“ Cumhuriyet ilim ve adalet iktidarıdır. Bunların olmadığı

  yerlerde iddia ne olursa olsun cumhuriyet yoktur.” Seneka

Sevgili okuyucular,

Cumhurbaşkanı ve Milletvekilleri seçimlerine çok az bir zaman kaldı. Bu nedenle partiler şimdi propaganda yarışındalar. Ancak benim anlatmak istediğim şey, seçilecek Milletvekili adaylarını her il kendi içinden seçmesi..

Örneğin bugüne kadar İzmir’i temsil etmek üzere seçilen adayların bir kısmı diğer illerden. Bunlar İzmir’i tanımazlar bilmezler. İçinde yaşamadığı bir ilin sorunları nasıl dile getirecekler, nasıl çözecekler çok merak ediyorum.

 İzmirliler olarak biz buna karşıyız. Bizim ilimizi hangi partiden olursa olsun temsil edecek olan adaylar mutlaka İzmirli olmalı. Bunu sadece ben veya üç-beş İzmirli değil tüm İzmirliler arzuluyor. Bu nedenle partilerin il ve ilçe yönetimleri bu isteği dikkate almalı ve genel merkezlerine ısrarla önermelidirler.

…….

MİLLETVEKİLİ SAYISI 300’e İNDİRİLMELİ

Bir başka sorun da daha önce de yazdığım gibi bütçeye büyük yük olan ve görevleri sadece genel başkanlarının talimatı ile parmak indirip-kaldırmak olan Milletvekili sayısı çok fazla. Türkiye bu 600 Milletvekilinin ve yardımcılarının maaşlarını kaldıramayacak durumda olup Türkiye için lüks olmakta.

Biliyorsunuz bu 600 kişilik seçilmişlerin arasında dokunulmazlık zırhına bürünmüş bir takım sözde milletin vekili, ülkeyi bölmeye çalışmakta, çağdaş, laik cumhuriyete karşı şeriatı savunmakta ve devleti hortumlayanlara da sessiz kalmaktalar.

 

CUMHURİYETİN İLKELERİ YOK SAYILIYOR

Geçtiğimiz 10 Nisan Laiklik Günü idi. Laikliğin insan hayatında önemi büyüktür. Çağdaş toplumların temel özelliklerinden de biridir. Bizi çağdaş, laik bir cumhuriyete kavuşturan Atatürk’e-ATAMIZA bu nedenle minnettarız.

Evet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti çağdaş, laik ve insan haklarına saygılı bir devlettir. Çağ dışı fikirler, düşünceler ve faaliyetler bu ilkelere ters düşüyor.  Etrafımıza şöyle bir baktığımızda çağ dışı kılık kıyafetli toplumsal yaşamı kirleten bir grup cehalet grupları var. Bunlar çağdaşlığı, laikliği savunanlarıda tehdit edebilmekte,  insanların kafalarını keseceklerini de alenen korkusuzca haykırabilmekteler!.

 Kısaca bu gibi faaliyetleri Anayasa ve ceza yasaları yasaklıyor ama ne yazık ki aydınlarımız,  Cumhuriyet Savcılarımız sessiz kalıyorlar.

Umarız yeni dönemde yukarıda saydıklarımız dikkate alınır da gereği yapılır.

*  *  *

TÜRKİYE, YÖNETİCİ FAKİRLİĞİ YAŞIYOR,

Atatürk’ün 1923 de kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1960’a kadar bugünkü kadar ülkemiz, çağdaş, laik cumhuriyet rejimini ve ülke güvenliğini tehlikeye atan büyük kaoslar yaşamadı. Uluslararası arenada itibarımız bu kadar düşmedi. Bu durum Türk halkı olarak bizleri rahatsız etmekte. Bütün bunların nedeni; Devletimizin becerikli, istikrarlı, liyakatli yönetici fakirliği yaşamasından ileri geliyor. 

1960 sonrası yıllara baktığımızda devlet yönetimine gelenler, zengin daha da zenginleştirilmiş, istihdama yönelik yatırımlar ihmal edilmiş, dış borçlar artmış bunun neticesinde de yaşanan işsizlik yüzünden yoksulluk, sefalet ve açlık artmış durumda.

 

 

*  *  *

 

4 NİSAN: SOKAK HAYVANLARINI KORUMA GÜNÜ İDİ..

  “ Ev’de kedi beslemeyen fare besler.”

 

Sevgili okuyucular,

Geçtiğimiz 4 Nisan Sokak Hayvanlarını Koruma Günü idi. Ama ne yazılı ne de görsel basında bu konuda insanları aydınlatacak hiçbir yayın görmedik. Dünya Sağlık Örgütü her yıl 4 Nisan’ı “ Sokak Hayvanlarını Koruma Günü “ olarak ilan etmiş ve sokak hayvanlarının korunmasıyla konusunda bir takım etkinliklerin yapılmasını önermiştir.  Ve bu etkinliklerde sokak hayvanlarına karşı yapılan aç bırakma, yaralama, öldürme gibi eziyetlerin önlenmesi konusunda insanların din’i ve ahlâki yönden aydınlatılması önerilmiştir.

Hayvana Eziyet İslam Ahlâkına Sığmaz

Biliyorsunuz zaman zaman gerek basılı, görüntülü medyada ve gerekse sosyal medyada hayvanlara yönelik vicdanları yaralayan görüntülerin yer aldığını hepimiz biliyoruz. Bu nedenle hayvanlara yapılan eziyet, İslam ahlâkına sığmayan, insanlığa aykırı bir davranış olduğu bilinmelidir.

Bakınız Enam Suresi 36. Ayeti ne diyor; "-Yeryüzünde yürüyen bütün hayvanlar ve kanatlarıyla uçan bütün kuşlar da ancak sizin gibi birer ümmettir. Ancak hayvanların akılları ve şuurları olmadığı için insanlar gibi bir takım sorumluluklarla yükümlü değildirler. Biz kulları olarak yükümlü olduğumuz mesuliyetlerden birisi ise hayvanları korumak ve onlara karşı merhamet göstermektir.”

Lütfen sokak hayvanlarını koruyalım, hayvanlara eziyet edenleri, aç bırakanları ve hayvanlara yardımcı olanlara karşı çıkanları yetkili makamlara şikayet edelim.

KISA KISA

ATATÜRK diyor ki,

“- Devlet halinde oluşmuş bir toplumun Anayasasında adalet örgütünün öneminin açıklanması gereklidir. Ulusların yargı hakkı bağımsızlıklarının birinci koşuludur. Adalet örgütü bağımsız olmayan bir ulusun, devlet halinde varlığı kabul edilemez.”

…..

Bakınız cahiller için nasıl bir yorum yapılıyor;

Cehalet sorgulamaz; YARGILAR

Cehalet öğrenmez; İNANIR

Cehalet okumaz; HATMEDER

Cehalet hoş görmez; KATLEDER

Cehalet ilkeldir; SOSYALLAŞMAZ.

…….

CEHALET ÜZERİNE FELSEFE

Biraz da felsefe yapalım. Filozof Roger Bacon cehalet konusunda bakın ne diyor;  Uygun olmayan kaynaklata baş vurmak, hatalı göreneklerden kurtulamamak, bilgisiz kalabalığın kanatlarını ciddiye almak ve cehaleti saklamak için ukalalık yapmak.”

E-posta: hulusisenel@yahoo.com

…………………………………………………………..

SEVDİĞİM SÖZCÜK:  Sermayesi cehalet ve yalan olan bir siyaset , geri kalmaktan utanmaz.”