Yaşım kimine göre henüz genç

Kimine göre yaşlı,

Mesela bana soracak olursanız,

Ne gencim, ne yaşlı...

Ben bu devrin insanı değilim

Bu dönemin epeyce bir gerisindeyim...

Benim ruhum hala mektupları seviyor

Hala mahcubiyet nedir, yüreğinde hissediyor...

Hala plakları görünce, tuhaf bir hüzne dalıp gidiyor...

Ben hala minnet vefa arıyorum insanlarda

Hala merhameti baz alıyorum “iyi insan” demek için gördüğüm meziyetler arasında...

Hala maddiyatı manevi değerlerimden sonraya koyuyorum

Önceliklerim sıralamasında...

Kitap kokusunda huzur buluyor,

Müzik dinlerken kendime geliyorum...

Çocukları mutlu görünce, yüzüm gülüyor

Ağlayan birini görünce içim burkuluyor...

Ben hala eski adetlerle yaşıyor

Modern hayat denilen rezilliği

Tüm benliğimle red ediyorum...

Modernlik demek mutasyona uğramış insanlık ise;

Sağ olun ben böyle eski kafalı kalayım...

Çünkü

Benim modernlik anlayışım çok farklı,

Nezaket, güler yüzlü olmak,

Açı, açığı korumak,

Haksızlığın karşında durmak,

Teşekkür etmeyi, özür dilemeyi bilmek,

Dahası haddini, hududunu bilmek…

İşte modernlik anlayışım benim bu ve buna benzer şeyler...

O yüzden sevilmez benim gibiler,

Çünkü doğruyu söyleyenler

Hiç bir devirde sevilmediler.

 

Zamanla özümüzü kaybettik.

Mesela

Eski Türk yazıtlardan birinde şöyle yazar:

“Kuzu dizlerinin üzerine çökerek annesini emer,

Karga yaşlı annesini besler;

Bunun adı:

" saygılı davranmaktır ."

Horoz şafak vakti öter,

Yaban kazları

Her bahar kuzeye

Her sonbahar güneye uçar;

Bunun adı:

'' söz tutmaktır .''

Yeşilbaşlı ördek eşini kaybettikten sonra ölene kadar yeni bir eş bulmak istemez .

Bu:

'' sadakat ''

Olarak adlandırılır

Bir geyik iyi bir otlağa rastladığında yaşadığı sürüyü oraya davet eder ve paylaşır,

Karınca yemek gördüğünde bütün koloniyi oraya çağırır;

Bunun adı:

'' adalettir .''

Eğer bir insan bu erdemlere sahip değilse:

Hayvandan beter bir halde yaşıyordur .!”