Bazı kadınlar vardır, çok ön planda görünmeseler de, başarıları, güçleri tartışılamaz. Hayranım her ne yaşarsa yaşasın duruşunu bozmayan kadınlara. Dünya çapında ismi duyulmuş birçok insanın yaşamına, karakterlerine dair bilgiye sahip olduğumuzu sansak da, bazen bir bakıyoruz ki okuduğumuz bir başka kaynaktan hiç bilmediğimiz, hayrete düşüren gerçeklerle karşılaşıyoruz. Ben de geçtiğimiz günlerde, birçok hayat hikâyesini anlatan kitap okumuş olmama rağmen ve birçok film izlemiş olmama rağmen, Latife hanım hakkında daha önce hiç duymadığım yeni bilgiler edindim. Bir kez daha kendisine hayran bıraktı beni. Bu makaleyi aynen sizlerle paylaşmak istiyorum izin verirseniz. Sizde de bende bıraktığı etkiyi bırakacak mı merak ediyorum.

“Latife hanım tanınmasın rahatsız edilmesin diye Atatürk’ün isteğiyle Fatma Sadık adıyla pasaport düzenlenmişti. Yurt dışına giderken Latife kimliğini değil Fatma Sadık kullanıyordu.

Konser ve tiyatroları kaçırmazdı. Kenter tiyatrosundan sezonluk koltuk alırdı. Beyoğlu’nda sinemaya giderdi. Yemesine içmesine dikkat ederdi. Hiçbir yaşında kilo almadı.  Saçını hiçbir zaman boyamadı.  Bembeyaz saçları gür ve ışıl ışıldı.

Topuz yapardı ve daima fildişi tarağıyla tuttururdu.

Müthiş bir kütüphanesi vardı. Shakespeare, Goethe, Schiller, Corneille, orijinalinden okurdu.

Tevfik Fikret,  Ahmet Haşim, Yahya Kemal, ezbere bilirdi.

50 yaşından sonra Rusça öğrendi Puşkin hayranıydı.

Emektar Rum kadın hizmetlisi vardı. İrfan hanım adında aşçısı vardı. Şoför kullanmazdı, taksiyle dolaşırdı. Göğüs kanseri oldu, 1975 yılında 76 yaşında öldü. Devlet töreni yapılmadı, tabutuna Türk bayrağı sarıldı. Cenaze namazı Teşvikiye Camii’nde kılındı. Edirnekapı şehitliğinde toprağa verildi. Ziraat Bankası’nda ve Osmanlı Bankası’nda 2 adet kasası vardı. Bu kasalar vefatından 4 yıl sonra açıldı. Cumhuriyet tarihine ait belgeler, mirasçıları tarafından Türk tarih kurumuna verildi. Özel eşyaları tasnif edilirken nikâh yüzüğü çıktı. Platindi. İçinde Latife 1339 yazıyordu. Yüzüğü pembeye bir kağıtla paketleyip, mücevher kutusuna koymuş, kutuyu da tülbentle sarmıştı. Atatürk vefat ettiğinde de özel eşyalarının arasında incecik bir platin yüzük bulundu. Şu anda Anıtkabir Müzesi’nden yer alan o yüzüğün içinde, Gazi Mustafa Kemal 1339 yazıyordu. Ayrılırken yüzüklerini birbirlerine iade etmişlerdi.

Her ikisinin de ömürlerinin sonuna kadar sakladıkları nikâh yüzükleri, İsmet İnönü’nün hediyesiydi Lozan’dan getirmişti.

Çünkü, Mustafa Kemal evlilik kararını kalbi ile vermişti ama evlilik tarihine belirlemişti. Bir ay önce Dünya ile masaya oturmuştuk. Lozan görüşmeleri başlamıştı. Lozan Antlaşması imzalanana kadar, tarihi satranç hamleleri 6-7 ay devam edecekti. Latife’nin batılı kadınlardan çok daha ileri seviyede eğitime sahip olması, Müslüman Türk kadınları için rol model olması, Avrupa basınında çok büyük yer buluyordu, müthiş sempati yaratıyordu.

Türkiye’deki değişimin vücut bulmuş haliydi. Modern Türkiye’nin modern yüzüydü. Ankara’ya yönelik algıyı değiştirmişti. Hem uluslararası imajımızı güçlendirmiş, hem de Lozan’da ki Türk heyetinin elini güçlendirmişti. Nikâh tarihi bu anlamda çok çok önemliydi. Bana sorarsanız Lozan Antlaşması’nın yazılmayan yönüydü bu. Lozan Antlaşması sadece Kurtuluş Savaşı’nın neticesi değildir. Aynı zamanda kadın erkek eşitliğinin zaferidir. Lozan Antlaşması, sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu değildir.

Kadınların eşit eğitim hakkıdır, Medeni nikâh hakkıdır, boşanma hakkıdır, velayet hakkıdır, seçme hakkıdır, miras hakkıdır, seçilme hakkıdır, meslek edinme hakkıdır, çalışma hayatına katılabilme özgürlüğüdür, eşit işe eşit ücret hakkıdır, kürtaj hakkıdır, gebeliği önleme hakkıdır, kızlık soy ismini kullanma hakkıdır...

Lozan Antlaşması kadınların kafesten, peçeden kurtulmasının antlaşmasıdır, kadınların sokağa çıkabilme özgürlüğüdür, yanında erkek olmadan sinemaya restoranda, tiyatroya konsere gidebilme özgürlüğüdür. Spor yapabilme özgürlüğüdür.

Lozan Antlaşması kadınların artık bu topraklarda ikinci sınıf insan olmadığının belgesidir. Bu yüzden neredeyse 100 yıl sonra 2015 yılında, Avrupa’nın en köklü üniversitelerinden olan, Viyana Üniversitesi cinsiyet eşitliği teması ile küresel sergi açtı. Dünya çapında değerlendirme yapıldı. Dünya kadınlarına tarih boyunca rol model olmuş 36 kadın seçildi. Büstleri üniversitenin avlusuna yerleştirildi.

Dünya çapında 36 öncü kadından biri Latife’ydi. “

Cehaletin diz boyu oldu o dönemlerde bile, bir liderin eşinin bu kadar modern, kültürlü, bilgili ve eğitimli olması, her imkânların elimizin altında olduğu bir dönemde olmamıza rağmen, kültür yoksunu, eğitimsiz, at gözlüklü insanlarla beraber aynı havayı solumak bana zül geliyor doğrusu.

Sağlıklı ve mutlu haftalar dilerim.