Hikâyesi olan kutsal sulardan içtim
Önüm sıra yürümeseydi o şahane kaz
Sarı Kız'ın uyuduğu tepeyi bilemezdim...
Tapınaklardan
Zeus Altarından geçtim
Denizin içinde göğü
Göğün ortasındaki
Gece mavisi kapalı denizleri sevdim...
Ayın pençe pençe geceyi yırtmasını izledim
Afrodit Tepesi'nde tenime meltem sürmeleri çektim
Afrodit'in Adonis'e olan aşkına
Her şeye tepeden bakan o tepe bile razı durmuş
Lânet okuyup Antandros'a doğru yıkılmamış...
Döndüm dolaştım dişi bir şahin oldum
Kutsal İda Dağları'nın bir ucundan girdim
Öteki ucundan çıktım...
Bir kanyondan diğerine kanat çırptım
Şelaleler gece olunca yukarı doğru akıyordu
Bıçak gibi keskin sulara girdim
Donmak üzereydim
Deniz fenerlerini güç bela seçtim...
Smyrna'ya ulaştım
Dağları kızları hep mi güzel olur bu medeniyetin..?
Körfezine daldım
Dalyanında konakladım...
Tam çıkmak üzereydim güney ucundan
Yarımada üzerinde bütüne ulaştım
Efsunlandım...
Sahilde ışıklar lacivert sulara
Kandil olmuş damlıyordu.
Döndüm kendi çevremde
Bir kanadım yerde
Bir kanadım gökte
Klazomenai'da şiire kanatlarımdan yakalandım
Tutuşup aşk ile yanmaya başladım.../Rabia Sümerval