Platon diyor ki; “Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim almış olması şarttır.”

                                                         Hulusi ŞENEL 

Sevgili okuyucular,

2002 öncesi Türkiye’sini “Eski Türkiye”  diye adlandıranlar, şunu çok iyi bilmelidirler ki, o eski Türkiye’nin verdiği eğitimle bugünkü mevkilerine geldiler. Ne yazık ki Atatürk’ün kurduğu çağdaş, laik cumhuriyetin değerini bilmeyecek, kavrayamayacak kadar cehalet örneği sergileyebilmekteler!.

Peki Yeni Türkiye’de neler oldu? Eğitim yan yattı. Okullar İmam-Hatip olacak gençlerle doldu. Buradan mezun olanlar ilimden, bilimden uzak kalmış-kalacak gençler mi ülkemizi kalkındıracaklar?!.

Bu milli duygularını kaybetmiş cehalet grubu, ülkenin cemaat, tarikatlarla nasıl yozlaştığını,  milli duyguların nasıl yok edildiğini, milli kurumların yabancılara nasıl peşkeş çekildiğini, kadın katliamlarının arttığını görmüyorlar, anlamıyorlar mı?

Bir milleti yok etmek, ülkeyi çökertmenin yolu, o ülke insanlarını Osmanlı gibi cahil bırakarak, tarihini, dilini, manevi değerlerini yozlaştırmaktır. Nitekim bugünkü yeni Türkiyecilerde bunu yapıyorlar.

Bu yeni Türkiyeli hocalar, şeyhler sosyal medyada, televizyonlarda bir dua ile yangınların söndürüleceğini, okunmuş terlik giyenlerin cennete gideceklerini, Tanrı-Allah ile konuştuklarını iddia edecek kadar cehalet örneği sergilediklerinin farkında bile değiller. Ve bunlar kendilerinin ve muritlerinin yasalara göre yasak olmasına rağmen çağdışı kıyafetleriyle şehirleri kirlettiklerinin bile farkında değiller..

*  *  *

YENİ TÜRKİYE’DE GAZETECİLERE SALDIRI, BASKI DEVAM EDİYOR

Sevgili okuyucular,

Bu arada “Yeni Türkiye”de muhalif basına bir baskı dönemi başladı. Gerçekleri yazmak için koşuşan genç arkadaşlarımız, bir takım cemaat-tarikat ve iktidar yandaşı-fedaileri yanı sıra çok yazık ki bazı polislerimiz tarafından da saldırıya uğradıklarına dair haber alıyoruz. Bu çok üzücü. Polisin esas görevi, saldırılara uğrayanları kim olursa olsun korumaktır. Bu polisler yarın iktidar değiştiğinde nasıl hesap vereceklerinin hesabını da bilmelidirler, düşünmelidirler.

……

CHP Milletvekili Sertel; SALDIRILARI, BASKILARI KINADI

Nitekim İzmir-CHP milletvekili Attila Sertel Yeni Türkiye’de gazetecilere yapılan saldırıyı kınadı ve “Savcıları göreve çağırıyorum, kim olursa olsun hukuka saygılı olmak zorundadır. Gazetecilere yapılan saldırıyı ve aynı zamanda İçişleri Bakanını kınıyorum. Gazetecilere yönelik şiddeti uygulayan polisler suç işlemektedir ama aslında polisler değildir suç işleyen Yeni Türkiye’nin iktidarıdır ”diye açıklama yaptı.

*  *  *

BİR ÜNİVERSİTE HOCASI BAKIN NE DİYOR?

Atatürk’ün dediği gibi “Okumuş ama cahil kalmış” ve bir yerlerde koltuk kapma veya maddi çıkar peşinde koştuğu anlaşılan Amasya Üniversitesi üstelik İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Ümit Toru bakın ne diyor; “Küfür ve sapıklık, fen ve felsefeden besleniyor ve bilim dinsizliği arttırıyor!”

İşte Yeni Türkiye’nin bir üniversite hocasının dünya görüşü! Şimdi bu ilahiyatçı hocaya Kuran ve Haz. Muhammed’in “BİLİM İÇİN” ne dediğini hatırlatalım;

 “…Ey Rabbim! İlmimi artır de.”

 “…Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”

 “ İlim Çin’de de olsa ona talip olun. Çünkü ilim her Müslümana farzdır.”

 “ Kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır.”

*  *  *

PEKİ AYDINLAR NE DİYOR;

Yekta Güngör Özden (Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı)

-Türkiye’de toplumsal karışıklık, özellikle yönetimin tutumlarından kaynaklanmakta ve onların gereksiz yanlışlıkları ve atılımları da yönetimin hoşgörüsüne bağlanmaktadır. Bunları Türkiye’nin cumhuriyet nitelikli yapısına tümüyle aykırı buluyorum. Ne söylediğini bilmeyen insanların devlette görev almalarının ve kamuya açık konuşmalar yapmalarının sakıncaları çok büyüktür. Bunları düşünmeyen, bunların yaratacağı aykırılıkları ve çirkinliklerle getireceği zararları gözetmeyen insanların yönetimde yer alması da üzücü ve düşündürücüdür.”

……

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu (Eski Türk Tarih Kurumu Bşk.) 

-Bu kişi anlaşılan cahilin teki. Ne din konusunu biliyor ne de ilim konusunu. Bilimin din ile doğrudan bağlantısı vardır. Bizim inancımıza göre Kuran-ı Kerim’i okudukları takdirde ilim ile ilgili çok ayet vardır. Her şeyden önce, “Hiç bilenlerle bilmeyenler aynı olur mu?” der.

İlk ayet “Oku” diye başlar. Allah’ın adı ile oku der. Dinimiz hep aklı öne sürer, düşünmeyi öne sürer.

…Ayrıca ilim kimdeyse gidin öğrenin diyen peygamberin temsil ettiği dini söz konusu ediyorlar. Buna benzer o kadar çok ayet vardır ki… Buna bağlı olarak da bunlara karşı çıkanlara “İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak eder misin?” diye ayet var. Beyinsiz kelimesi düşünmeyen, akıl etmeyen, ilime karşı çıkan anlamına gelir. Mantıksız insan anlamına gelir…

… Dolayısıyla bu konuşmacının konuşmasına ne kadar aykırı olduğunu gösteriyor. Kendilerinin bildikleri din değil, hurafedir. Kendi kafalarından uydurdukları bir dindir. İlimsiz din olmaz, kuru kuruya inanç sadece kulaktan dolma din anlamına gelir. Bugün bunlardan o kadar çok ki…

…Yalakalık yapmak Türkiye’de çok yaygın hale geldi. Bilim insanı siyasetle alakalı davranmaz, doğru bildiğini söyler, doğru bildiğini yapar. Biz Türkler akılcı İslam’ı benimsemişiz. Ki kurandaki çoğu ayet akıl üzerine düşünce üzerinedir.”

E-posta: hulusisenel@yahoo.com

…………………………………………….

SEVDİĞİM SÖZCÜK: Bütünü ile iyi ya da kötü yoktur. İki şey müstesna; Hikmet iyidir, cahillik kötüdür.”