Uzun bir aradan sonra, yine geldik bir araya. Yine bizim sustuğumuz, yazan ile okuyanın o hoş sohbeti yine başladı. Bir çıt sesi bile duymadığımız, ama onca kelimenin yer aldığı o saatteyiz yine.

Yılın son sayısında, siz değerli okurlarımızla 2023’ün bir muhasebesini yaparak, güzel temennilerde bulunmayı çok isterdim. Ama ne yazık ki kısmet olmadı. 2023 tatsız başladığı gibi tatsız da bitti. Umarım 2024 beklentileri karşılar, hayallere ışık olur. Nedense artık gelen gideni hep aratıyor. İnşallah 2024 bizi şaşırtır ve bu ritüel bozulur.

Esasında benim de beklentilerim çok 2024’ten. Bu sene yeni yıla çok ama çok farklı duygularla girdim. Çok güzel huzur dolu bir yerdeydim. O kadar huzurluydum ki, geldiğim noktanın ne kadar önemli olduğunu gördüm. Bir kere 2024’e girerken kendi adıma bazı radikal kararlar aldım. Ömrün yarısı dediğimiz yaşta, geri kalan yarıya yepyeni bir sayfa açtım. Yani anlayacağınız, her şeyin çok farklı olması inancıyla bir adım attım.

Bu iş esasın da sevgili dostlarım, meslek büyüklerim, ablalarım dediğim iki değerli insanın işi. Birisi Çiğdem Adalı, diğeri Nuray Çetingöz. Her ikisinin de aslında ortak bir mottosu var. Yaşadıklarınız, yenilenmeniz için bir ışık, aldığınız kararlar ise rotanız olsun derler.  İşte benim de yaptığım tam bunun gibi oldu.

Neyse sevgili dostlar, dediğim gibi bu onların işi. Ben bugün size içimden geçenleri anlattım, yaşadığım duyguları. Bugün pek fazla gündem ve siyaset yazasım yok. Aslında yazacak çok şey var da bugün için yok. Yoksa doldum taşıyorum bile. Ama aklımdakilerin zamanı var.

Yoksa bu ülkede yıllarca çalışmış, hizmet etmiş, rahat yaşayacağı dönemde hala çalışmak zorunda kalan emeklilerimizi ve onlara reva görülen zamları unutmadım.

EYT’den emekli olup, aylardır maaşları bağlanmayan mağdur olanları unutmadım.

Asgari ücret zammı sonrası, hemen 1 Ocak sabahı fiyatlara yansıyan zamları da unutmadım.

Bunlar daha başlangıç. Unutmadığım çok şey var. Yani hareketli yazılara az kaldı. Ama bugün o gün değil.

Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle, bir kez daha korkmadan yazan, doğrudan dönmeyen, kalemine paha biçilemeyen, bu Uğur’da can verip, ama hala bizler için aramızda olan tüm meslek büyüklerimin, meslektaşlarımın, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Kutlu Olsun. Hasan Tahsin’den emanet olan o ilk kurşunla, durmadan, doğruyu yazacağımız nice güzel günlere diyelim.

Ayrıca tüm okurlarımızın, canı yürekten, kandilini kutluyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum. Her şeyin gönlünüzce olacağı bir yıl olması dileğiyle. Şimdilik bu kadar.

Neyse geldik yine sona, kalın sağlıcakla…