sana o akşamüstü,

nasıl çocuksu bir teslimiyetle geldiğimi hatırla

üstümde ekrunun umutlu ve masum bir tonu

elimde,

bakışlarımdaki içtenliği gölgelemesinden

korkup çıkardığım mevsimin en güzel şapkası...

ıslak kumlarda ve deniz seviyesinde

ben önün sıra

ege kıyılarını fethetmiş,

küçük bir yalı çapkının sevinci gibi sekiyordum...

sen arkamdan,

sakin limanlarıma muhtaç bir yelkenli gibi

savrula savrula geliyordun...

önümüzde girintili çıkıntılı

kıvrım kıvrım bir sahil

biraz ötemizde deniz ve kumlarla oynaşan martılar...

güneş arkamızda eğildikçe

kumlar kızıla

bakıra dönüyor

biz yana yana

kalbimizde yanıklar içinde koşuyorduk...

/Rabia Sümerval