Çok mu oldu görüşmeyeli?

Sahi baya açtık arayı. Ama özledim hem yazmayı, hem sizlerle buluşmayı. Hani hep diyorum, bizim hasbihalimiz dilden dökülüp kâğıda düşenler. Sevincimiz aynı, hüznümüz aynı, aynı topraklardayız. Aynı havayı soluyan, aynı sokakları paylaşan insanlarız. Urla’da yaşayıp, Urla’da olan aksaklıkları yazmamak olmaz. Çünkü hepimiz daha iyi bir Urla’yı hak eden insanlarız.

Öcal ağabeyi hepiniz bilirsiniz. Gazetemizin ve ülkemizin değerli kalemlerinden. Onun çok güzel bir sözü var. “Urla’da yaşıyorsak, Urla’yı yazmak bizim borcumuz” der. Hep aklımda bu söz. Bizim Urla’ya, Urlalı’ya borcumuz bu.

Neyse bu kadar yazdım ama devamsızlığım çok biliyorum. Neredeyse 2 ay oldu yazmayalı. Zaten Göksel Kayseri devamsızlıktan bırakacak beni az kaldı. Ama inanın sebeplerim var. Hele hele bayramın ikinci günü verilmiş sadakam vardı, diyebilirim. Sivas’tan, Gaziantep’e yolculuk yaparken az kalsın içinden bulunduğum otobüs kaza yapıyordu. Bayram günü, inanın otobüs firmalarında şoförler ne kadar dinleniyor bu süreçte bilmiyorum. Şoförün hatasıdır, değildir bilemem ama bu tip olaylar felaketlere yol açabilir. Tabi burada suçlu arayacak olursak etkenleri çok. Zaten bu konunun özü de yine etkenlerden biri, “yollar”. Dün gece yağmurda evden çıkmış giderken Urla da gördüğüm manzara içler acısıydı. Turistik bir belde, bir değer olan Urla’ya ve burada yaşayan Urlalıya reva görülen yollar felaketti. Sanayi kavşağında yolda kalan bir araba, Sıra Selvilere giden yolda diz boyu sular.

Ya düşünsenize astronomik rakamlara gayrimenkuller satılan bu ilçe de, bırakın yağmur suyu alt yapısını, doğru düzgün kanalizasyon hattı bile yok. Milyon milyon istenen evlerde hala fosseptik çukurları var.

Neyse bugün konumuz zaten alt yapı değil, onun da günü gelecek. Bugün konumuz yollar. Doğalgazdan dolayı açılıp kapanmayan, tamiri yapılmayan yollar. Sadece bu değil. Hiç Bozavlu tarafına dikkat ediyor musunuz? Her taraf beton santralleri ve fabrikalar ama daracık bir yol. İki araba yan yana zor geçerken, iki tırın yan yana geçmesi bekleniyor burada. Sağlı sollu beton santralleri, yanında belediyenin fen işlerine ait garaj, tabi bu santrallere gelen büyük araçlar birde yol kenarında bekleyince, görüntü evlere şenlik. Sahi müdahale etmek için büyük bir kaza veya faciamı lazım? Onu da yaşadık. Daha 1 kaç ay önce hemen hastanenin karşısında bulunan TOKİ’lerin orada ki parka bir mikser devrilmişti. Allahtan kimseye bir şey olmadı. Orada bekleyen birileri yoktu. Hadi orayı hastaneye giden gelen görüyor. Peki ya o yolun devamı. Kimsenin o yoldan haberi yok. Ya Urla’ya değer katmak için, dumansız işletmeler kuruluyor. Ama o işletmelere gidecek doğru dürüst bir yol yok ortada. Bildiğiniz bir offroad parkuru şeklinde o bölge.

Bu hafta enginar festivali var ilçemizde. Her yıl ülke genelinden birçok insanın katıldığı bir festival. Evet, Urla artık bir marka, bir değer. Ama bu değer lafta kalmasın. Urla’ya da Urlalı’ya da bunu hissettirin.

Neyse geldik yine sona kalın sağlıcakla…