Urla’yı bitiriyorsunuz ey millet, farkında mısınız?

Çoğunluğun ağzında aynı sakız:                    

“Urla çok pahalı”

Hep siyaseti, başkalarını suçlayıp aradan sıvıştığınızı sanıyorsunuz.

Ancak siz de biliyorsunuz ki kendinizi kandırıyorsunuz.

En yalın şekilde şöyle anlatayım:

Dünya genelinde yaşanan pandemi, savaşlar, afetler ve diğer olayların bizlere etkisi global ekonomi etkileridir ki kişi ekonomisine en fazla etkisi yüzde 10 -20 gibidir.

Türkiye genelinde yaşanan olayların, doğru – yanlış politikaların bizlere etkisi ulusal ekonomi etkileridir ki kişi ekonomisine etkisi yüzde 40 – 50 gibidir.

Ancak bir de yerel ekonomi vardır ki; özelde Urla ekonomisi diyebiliriz, onun etkisi Urlalıların esas yakınma nedenidir.

Urla’da yaşayanların çoğu “Urla çok pahalı”, “esnaf kazıkçı”, “İzmir Urla’dan ucuz” gibi şikâyetlerde bulunuyor.

Esnaf bir ürünün fiyatını belirlerken, stok, kira, amortisman, vergi, işçi maliyeti gibi giderlerini hesaplamak, sattığı üründen bunu karşılamak zorundadır ki ticaretini sürdürebilsin, geçinebilsin, evine ekmek götürebilsin ve hatta arttırabilir ise geleceğe yönelik yatırım yapabilsin.

Urla’da son yıllarda roket hızıyla artan ev ve işyeri kiraları da bu maliyetlerin ilk sırasında.

Dar gelirli aileler Urla kiralarını karşılayamayınca diğer illere, ilçelere taşınmak zorunda kaldı.

Buna ulaşım giderleri de eklenince zaten kıt olan eleman sayısı daha azaldı, esnaf işyerinde çalışacak eleman bulamaz, elemanlar da asgari ücrete çalışmaz oldu.

Bu mücadeleye dayanamayan esnaf kepenk indirirken, dışarıdan gelen kurumsal firmalar Urla ekonomisinde dolaşan parayı dışarıya pompalar oldu. Urla piyasasında dolaşan para azaldı.

Netice?

Yerel pahalılık.

Talep ettiği fahiş kiralara rağmen gayrimenkul kirasıyla geçinen Urlalı da pahalılıktan şikâyetçi, esnaf da, işçi de, memur da, emekli de…

“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az” diye bir atasözümüz var ya, ben ona eskilerden sevilen “Olmaz, olmaz, bu iş olamaz” şarkısının sözlerini hatırlatarak yazımı sonlandırayım.

***

Türkiye’nin tapu senedi Lozan Barış Antlaşması’nın 100. Yılını kutluyor, bizlere bu toprakları vatan yapan Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü başta olmak üzere emeği olan herkese minnet ve saygılarımı sunuyorum.