Urla 2014 /24 İZKA’nın Yarımada Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi kapsamındaki projelerine destekler İzmir Kalkınma Ajansı’nın öncülüğünde gerçekleştirilmekteydi. Destek türleri:

1. Yerel Yönetimlerin Katkıları: Belediyeler: Urla, Karaburun, Çeşme, Seferihisar ve Güzelbahçe belediyeleri projelere aktif destek sağlaması. Örneğin: Alternatif turizm projeleri için altyapı çalışmaları. Kooperatiflere lojistik ve organizasyon desteği. Kültürel miras projelerinde restorasyon ve tanıtım faaliyetleri.

2. Tarım ve Orman Bakanlığı Hibe ve Eğitim Programları: Tarımsal projeler için çiftçilere yönelik eğitimler ve ekipman destekleri sağlanması. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM): Yerel tohumların korunması ve aromatik bitkilerin geliştirilmesi projelerine teknik destek sağlanması.

3. Kültür ve Turizm Bakanlığı: Turizm projelerine mali destek ve tanıtım faaliyetleri. Yerel gastronomi ve kültür rotalarının geliştirilmesi için danışmanlık hizmetleri.

4. Üniversiteler: Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Yaşar Üniversitesi gibi kurumlar, projelere bilimsel destek sağlanması ve araştırmalar. Özellikle sürdürülebilir tarım ve turizm projelerin desteklenmesi.

5. Kooperatifler ve Sivil Toplum Kuruluşları: Devlet destekli kooperatif projeleri, kadın girişimciliğini destekleyen kalkınma ajansları ve üreticilere yönelik STK’ların projelerde yer alması . Örneğin, kadın kooperatifleri ve yerel ürünlerin markalaşması projelerine devlet hibelerin verilmesi.

6. İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri: Tarımsal projelerde, özellikle organik tarım uygulamaları ve tıbbi aromatik bitkilerin yaygınlaştırılmasında yerel tarım müdürlükleri çiftçilere destek sağlanması.

Geçen beş sene yerel yönetimin kayyumca yürütülmesi ile büyük şehir tarafından Urla’ya hizmet verilmemesi nedeniyle bugün yerel yöneticilerimiz miras kalan bu kötü durumu düzeltmek için çok çalışmak durumundalar.

Geçen ay Urla’nın uluslararası başarısını paylaştım. İzmir’de geçmiş dönemde bu konularda yapılan desteğin toplam miktarı ve bunun Urla’ya yansıma oranının analizini halkla paylaşılmasını; sorumluluğunu yeni alan, gelecekte hesap verecek, bu dönemde sürdürecek, başkanlarımıza öneriyorum.

 Stratejik plan çerçevesinde 2014 ten 24 yılına yukardaki konularda yapılan desteklerin kooperatifçilik gastronomi tarım kültür ve STKlarda Urla’ya ne kadar yansıdığını öğrenmek istiyoruz.

Görünen odur ki son on senede İzmir geneli içerisinde Urla’nın desteklenme payı az ; başarısı aldığı payla karşılaştırılamayacak kadar yüksektir. Bugünden itibaren eksikleri tamamlamakta yeni başkanlara miras kalmıştır.

Urla’ya gönül verip imkansızlıklara rağmen başarı sağlayanlara teşekkürler.

 

ÇOK ÜNLÜ DERNEKLER HER ŞEYE KARŞI MÜNEVVERLER

 

Urla’da her dönem bazı grup ve kişilerin resmi makamlarla ilişkileri özel statüde taleplere dönüşüyor.

Tüm toplumun ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çalışan devlet kurumları, belediye; bu özel talep sahiplerinin sipariş gibi isteklerini, verdikleri akılları, dinlemek zorunda kalabiliyor.

Bu talepleri yapanlar genellikle toplumdaki sorunların kendi fikirleri doğrultusunda çözüleceğine inanırken, sanata yön vereceklerinden çok eminler. Aslında söylenenin Urla için ve halkın katılımı ile olmasının önemi yok, bu benim için doğru ve yapılmalı.

İnsanların ben merkezleştiği, kişilerin taleplerinin çoğaldığı ülkemizde; klavyelerine aşık, her konuda fikri olan Google münevverleri ile yüzleşmek zorunda kalıyoruz.

Türkiye’deki “Herkes eşit ama bazılarımız diğerlerinden daha eşit” durumu, kaçınılmaz olarak Urla’ya da sirayet etmiş.

İşte örnekler….

Geçen ay bir kişinin yatırım planı dışında Kuşçular’da kendine özel doğal gaz boru hattı çektirdiğini yazmıştık. Kuşçular Demircili Yağcılar karayolunun tümünün kazılmasına neden olan bu uygulama ile yollar hala çok kötü durumda.

Halkın çoğunluğunun Çeşmealtı’nda marina istemeyişi, bölgedeki işgalci iskele tonoz işi yapanların desteği ile bir protestoya dönüştü, Urla’da her konuyu bilenler bir ranttan başka bir ranta koşarken. Sonuçta Çeşmealtı mağdur, marina işi belirsiz bölge bakımsız kaldı…

Senede bir kere lokma döktüren derneğin belediyeden ısrarla yer talep edişini ibretle izliyoruz; Atatürkçülüğün direği derneğin üçüncü katta kira ödemek zorunda kalmasını, sayıştay raporlarındaki tahsis ikazlarını biliyoruz, derneklerde adaletli bir çözüm beklerken işini ben diyerek yürütenleri takip ediyoruz.

Tüm kentin haberinin olmadığı, bilmediği konular ve faaliyetler için talepler sürüyor sürmeye de devam edecek.

Birkaç kişi ünlü olsun, tatmin olsun diye; halkı, dernekleri, kent konseyini katmadan direk talep edilen, yürütülen; Engelli Günü, Film Festivali, ayrı ayrı beş Zeytin Günü, on Sanat Günleri, Salyangoz Toplama, Turp Otu Bayramı…. Keşkek partisi kıvamında panayırlara dönüşüyor.

Kime sorsan “Enginar Bayramı benim fikrimdi” diyor. Beraber yaptık diyen yok.

On kişiye eğitim vermek için kurs yeri talebini yapanlar, ÇYDD gibi dernekler, UREV, Gündoğdu Gönüllüleri yüzlerce kişiye eğitim desteği için çırpınırken, bu yaptıklarını ayıp görmüyor…

Güzel İzmir diye dernek kurup Urla’da ormana rüzgâr enerjisi santrali kuran var,

Sevmediği komşusuna ayar vermek için meclis kuran, başkan olmaya kalkan var;

Dernekleri dolaşıp derneğin aidatını ödemeyeni belediyeye yazı ile bildirmeyi Urla’ya gönüllü olmak zanneden var;

İş yapmayan, sadece gönüllülere ayar veren, sisteme cesaret edemeyip insanlara saldıran müthiş güçlü muhalifler var.

Tüm kurumlardan Talepleri ne olursa olsun, sadece kendini önceleyen, etkinliklerde koordinasyon yapmayan, birlikte karar veremeyen, kendini halktan, tüm STK kurumların üstünde görenler kendileri için özel taleplerde bulunsa da Urla birleşiyor birleştikçe kazanıyor,

Urla’nın başkandan, müdürden işini hallederek yapmayı düşündüğü, suyunu bağlatmaya veya halkın katılmadığı bir film festivaline, otlu keşkek bayramına ihtiyacı yok.

Şartlar zorlaşsa da gönüllü olmaya çalışan Urlalılara selam;

Önümüzdeki günlerde festivaller törenler nasıl olacak yaşayıp göreceğiz.