müşteriye “Park Kave’ye gidin, buraya gelmeyin” diyormuş.

İşletmelerin çoğunun mönüsünün olmadığı da başka bir iddia.

*

Yapmayın arkadaşlar, dostlar, Ey esnaf.

Müşteri ayrımı yapmayın.

Fahiş fiyat uygulamayın.

Müşteri velinimettir.

Bugün beğenmediğiniz müşteri sizi bugünlere getirdi.

Urlalı yarın da burada olacak.

*

Zamanında bu millet “Patlat! 9 kişiye 1 gazoz, yarısı da Zabıta Bey’e. Ha, bir de hepsi ayrı bardakta” siparişlerini de verdi.

Parasıyla değil mi?