“ Çok uzaklara bakan, önündeki çukura düşebilir.”

Sevgili okuyucular,

Acısıyla tatlısıyla 2022’yi geride bıraktık. Şimdi yepyeni bir ümitle 2023 yılına girdik. Ümit ediyorum 2023 Haziran’da yapılacak seçimle tüm sıkıntılarımızı atar sağlıklı, mutlu bir yıl geçiririz.

Ümidimiz, kendi insanlarımız kadar tüm dünyadaki insanların da mutluluğu ve huzurudur. Geçtiğimiz “9 Aralık Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Günü”, “ 10 Aralık İnsan Hakları Günü” idi.

Ama çok yazık ki 2022 de bu önemli günleri yaşayamadık. Huzuru, kardeşliği, dostluğu, merhameti ve de vicdanı hareketleri yaşamadığımız, görmediğimiz için tüm ümitlerimizi 2023’e bıraktık.

Bu bölümü şu güzel sözle kapatıyorum; “ İçini terbiye etmemiş dile kelepçe vuramazsın.Yalanı kitap etmiş insana doğruyu anlatamazsın..”

MİLLETVEKİLİ SAYISI DÜŞÜRÜLMELİ

Yıllar önce TBMM’de Milletvekili sayısı 300 idi. Her nedense daha sonra bu sayı 600’a çıkarıldı. Peki sayıları 600’a çıkarılan bu milletvekilleri ülkeye neler kazandırdılar, ne gibi hizmetler sağladılar? Sadece liderlerinin istekleri doğrultunda Evet-Hayır için el kaldırıp el indirdiler. Millete ve ülkeye hizmet için ortaya çıkan bu vekillerin ülkeye aylık maliyetlerinin milyonlarca liraya mal olduğunu biliyor musunuz? Her bir Milletvekilinin ülkeye aylık maliyeti 60 bin lira civarında..

BAZILARI EĞİTİMSİZ, CAHİL GENÇLİK İSTİYOR

Geçmiş yazılarımdan birinde yazmıştım. Bir Profesör etiketli kişi yaptığı bir açıklamada gençlerin eğitim almalarına karşı çıkmıştı. Şimdi de Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlandığı iddia edilen “ Diyanet ve Gençlik “ adlı bir kitapta da aynı düşünce ileri sürülüyor;

…Maalesef ileri zekâlı bir nesil geliyor ve sürekli sorular soruyorlar… Böyle giderse evde huzur, camide cemaat kalmayacak…

Anne ve babalara sesleniyoruz, çocuklarınıza zekâ geliştirmeyen oyuncaklar verin…

Eğitime ayrılan paralarda boşa gidiyor..”

İşte cahil ve sahte sözde Müslüman kafalıların görüşü bu. Bakın merhum İlahiyatçı Profesör Y.           Nuri Öztürk ne diyor; Bir toplum kendi dilinde islâmı öğrenmediği sürece, sahte Müslümanlarınca yönetilmeye mahkumdur.”

BU GERİCİ, ATATÜRK DÜŞMANLARININ KARŞI OLDUKLARI ANAYASA MADDELERİ

MADDE 2: T.C., (...) insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, láik ve sosyal hukuk Devletidir.

MADDE 42: Eğitim ve öğretim, Atatürk ilke, inkılapları doğrultusunda, (...) yapılır.

  1. 58: Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda (...) gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.

MADDE 81: Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde and içerler: "Devletin varlığı ve bağımsızlığını, (...) láik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma (...) namusum ve şerefim üzerine and içerim."

MADDE 103: Cumhurbaşkanı, görevine başlarken TBMM önünde aşağıdaki şekilde and içer: "Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, (...) Atatürk ilke ve inkılaplarına ve láik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, (...) namusum ve şerefim üzerine and içerim."

MADDE 134: Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılaplarını, Türk kültürünü, Türk tarihini, dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak.

KIBRIS’TA RUMLARIN YAPTIĞI KANLI NOEL KATLİAMINI UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ..

Bu katliamda Kıbrıs’ta Rumlar, Akritas Planı kapsamında EOKA ile birlikte diğer terör örgütleri Kıbrıs Türkü'nü yok etmeyi amaçlıyordu. 21Aralık 1963 yılında başlatılan ve adı Kanlı Noel olarak adlandırılan bu planla, Kıbrıslı Türklerin devletten uzaklaştırılması ve bertaraf edilmeleriyle beraber Ada'nın Yunanistan'a bağlanmasını öngörüyordu.  Ve Türklere karşı yapılan bu saldırılar devlet kontrolünde gerçekleştirilmişti. "Kanlı Noel" olarak adlandırılan bu katliamda 364 kişi şehit düştü, 103 Türk köyü boşaltıldı, 25 bin kadar insan evlerinden edildi.

Rumların Türklere karşı yaptıkları sistematik saldırı ve toplu katliamlarında "Kıbrıs Cumhuriyeti" Başkanı 3. Makarios, İçişleri Bakanı Polikarpos Yorgacis, terör örgütü EOKA-B elebaşı Nikos Sampson, EOKA terör örgütü kurucusu ve lideri Yeoryos Grivas ve sonradan başkanlık görevinde de bulunan dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı Glafkos Klerides doğrudan veya dolaylı olarak yer aldı. Kıbrıs Türkleri'ne yönelik 1963'te başlayan saldırı ve toplu katliamlar, Türkiye'nin garantörlük ve uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanarak gerçekleştirdiği 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile son buldu.

CUMHURRİYET ŞEHİDİ TEĞMEN KUBİLAY UNUTULMADI VE ŞERİATÇILAR YİNE LANETLENDİ.

Sevgili okuyucular,

Cumhuriyete karşı çıkan Şeriatçı emperyalist uşakları Menemen’de yaptıkları gösteride “Şeriat İstiyoruz” sloganları ile olaylar çıkarınca olayları yatıştırmak isteyen Yedek Subay-Öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın başını keserek şehit etmişlerdi. Kubilay her yıl olduğu gibi bu yılda 23 Aralık’ta Menemen’de büyük bir törenle anıldı.

Bilindiği üzere emperyalist güçlerin uşağı bu vatan haini şeriatçılardan 28 kişi idam edildi ve gerisi de ağır hapislere mahkûm oldu.

Şehit Kubilay’ı rahmetle anıyor, vatan ve cumhuriyet haini gericileri bizde lanetliyoruz.

URLA’NIN GERÇEKTEN HAMAMA İHTİYACI VAR.

Geçen yazımda Urla’nın büyük bir hamama ihtiyacı olduğunu yazmıştım.  Urlalı dostların birçoğu bu konuda duyarlı çıktı ve Urla’nın gerçekten bir hamama ihtiyacı olduğunu belirttiler.

Urlalıların bu duyarlılığı bana Fatih Sultan Mehmet’in hamamın insanlar için ne kadar önemli olduğunu ifade eden şu sözlerini hatırlattı; Bir şehirde üç önemli şey; Hamam, kanalizasyon ve kütüphanedir. Çünkü hamam insanların kirini, kanalizasyon şehrin kirini, kütüphane de ruhun kirini temizler.”

URLA’NIN ADI NEREDEN BİLİYOR MUSUNUZ?

İlçenin ismini nereden aldığına dair çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Halk dilinde Latince ve Rumca bataklık-sazlık anlamına gelen "Vurla" kelimesinden ve Osmanlı Padişahı Mehmet Çelebi'nin komutanlarından İbrahim Beyin sefere çıkarken kendisine "Uğurola", "Uğurlu geldi" demesinden üretildiği söylenmektedir. Ayrıca Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinde şehrin Kıdafe Kralının kızı "Ulice" tarafından kurulduğu ve şehre "Urli" adının verildiği zamanla halk dilinde değişerek "Urla" dendiği yazılmaktadır.

SEVDİĞİM SÖZCÜK: Konuşulmayan, yazılmayan acı kalbi yakar.”