Eğitim ticaret değildir.” Finlandiya Eğitim Bakanı

Sevgili okuyucular,

24 Nisan Öğretmenler Günü’dür. Kutlu olsun ama bugün ülkemizde uygulanan eğitim sistemi gerçek bir eğitim midir? Bu soruya ne yazık ki doğrudur şeklinde bir cevap vermemiz mümkün değildir. Bunun nedeni de yetişen yetiştirilen öğretmenlerin bu görevi layıkıyla yapıp yapmadıklarına dikkat etmemiz lazım. Yani öğretmenler Atatürk’ün kurduğu çağdaş, laik cumhuriyete uygun eğitim sistemi ile yetişmekte midirler buna çok dikkat etmemiz gerekir.

PEKİ, ÖĞRETMEN KİMDİR?

Öğretmen, toplumun eğitim hedefleri doğrultusunda bireylere eğitim ve öğretim sunmakla görevli kişiye verilen mesleki bir unvandır. Türk Dil Kurumu sözlüğüne baktığımızda, “Mesleği bilgi öğretmek olan kimse” olarak tanımlanır öğretmenlik.

Einstein “eğitimin düşünmek için aklın eğitilmesidir” der. Çok doğru bir söz. İyi de bugünkü eğitim sistemi Einstein’in bu görüşüne uymakta mıdır o da ayrı bir konu…

Ülkemizin çağdaş ve laik bir ülke olarak ilerlemesi için öğretmenlerin Atatürk devrimleri ve ilkeleri ışığı altında yetişmeleri gerekir. Ancak bu ilke ile yetişecek çocuklar, gençler ülkelerine faydalı olabilir. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün amacı bu mesleği yapanları onurlandırma günüdür.

MİLLİ BENLİĞİMİZ TEHLİKEDE

Türk örf ve adetlerine, dilimize, kültürümüze ve Türklüğümüze büyük önem veren yazar Yılmaz KARAHAN yukarıdaki başlığı taşıyan bir yazısını gönderdi bana. Dört sorudan oluşan bu yazıdan bir özetleme yaparak sizlere sunuyorum.

“-Türk sosyo-kültürel hayatın değişime uğradığının farkında mısınız?

-Her köşe başında Arap sığınmacı genç kadın ve çocukların birlikte oturduğunu gördünüz mü?

-Sokaklarda bağırarak konuşanların çoğaldığına tanık oldunuz mu?

-Konuşma dilinize, kulak algısından dolayı giren yabancı kelimeleri hissettiniz mi?”

Sözümün özü şudur:

Türklüğe dair kültürel değerler, milli olmayan unsurlar tarafından bilinçli olarak arabesk bir yaşama dönüştürülüyor! Toplumun; ahlak da, dil de, sanat da, folklar da, edebiyat da kendine ait olmayan değerlerle tanışması ve onu bilmeden veya farkında olmadan kabullenmesi milli direncinin kırılmasına sebep olur.

Duygusal davranarak "merhamet" adı altında sindire sindire sosyal bir devrim uygulanıyor! "Kimliklerinizi koruyun" dediğimde bunu nüfus cüzdanınızı saklayın şeklinde anlamayın. Milli benliğinizi koruyun!

Koruyun ki; Gençliğimize emaneti bozulmadan teslim edelim!”

CANIMIZIN - MALIMIZIN KORUYUCUSU POLİSLERİN SORUNLARI GİDERİLMELİ

Hepimizin bildiği gibi kamu hizmetinde en zorlu görevi canımızın, malımızın koruyucusu Polislerdir. Kışın soğuğunda, yazın sıcağında gece-gündüz görev yapmaktalar. Öyle zorluklar yaşarlarken ki doğru dürüst aile hayatları bile olmamakta. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de ani tayinlerle karşılaşır çocuklarının eğitim düzeni bile bozuluyor.

Gazetelerde okuduğumuz haberlere göre daha önce dört tayin dönemi yaşayan bu vefakâr insanlar için tayin sayısı beş’e çıkarılmış. Bu nedenle de İçişleri Bakanı Soylu muhalefetten büyük tepki aldı. Nitekim bu konuya el atan CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, TBMM’ne bir soru önergesi vererek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya çağrıda bulunup: “Uçuracaksanız polislerin yaşam standardını uçurun! ” dedi.

Polislerin yaşadıkları baskı ve aşırı mesai yapmaları nedeniyle bir takım intihar vakalarının gerçekleştiğini duyuyoruz. Bu gerçekten can yakıcı bir durum. Bu nedenle canımızı, malımızı ve hatta ülkemizi korumaya çalışan polis kardeşlerimizin çalışma hayatına bir düzen vermemiz gerekir.

Bu nedenle CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği önerge de  “Türkiye’de tüm memurlar günde 8 saat çalıştırılırken, polis memurlarının her gün gece-gündüz 12 saat çalıştırılmasını nasıl karşılıyorsunuz? Her gün 4 saat fazla çalıştırılan polislere mesai ücreti ödeniyor mu?” sorusunu sormak zorunda kaldı ve “ Sayın Bakan Türkiye Temmuz’da uçacak, ha şimdi uçacak, 300 yıllık açık kapanacak” şeklindeki söylemlerle halkı oyalayacağına önce kendine bağlı binlerce polisin sorunlarını çözmek ve polislerin yaşam standartları yükseltmek, onların maaşlarındaki makası kapatmak için gayret gösterin” diyerek şu soruları sordu:

1-  Türkiye’de tüm memurlar günde 8 saat çalıştırılırken, polis memurlarının her gün 12 saat çalıştırılmasını nasıl karşılıyorsunuz?

 2-  Her gün 4 saat fazla çalıştırılan polislere mesai ücreti ödeniyor mu?

 3-  Geçmişte astsubay maaşına endeksli olan polis maaşları, uzman çavuşların maaşları ile eşit düzeye getirildi. Gerekçesi nedir?

4-  Jandarma İçişleri Bakanlığı’na bağlandı. Her iki kesim de güvenliği sağlıyor. Jandarma alt üst, polis alt üst naaşları nedir?

5-  Dört yıllık üniversite mezunu polislere tahsiline göre yükselme ve maaş veriliyor mu?

SEVDİĞİM SÖZCÜK: Gelecekteki bir dünyanın temeli, bugün bizlerin bulunacağı özveriler ölçüsünde.