Duruşuyla, düşünceleri ile ve yaptıklarıyla hayran olduğum insanlar var bu dünyada. Mesela Türkan Saylan, Nazım Hikmet, Zülfü Livaneli, Kraliçe 2.Elizabeth, Nikola Tesla, aklıma gelen ilk isimler arasında.

Bunların hiç biri hayatları boyunca kolay işlerle, kolay kişilerle mücadele etmiş değiller. Aklıma ilk gelenlerden oluşan bu liste içerisinde tek hayatta olan Zülfü Livaneli. Tanrı ona sağlıklı uzun ömürler versin. Çok severim. Duruşu, düşünceleri insanlık adına yapılması gereken faydalı fikirleri ve özgürlükçü bakışı benim için çok değerli. Sadece düşüncelerini dile getirdiği için bile çekmediği eziyet kalmamış.

Tabii ki küçük listedeki isimleri tek tek anlatacak değilim size. Hepsi de benim için inanılmaz değerli insanlar. Fakat listemin birinci sırasında tahmininiz üzere Mustafa Kemal Atatürk var. Benim için değil sadece, dünyanın birçok yerinde, sayamayacağınız kadar çok seveni ve takdir edeni var. Bence O dünyaya gelmiş en büyük lider. Hepimiz biliyoruz gerçi, başarılarının önemi. Tartışmasız çok takdir edilesi. Her ne kadar azınlıkta da olsa yeren örümcek beyinler var provokatörlere inanan.

Bence O’nu anlamak için yapılacak tek bir şey var. O da Nutuk’u okumak. Kitabın ilk sayfasını açtığınız anda, her şeyi bir kenara bırakıp, tarafsız bir ruh halinde okumaya başlanmalı. İnanın ağzınız açık, hayretler içerisine düşerek okuyacak ve elinizden bırakmak istemeyeceksiniz. Bence durup durup tekrar tekrar okunması gerekir.

Bu yazımda Nutuk’tan alıntılar paylaşmak istiyorum.

Mesela Nutuk’un girişinde durum saptaması yapılmış.

“1919 yılı Mayıs’ının 19. Günü Samsun’a çıktım. Genel durum ve görünüm: Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu ittifak, Dünya Savaşında yenilmiş, Osmanlı ordusu her yanda zedelenmiş, ağır koşulları bulunan bir ateşkes antlaşması imzalanmış. Dünya Savaşı’nın uzun yılları boyunca Ulus yorgun ve yoksul durumda. Ulusu ve ülkeyi Dünya Savaşı’na sokanlar, kendi yaşamlarının derdini düşerek, ülkeden kaçmışlar. Saltanat ve Hilafet makamında bulunan Vahdettin soysuzlaşmış kendini ve yalnızca tahtını güvenceye alabileceği alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükümet zavallı beceriksiz onursuz ve korkak; yalnızca Padişahın buyruğuna bağlı ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecek herhangi bir durumu benimsemeye hazır. Ordu’nun elinden silahı ve cephanesi alınmış ve alınmakta.”

Nutuk’un ilk başlarında yazılı bulunan bu cümleler, Osmanlı İmparatorluğu’nun durumunun son derece vahim olduğunu tam anlamıyla ifade etmiş.

Nutuk’ta altı çizilecek notlardan biri de şudur:

“Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklale sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, istiklalden yoksun bir millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık görülemez.”

“Aciz ve korkak insanlar, herhangi bir felaket karşısında milletin de hareketsizliğe sürüklenmesini ve bir kenara çekilip kalmasına yol açarlar.”

“Geleceği için ölümü göze alan bir millet; insanlık, haysiyet ve şerefini gereği olan bütün fedakârlığı yapmakla ümit bulur ve hiç şüphesiz ki esirlik zincirini kendi eliyle boynuna geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete kıyasla dost ve düşman gözündeki yeri bambaşka olur.”

“Tam bağımsızlık demek, elbette siyaset, maliye, ekonomi, adalet, askerlik kültür gibi her alanda tam bağımsızlık ve özgürlük demektir. Bu saydıklarım herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulus ve yurdun gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir.”

“Efendiler, bu nutkumla, milli varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklalini nasıl kazandığını ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.

Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum.”

Ey Türk gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir...

ATAM SEVGİ VE MİNNETLE...